Nazlıcan Göksu

Nazlıcan Göksu

-

Tüm Yazıları

Moda Haftası, Sanat Haftası, Film Haftası, Müzik Haftası... Her haftanın “özel” olduğu New York’ta bu hafta da Tasarım Haftası vardı

Tasarım Haftası

Tasarım kadar geniş bir kelimenin şemsiyesinin altında barınan çok... Fakat ayırt etmek zor. Tasarım nedir?
Her tasarlanan tasarım mıdır? Tasarımın amacı nedir?
Tasarımın beraber anıldığı kelimeler lüks ve estetik mi? Yoksa sorun çözmek ve hayat standartlarını yükseltmek mi?
Bu büyük sorulara cevap vermek ve tasarım hakkında konuşmak üzere bu hafta New York en ikonik tasarımcılarla doldu. Her sokakta bir konuşma, her köşede bir fuar... Amaç bugün tasarımın girdiği şekli tartışmak.

Yves Behar’ın tasarımı
Uzun yıllardır ürün geliştirme başkenti olan New York bu seneki tasarım haftasında sergilenenlerle tasarımın artık nereye doğru gittiğini biraz da olsun belli etti.
Bir tarafta estetik ve formun baskın olduğu, insanları varlığı
ile mutlu eden ürünler, öbür tarafta ise fark edilmeden var
olan, sorun çözen tasarımlar.
Tasarım spektrumunun iki ucu gitgide birbirinden uzaklaşmaya başladı. Tasarımcıların bakış
açıları da öyle...
Günümüzün en ikonik endüstriyel tasarımcılarından biri olan Yves Behar, kendi tasarım anlayışını anlatmak için Story’de bir konuşma yaptı.
Sosyal tasarım projesi olan “One Laptop Per Child” projesinin tasarımcısı olan Behar tasarımı şöyle tanımladı: “Eskiden bir şirket için tasarıma bütçe ayırmak ekstra bir harcamaydı, genelde estetik konular için kullanılan bir araçtı fakat şu an şirketler tasarımın onları yükseltebilecek tek şey olduğunu fark etti. Artık bir tasarımcı ile çalışmanın ekstra bir harcama değil, en büyük gereksinim olduğunu anladılar.”
One Laptop Per Child, Nicholas Negroponte liderliğinde kurulan bir proje ve dünyanın gelişmekte olan her ülkesine düşük maliyette özel tasarlanmış dizüstü bilgisayarlar dağıtarak çocuklara eğitim sağlıyor. Bu projede laptop’ların tasarımını yapan Behar: “Steve Jobs’un önüne çok proje sundum, kolay iltifat eden biri değildi, ondan alabildiğim en büyük iltifat One Laptop Per Child projesi içindi. Jobs, tasarladığımız laptop’u eline alıp ‘Hayatımda gördüğüm en kötü bilgisayar yazılımına sahip, fakat laptop’un kendisi fena olmamış’ dedi.”
Sosyal tasarım, iş dünyasına yapılan tasarımlar, bu spektrumun bir ucundayken öbür ucunda ise estetik ve forma konsantre olmuş ürünler New York’ta sergilendi.
ICFF (International Contemporary Furniture Fair), Wanted Design, bütün hafta New York’luları ağırladı. Tom Dixon, Dror Bernhardt gibi büyük isimler stantlarda ürünlerini sergilerken yeni mezun olmuş öğrenciler de kendilerini göstermek için bu fırsatı kaçırmadı.
Molo Design’ın sunduğu modüler sistem tasarımları New York’lulara ve dünyaya nasıl çabuk ve kompakt bir şekilde bir mekan yaratılabileceğini öğretti.
“İyi tasarım kendini belli etmeyerek yapılan tasarımdır” fikrine inanan tasarımcılar bu sene yine kendilerini kanıtladı. Walhub isimli proje belki de kimsenin bir tasarım fuarında karşılaşmayı ummadığı bir ürünü sergiledi. Askılık fikrini prizler ile birleştiren Walhub, eşyalarınızı asmak için ekstra bir ürün almanıza gerek olmadığını, zaten var olan bir ürüne bir ekleme yapıp daha kolay ve pratik bir şekilde evinizi şekillendirebileceğinizi gösterdi.

Haberin Devamı

Wanted Design’da Türkiye

Haberin Devamı

Bu sene bir ilk olarak Türk tasarımcılar New York’ta kendilerini gösterme şansı buldular. “İstanbul; New York” ismi ile AmericanTurkish Society liderliğinde gerçeklesen bu sergi Wanted Design bünyesinde çok büyük ilgi topladı. Can Yalman, Koray Özgen, Ali Bakova, Tamer Nakısçı, Gaye Çevikel gibi isimlerin ürünleri sergilendi. Abracadabra’nın kurucusu olan Dilara Erbay ile canlı, deneysel, yenilebilir bir performans sunan THA Guinea Pig Group, Türk baharatları ile içkileri karıştırarak New York’lulara farklı tatlar sundu. Daha önce hiç pestil veya keçiboynuzu tatmamış olan New York’lular yeni bir kültürle, biraz da afrodizyak bir fikirle tanışıklık kurdular.