Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AH bu bizim millet yok mu! Sokaklar, ‘tatlı su kurnazı’ndan geçilmiyor.
Malumunuz, ‘yeni CHP’nin, bir süredir kamuoyuyla paylaştığı, hatta hatırladığım kadarıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çok daha önce geliştirdiği bir söylem var: “Taşeronlaşmayı bitireceğiz...”
Kocaoğlu, ‘söylem’den ‘eylem’e de geçti, farklı birimlere hizmet veren taşeron şirketlerin bünyesindeki yüzlerce işçiye kadro yaptı, hepsine, sendikal hak ve özgürlüklerin yolunu açtı. Büyük hizmet, kutluyorum.
Darısı, Türkiye’nin; sadece kamusal alanda değil, özel sektörde de çalışan milyonlarca emekçinin başına... (Biz gazeteciler de dahil)
Tabii bu hizmetin devamının gelmesi, en önemlisi de ‘adaletli’ şekilde verilmesi gerekliliğini gözden kaçırmayalım. Tam da bu noktada, yazının başında bahsettiğim ‘tatlı su kurnazları’nı anlatmak istiyorum sizlere.
İZSU Genel Müdürlüğü’ne taşeron temizlik hizmeti veren şirketin işçilerinden biriyle konuştum hafta sonu.
Anlattıkları, Ortaçağ’a özgü ‘derebeylik düzeni’nin, hala ve alabildiğine acımasızca devam ettiğini göstermesi açısından son derece önemli.
Önce, iddiaların, başta Büyükşehir yönetimi olmak üzere, İzmir’in genelini ilgilendiren kısmına değinmek istiyorum.
İşçi kardeşimizin dediğine göre, düne kadar sayıları 50- 60 kişiyken, taşeron işçilerinin kadroya alınacağı müjdesi sonrası, birden yaklaşık 90 kişi oluvermişler!!!
Saf saf, “Neden böyle oldu” diye sordum, “İZSU’daki üst düzey amirler, müdürler; eşini-dostunu, akrabasını şirkete doldurdu” cevabını verdi. Hala anlayamayanlar varsa şöyle izah edeyim; bu, belediyeye adam sokmanın yeni bir yöntemi haline gelmiş.
Büyükşehir Belediyesi, 30 bine yakın kişinin çalıştığı bir umman; dairelerinin, bağlı birimlerinin haddi hesabı yok. Deniliyor ki, “2 bin 500 kişi taşeron eziyetinden kurtarıldı...”
İddiaları duyunca, akla ister istemez sorular düşüyor. Acaba, arada, zerre kadar hak etmediği halde kadro olan kaç ‘torpilli’ var? Kaç kişinin hakkı bunlar yüzünden yendi? Kadrolar, gereksiz yere ne kadar şişirildi?
Taşeronlaşma henüz tam anlamıyla bitirilmedi. Yalnızca Büyükşehir’de değil, ilçe belediyelerinde de binlerce işçi; ‘birkaç aracının kazandığı’ bu düzenin asıl sırtlayıcıları, güzellikleri asıl hak edenleri. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu olmak üzere, tüm ilçe belediye başkanları; emekçilere, İzmirlilere olan sorumlulukları adına, bu işlere dikkat etmeli, ince eleyip sık dokumalı.
Kadroları, onun-bunun yakınıyla şişirmemeli. Hak edenle, etmeyeni ayırmalı.
Bunu yapmak hiç de zor değil. Bakarsınız şirket kayıtlarına, girişi bir-iki ay önce yapılmışları elersiniz olur biter.
‘Sosyal demokrasi’nin, ‘halkçılık’ın gereği de bu değil midir?

Personel arasında ‘ayrım’ olduğu iddiası da var
İZSU’ya taşeron şirket bünyesinde temizlik hizmeti veren bu kardeşimizin bir iddiası da, Büyükşehir yönetiminin de ‘hakkaniyetli’ davranmadığı...
Diyor ki, “İş bölümleri arasında ayrım yapılıyor. Örneğin İZSU’ya açma-kapama ve sayaç okuma hizmeti veren taşeron şirket ihaleleri bilinçli olarak ‘üç ay’ gibi kısa vadeler için yapıldı. Gerekli altyapı tamamlanır tamamlanmaz bu işçiler kadroya alındı. Biz temizlik işçilerinin bağlı olduğu şirketle ise 2.5 yıllık ihale yapıldı. Sözleşme bitmeden kadro mümkün olmadığı için mağdur edildik.”
Dertli kardeşimiz, bir cinliğin de ‘şirket devirleri’ yöntemiyle yapıldığını söylüyor. Daha önce Gaziantep merkezli bir şirket bünyesinde olduklarını, 2008’in son aylarında halen bünyesinde oldukları İzmir merkezli şirkete ‘devredildiklerini’ anlatan emekçi, şöyle devam ediyor:
“Devir sırasında tazminatlarımız verilmedi. Şimdiki şirketin yetkilileri, (Sorumlusu biz değiliz) dedi. Gaziantep SGK’ye yazı yazdık. (Esas işveren İZSU Genel Müdürlüğü) şeklinde yanıt geldi. İZSU yetkilerine sorduk, (Çalışın, emekli olurken alırsınız. Fazla karıştırmayın) deniliyor.
Ne yapacağımızı, kime güveneceğimizi şaşırdık. Onca yılın emeklerinin yanmasından korkuyoruz. Sesini yükselteni, soru soranı sindiriyorlar, kapının önüne koyuyorlar.”
“Taşeronlaşmayı bitireceğiz” diyen Büyükşehir Belediyesi’nin temel amacı, bu çarpıklıklara son vermek zeten. Ama yukarıda da değindiğim gibi, uygulamayı; ‘ayrım yapmadan’, hakkaniyet ölçüsünde yürütmesi şart.