Salih İşgören...
Allah gani gani rahmet eylesin; bırakın İzmir’de, Türkiye’de onun kadar bağış yapan, sayısız okul, hastane ve bunlara bağlı ek birimler inşa ettiren bir kişi daha yoktur.
Meslektaşım Nihat Delibaşı’nın haberinden öğrendim ki, yaşamı boyunca yaptığı bağışların toplamı 175 milyon lirayı bulmuş. Delibaşı’nın haberi, dikkat çekiciydi, düşündürücüydü.
Ölümünden sonrasını da planlayan İşgören, 200 milyon lirayı bulan servetini yönetmesi için oluşturduğu vakfın kuruluş senedinde, vefatından 1.5 ay önce değişiklik yaptırmış.
Önceki belgede, servetinin yüzde 20’sini bıraktığı Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nı, yeni belgede ‘tavsiye üzerine’ devre dışı bırakmış.
Kim vermiş bu tavsiyeyi?
Delibaşı’nın haberinden öğreniyoruz ki, Başbakanlık’a bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü.
Heber kaynağı, Nevvar-Salih İşgören Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Ömer Lütfi Çırak’ın verdiği bilgiye göre, TC Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden, şöyle bir uyarı gelmiş:
“Harcamalar yapılırken, günün koşullarına ve ihtiyaçların önceliğine göre dengesizlik olabilir.”
* * *
TC Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü, Dr. Adnan Ertem...
1988’de müdürlük bünyesinde ‘müfettiş yardımcısı’ olarak çalışmaya başlayan, 1991’de ‘müfettiş’ olan Ertem, AKP’nin 2002’de iktidar olmasıyla yıldızı parlayan bir bürokrat.
2002’de ‘başmüfettişliğe’ atanmış, hemen ardından vekaleten İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü görevine getirilmış.
Beş yıl bu koltukta oturduktan sonra, Kasım 2007’de, Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevi...
Son olarak da 14 Ekim 2010’da, halen yürüttüğü Vakıflar Genel Müdürlüğü makamı...
* * *
Lafı uzatmayayım...
Gazeteciliğin özüdür merak. Bizler merak edeceğiz, öğreneceğiz ki, vatandaşı da bilgilendirelim.
Sayın Ertem’e, hem kişisel merakımı gidermek hem de kamuoyunu bilgilendirmek adına dört sorum var:
Kurumunuzca dile getirilen...
“Harcamalar yapılırken, günün koşullarına ve ihtiyaçların önceliğine göre dengesizlik olabilir” tavsiyesini biraz daha açabilir misiniz? ‘Meali’ ve ‘sebebi’ nedir bu tavsiyenin?
O yüzde 20’lik dilim, örneğin ‘cami yapımı’na ayrılmış olsaydı, aynı tavsiye yine yapılır mıydı?
Kurumun, sizden önce de bu tip tavsiyeleri var mıydı?
Varsa, içerikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Tarım, seçim yılında mı geldi aklınıza?
‘Taşra kurnazlığı’dır bu...
AKP iktidarının, bunca yıldır inim inim inlettiği tarım kesimine, tam da genel seçim yılı(!), ‘kırsal kalkınma programı’ adı altında ‘rüşvetten farksız’ paket sunmasını kastediyorum.
Çiftçiye, üreticiye, 5 yılda 1.5 milyar lira ‘hibe’ desteği vereceklermiş. ‘Karşılıksız’ yani...
Cek-cak’lı kandırmaları çok gördük biz; o ayrı konu da...
Sütçü sütünü dökmeden; hayvancı hayvanını kesmeden; millet ithal et yemeye mecbur bırakılmadan; sebze-meyveci ‘ürünüm para etmiyor’ diye kan ağlamadan; çiftçi, artık bu memlekete en zararlı tekellerden birine dönüşen birkaç aracının insafına bırakılmadan; mazot-elektrik-gübre fiyatları alıp başını gitmeden önce neredeydiniz?
Tüm bu sonuçları doğuran ‘kötü’ politikaları siz yürütmediniz mi?
Bunlar olurken, aklınızda ‘tarım’ yoktu da şimdi niye geliverdi birden?
Kısa, açık ve net söylüyorum:
Samimiyetinize inanmıyorum, inanılmasını da tavsiye etmiyorum.
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA YAYINLAYALIM
