Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

‘Kadına şiddet’in son bulması için yapılan/düzenlenen/hazırlanan onca etkinlik, proje, eğitim çabası, vs. var.
Var oğlu var da...
Bir arpa boyu yol alınabiliyor mu?
Bence hayır.
2011 yılında...
Bırakın okulları...
En ücra köye, beldeye kadar televizyonun, gazetenin, internetin girdiği iletişim çağında...
Sorun, ‘eğitim’ değil artık, insan...
‘Çözüm’ün, işine gelmediği insan.
Sizler de benim gibi, yaşıyorsunuz bu ömür törpüsü ülkeyi; okuyorsunuz/izliyorsunuz olmaz olası haberleri...
Neredeyse her gün; genç kızlar, kadınlar, anneler...
Aptalca sebeplerle, haince/şefersizce/hayvanca/hunharca katlediliyor.
Sokak ortasında, güpegündüz, onlarca insanın gözleri önünde...
Vızır vızır akan hayatın tam da göbeğinde yaşanıyor tüm bu vahşetler.
Bir Allah’ın kulu müdahale etmiyor.
O anda, kurbanlık koyun gibi yere yatırılan...
Oracıkta can verebileceğini anlayıp, ölüm korkusunun iliklerine dek işlediği ‘o kadın’ın yerine koyun bir an kendinizi...
Ne hissedersiniz?
“Bir Ademoğlu; Allah rızası için bir kişi gelse, kurtarsa beni Azrail’den” diye düşünmez misiniz?
‘Yardım’ için bakmaz mı etrafa, yalvaran gözleriniz?
* * *
Dün sabah, otobüs beklerken durakta, bunlar geçti aklımdan.
Tüm bu soruları kendime sordum?
Gözümün önünde, bir çaresizin canına kastedildiğini görsem ne yaparım?
Gözü dönmüş birini nasıl durdurabilirim?
Karışmaya cesaret edebilir miyim?
Müdahale etmeli miyim?
Yoksa herkesin yaptığı gibi, görmezden gelip, yoluma mı gitmeliyim?
Cevabını veremedim...
Hala düşünüyorum.
* * *
Tüm bu düşünce silsilesi...
Memleketimin, ‘cahiller sürüsü’nce nasıl da yaşanılmaz hale getirildiği gerçeğini bir kez daha tokat gibi çarptı zihnime.
Öldürülen kadınlar...
‘Yan baktın’ cinayetleri...
Trafikte, ‘yol vermedin/sıkıştırdın’ tartışmaları; hiç uğruna dökülen kanlar...
Ev sahibi-kiracı boğazlaşmaları...
Gürültücü komşunun, ya da otobüsteki/metrodaki dağ adamının ‘uyarı dinlemez’ tavrıyla başlayan kapışmalar...
Kısacası, daha akla-hayale gelmeyecek...
Ama hepimizin yaşadığı, gördüğü, duyduğu bir dolu saygısızlık/sevgisizlik...
Ve sonrasındaki vehametler...
Bu ülkede, tüm bu durumlarla karşılaşmak...
Her an mümkün ne yazık ki...
* * *
Peki ne yapacaksınız?
Hukuk/polis/adliye, “Öldürüleceğim, koruma verin” diyen kadını bile koruyamadığına göre...
‘Eğitim’le de yol alamadığımıza göre...
Rasyonel olmak ve her an başınıza gelebilecek tüm bu durumlara karşı ‘kişisel kriz senaryoları’nızı hazırlamak zorundasınız, derim.
Biliyorum, trajikomik bir öneri, ama böyle.
‘Çünkü’sü; çok kısa, çok net...
Yaşadığınız...
Daha doğrusu hayatta kalmaya çalıştığınız ülke, Türkiye!