Nazlıcan Göksu

Nazlıcan Göksu

-

Tüm Yazıları

2013’e uçan arabalarla girmedik ama teknolojideki yenilikler her gün şaşırtıyor. Yeni bir teknolojik bilezik sizi nefes alışınıza kadar gün boyu izliyor, eyeXam servisi ile de kendi göz muayenenizi kendiniz yapabiliyorsunuz

Hediye aldık, toplandık, kutladık, 3, 2, 1... Artık tarih 6/1/2013. Peki şimdi ne olacak? Uçan arabalar nerede kaldı? Her sene geliyor diyorlar hâlâ çıkmadı, sıkıldık trafikten... Peki hani “dünyanın sonu” diyorlardı? Bu sene de gelmedi işte dünyanın sonu, bir şekilde devam etmeliyiz o zaman. 2013 senesinin gelmesiyle yeni trendler ve gelecek ile ilgili planlamalar başladı New York’ta. Dijital dünyanın kalbi sayılan New York, yeni trendleri açıklıyor.

Kişisel ekosistem

Günlük kullanımımızdaki cihazlar gitgide bize fiziksel olarak yakınlaşmaya başladı farkındaysanız. Peki daha da yakınlaşacak desem... Cep telefonunuzu şarja takıp yatağınıza koymaktan da öte, belki de cep telefonunuz kolunuza bağlı gezeceksiniz... Teknoloji fiziksel olarak inceliyor, artık her şey kağıt inceliğinde. Hatta belki de teninizin içinde...
Windows’un yarattığı Future Concept videoları bunların bir örneği... İleride teknolojinin nasıl olacağını anlatan bu video sayesinde bütün teknoloji firmaları bu yönde yol almaya başladı, her yer ekran, bağlantı en önemli nokta...
Fark ettiyseniz dijital sektör yavaş yavaş hareketlerinizi takip edip, birtakım dataya ulaşıp bunu sizin hayrınız için kullanılmaya başladı.
Telefonunuzda bir harita var mesela, nereye gittiğinizi biliyor, kaybolmuyorsunuz.
Ya da günlük egzersiz düzeninizi telefonunuzdan takip edebiliyorsunuz, “Kaç adım atmışım, ne kadar koşmuşum, geçen haftaya göre kondisyonum ne kadar artmış?”
Kişisel ekosisteminizi tutuyorsunuz aslında, vücudunuzu kimse sizden daha iyi tanıyamaz tabii. Sadece ortada bir çevirmene ihtiyaç var, o çevirmen de artık hemen yanıbaşınızda.
Jawbone, Fuseproject’in geliştirdiği bir ürün. Bu bileziği bileğinize taktığınız andan itibaren sizin hareketlerinizden nefes almanıza kadar her şeyi takip ediyor... Bu sayede kendi vücudunuzun takibi daha da kolay oluyor, ruhla vücudun birleştiği nokta... Basit, daha da basit. Dijitallik arttıkça, kompleks sistemler de fazlalaşmaya başladı fakat bu denklemde, insanların kendilerine ayırdığı vakit de azaldı. Dolayısıyla her şey basitken, daha da basitleşecek. Amaç en kolay,
en çabuk, en hızlı.

Haberin Devamı

Sağlık cebimde

Haberin Devamı

Amerika’da genel olarak sağlık konusunda reformlar gitgide artıyor... Fakat bu reformlar artık sağlık hizmetlerinin daha kolay, daha ucuz, ve daha çabuk olması üzerine kurulu... Hastaneler, doktor ve hasta arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye çalışırken, teknoloji firmaları ise bu ilişkinin güçlendiğini fark edip o konuda kendilerini geliştiriyorlar...
Apple, insan davranışları ve tespit konusunda en başarılı firma. En son geliştirdikleri servis ise eyeXam.
Bu servis sayesinde cep telefonunuzdan göz muayenenizi kendiniz yapabiliyorsunuz, kameraya bakmanız yeterli.
Bunun yanı sıra lens siparişi vermekten tutun da göz doktorunuzla mesajlaşıp randevu almaya kadar pek çok olanağınız var.
Anlayacağınız, dijitallikle beraber ilerleyen bu akıllı kullanımlar, 2013’te daha da çok karşımıza çıkacak. Kullanıcılar artık neyi ne için kullanmaları gerektiğini biliyorlar ve ona göre seçimlerini yapıyorlar. Buna “ekolojik” kullanım bile diyebiliriz, mantıklı, ilişkili, gerekli, özel, alışverişler ve icatlar söz konusu...

Haberin Devamı

Mülkiyet yerine erişim

Bu yeni çağda, gerçekten ne sizin ki? Gerçekten neyin sahibisiniz? Her şey paylaşılıyor, daha da paylaşılacak.
İnternetin bulunmasıyla başlayan şarkıları internetten indirmekle devam eden bu erişim çılgınlığı, sadece CD’yi değil, sahip olduğunuz her şeyi başkaları tarafından erişilebilir hale getirdi. Daha
çok başındayız, kim bilir daha neleri paylaşacağız, nerelere erişeceğiz?
Dropbox iCloud’dan daha da öte tasarımlar ve icatlar çıktı... Bunun bir örneği ise Ishac Bertran’ın geliştirdiği data transferi modeli. Bu konsept sayesinde data transferi bir parmakla yapılabilir hale geldi...

Ben kendime aidim. Yani, galiba hâlâ öyle...

Bu kadar karışıklık, data, kişisellik, erişim içinde ben kime aidim sorusunu soruyoruz doğal olarak?
Madem her şey herkesin, peki ya ben kiminim? Bu soruya cevap vermek için kişileştirilmiş kullanımlar artacak, hâlâ kimsede olmayan ama kişisel olan parmak izi bunun için kullanılıyor. Her ürünün aynı olmasından sıkılan kullanıcılar artık özelleştirilmiş ürünleri tercih ediyorlar... Erkekler artık aynı gömleği giymiyor mesela, hepsi
kendi gömleğini yaptırtmayı tercih ediyor. Daha özel, daha güzel, daha şık...
Threadlab, bir erkek gömleği markası, fakat gömlek satmıyorlar, sattıkları gömlek parçaları ve boyası...
Bu parçaları alan her erkek istediği renk ve modelde kendilerine özel gömlek yaptırabiliyorlar. Parçalar ütüyle birleştiriliyor, dikişsiz, basit.