Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Çok para kazanacaksınız...
Ey erkekler! Yaşadınız; şartsız-koşulsuz ‘sizi’ arzulayan, “Yok yok, sevgi falan istemiyorum, sadece seks” diyen kadınlar sırada bekliyor...
Ha bu arada, istediğiniz otomobile de sahip olabileceksiniz...
Kadınlara bedava deterjan, makyaj seti, beş yıldızlı otelde iki hafta tatil, sürdünmüydü zayıflatan krem...
Nasıl mı?
Anlatayım...
* * *
Ailecek metroda, ayaktayız...
Karşıma, orta yaşlı bi abimiz geldi.
Elinde bizim gazete.
Açtı, içinden Milliyet EGE’yi aldı, ana gazeteyi koltuğunun altına sıkıştırdı, önce ‘arka sayfaya’ şöyle bir göz attı.
Hemen akabinde, aynı hızla spor sayfasına....
Soldaki sayfanın sağ üstünde de benim köşe var.
CHP’nin pasifliği ekseninde, tek kutupluluğa giden Türk siyasetinin vatana-millete zararı-ziyanı hakkında bir yazı attırmışım!
Merakla bekliyorum, acaba ‘beni’ okuyacak mı diye...
Gözler köşeye kaydı; ama o kadar...
Bir saniye baktı-bakmadı, çevirdi sayfayı geçti.
Yıkıldım resmen...
(Hele, gözlemimi gözleyen eşimin, acıyan gözlerle bana bakışı yok muydu, işte o bitirdi beni)
Bu memlekette yazmanın ne kadar ‘boş iş’ olduğunu anladığım an, o andır.
Yine de hatayı kendimde aradım.
Demek ki, yazıya, devamını okuma isteği/merakı uyandıracak şekilde girememişim.
Başladım, “Ne yapabilirim? Okumayı sevmeyen millete, nasıl okutabilirim” diye düşünmeye...
2-3 dakika kafa patlattıktan(!) sonra, cevabı buldum:
Bu mümkün değil!
* * *
Farkındayım...
Yazının başındaki ‘rüya gibi vaatler’in yarattığı beklentiler boş çıktı, hayal kırıklığına uğradınız...
Ama buna alışkın olmalısınız; yıllardır siyasetçiler böyle kandırmıyor mu sizi?
Sayemde, en azından, ‘okuma kültürü edinme yolunda sabır çalışması’ yapmış oldunuz.
Bu arada...
Başlığa takılıp, konuya hala ‘Fransız’ kalan...
Ve de, “Eeee, tamam da niye ölecez; anlamadım ki şimdi” şeklinde hayıflananlar olabilir.
Onların da merakını gidereyim:
Yanlış mı söylüyorum kardeşim?
Eninde-sonunda ölmeyecek misiniz!!!

Haberin Devamı

Açılış gereksizliği üzerine...
Şu üçüncü dünya ülkesi kültürü bitsin artık...
Kendimizi bildik bileli; devletin en tepesindeki adamdan belde belediye başkanına, bir ‘açılış sevdası’dır gidiyor.
Parkın açılışı mı olur?
Ne kadar belediye başkanı, kaymakam, meclis üyesi, partili, yandaş vatandaş varsa...
Biniyorlar arabalara, koştur koştur gidiyorlar.
Yakılan benzine, mazota; kirletilen havaya, harcanan zamana yazık.
Açılış bölgesinin curcunaya dönmesi, çevre sakinlerine rahatsızlık verilmesi de cabası.
Lafın burasında, bir özeleştiri yapmazsak olmaz...
Bizde de kabahat var.
Artık eskisi gibi habercilik yapmıyor, ‘evcilik’, ‘doktorculuk’ misali, ‘habercilik’ oynuyoruz.
Haliyle, malzeme yokluğunda, ‘haber’ diye boy boy taşıyoruz bunları sayfalara.
Uzatmayayım... (Sevmiyorsunuz çünkü okumayı)
Ortada ‘uçak fabrikası’ ya da benzeri bir yatırım yoksa...
Açılış maçılış yapılmasın.
Lütfen.