Op. Dr. Ziya Saylan

Artık pahalı eşarp ve kolyelerle gıdınızı saklamanıza gerek kalmadı. Yağ emme veya kulak arkasından boyun germe yöntemi sayesinde güveniniz yerine gelecek...

Bundan 100 sene önce yaşamış Alman doktor Neumayer’e göre; gıdı ve sarkan boyun, seneler boyunca içimize attığımız sıkıntılar sonucu meydana gelirmiş. Bu ne kadar doğru bilmem ama günümüzde tam tersine gıdı ve boyun sarkmasının verdiği sıkıntıdan ameliyat olan birçok hasta var.
Gıdı ve boyun sarkması, her zaman fazla kilo veya yaşlanma sonucu meydana gelmez.
Bazen gençlerde kalıtımsal olarak gıdı veya gerdan dediğimiz çene altında yağ birikmesi meydana gelebiliyor. Bu duruma İngilizce’de ‘Turkey Gobbler’ (hindi gıdısı) deniyor.

GIDI SPORLA GİTMEZ
Günümüzde boyun estetiğinde en etkili yöntem, boyun yağlarını emmek. Gıdıda biriken yağlar, kolayca kulak altından ve çeneden yapılan ufak kesiklerden emiliyor (Liposuction).

Meme protezlerini dekolteleriyle sergileyen pek çok ünlü kadın, aslında cerrahının yaptığı hatalardan habersiz. İşte onlardan birkaçı...

Meme ameliyatları, sık tercih edilen estetik uygulamalar arasına girdi. Amerikan Meme Cerrahları Derneği’nin istatistiklerine göre, meme ameliyatları ilk defa bu sene diğer operasyonların sayısına ulaştı.
2014 senesinin ilk yarısında, geçen seneye oranla yüzde 37 daha fazla meme ameliyatı uygulandı. Bunun nedeni, meme ameliyatı komplikasyonlarının yüzde 1’den az oluşu.
Meme protezi hastalarının yüzde 85’i 30-54 yaşları arasındaki evli ve çocuk sahibi kadınlar. Evlenmemiş kadınlar ise daha az meme protezi ameliyatı yaptırıyor.

MEME FAZLA SARKMIŞ OLMAMALI
Meme protezini içine gömebileceğimiz bir adale, yağ ve süt bezi dokusuna mutlaka ihtiyaç var. Aksi takdirde ameliyat sonrası görünüm doğal olmaz ve protez cilt altından sırıtır. Bu durumlarda protezin tamamı adale altına konarak görünüm doğallaştırılır. Ayrıca meme fazla sarkmış olmamalı (Bakınız: kalem testi). Sarkık memeye do-kuyu kaldırmadan sadece protez konursa sarkma düzelmez.

50 yıl sonra dudak büyütme, yüz germe ve yağ emme tarihe karışacak ve insanlar istedikleri vücut şekline kavuşacak

Gelecekte ne olacak diye düşünmek artık bir bilim kurgu olmaktan çıkıp ihtimaller hesabı haline geldi. Estetik tıpta da artık ‘ne olabilir’den çok ‘ne olacak’ diye hesaplar yapılmakta.
Güzellik alanında büyük değişiklikler olacak ve ameliyatların birçoğu insan vücuduna sokulan mikroskobik makineler (Nano-teknoloji) veya robotlarla gerçekleşecek.
Mesela yüz derisi altına yerleştirilen bir araç cilt altında dolaşarak aynı bir buldozer veya greyder gibi yüzümüzdeki hataları, kırışıklıkları ve sarkmaları içeriden düzeltecek.

BEYNİMİZE ÇİPLER YERLEŞTİRİLECEK
Sabahları evden çıkarken ruhsal durumumuzu programlama özelliğine sahip olabileceğiz ve istersek neşeli bir tatil günü veya ciddi bir iş günü geçirebileceğiz (pazar ve pazartesi modları).

Dolgun baldırlar nedeniyle bir estetik uzmanına başvuran kadınların en büyük şikayeti, dar pantolon ve çizme giyememek

Birçok kadın dolgun baldırlarından şikayetçi. Özellikle bedeni ince olanlarda bu durum daha belirgin. Nedeni, kalıtımsal olabildiği gibi bazen de baldırları ve ayak bileğini kalın gösteren yağ dokusu değil, ‘doku suyu’ dediğimiz lenf sıvısı.

ŞİŞMANLIK DEĞİL
Bu, şişmanlık sonucu meydana gelmez. Lenf damarları genişlemiş ve doku suyu buralarda birikmiştir.
Yağ emerken yağla beraber bu doğuştan hatalı damarlar da çıkartılır ve ‘lenfödem’ dediğimiz baldır ve bilek şişkinlikleri düzelir.
Bazen özellikle sporcularda baldırları dolduran yağ dokusu değil, adaledir. Bunu ultrasonla kolayca ayırt edebiliriz. Çok bisiklete binenlerde, devamlı düz spor ayakkabısı giyenlerde ve jogging yapanlarda baldır adaleleri kalındır. Bunlarda yağ emmek fayda sağlamaz. Ayrıca spor azaltılınca baldır adalesi de ufalır.

Yüz, aşırı doldurulunca; estetik olmayan ve ‘yastık yüz’ denen görünümü kazanıyor. Oysa güzellik de, yaşlılık da doğal olmalı. Unutmayın, yaşlılık da güzeldir!

Orta yaşlı sanatçılar artık yüzlerini gerdirmektense; doldurmayı tercih ediyor. Gerdirmek her zaman doğal görünmüyor. Aşırı doldurulunca ise; yüz estetik olmayan ve ‘yastık yüz’ (Pillow face) denen görünümü kazanıyor. Günümüzde cerrahlara
başvuran hastaların bazıları, yüzlerine
aşırı miktarda dolgu maddesi enjekte
ettirmiş kimseler.
Ayrıca belirtmek gerekirse; yüze yapılan dolgular kimyasal madde ve birçoğu zararlı. Sadece birkaç dolgu maddesi insan vücudunda normalde bulunan zararsız bir maddeden (Hyaluronik asit) üretiliyor. Ayrıca
hastanın kendi yağı da zararsız.

Ses sanatçılarının burun estetiği yaptırmadan önce şunu bilmeleri gerekir: Bu operasyon, sadece burnunuzun şeklini değil sesinizi de değiştirir...

Estetik doktorlarının birçoğu hastalarına ameliyattan sonra seslerinin değişebileceğini söylemezler. Bu ses değişikliği, normal insanlarda fark edilmez ama ses sanatçılarında kötü sonuçlar doğurabilir.

‘KAFA SESLER’ BOZULUYOR
Ameliyattan en çok kafa sesleri zarar görür. Yüksek tonlar bir daha çıkmaz. Kısık sesle ve hissi bir ifadeyle söylenen alçak sesler, burun ameliyatı sonrası söylenemez olur.
Senelerce önce Almanya’da yaşarken sevgili Timur Selçuk ile bir turne esnasında beraber olabilmiştik ve bize kafa seslerinin önemini anlatmıştı.
Kafa sesi, şarkı söylerken göğüs sesini kullanmadan çıkartılan sestir. Erkekler bunu kullanarak soprano taklidi bile yapabilir, hatta ünlü BeeGees topluluğu bütün şarkılarını kafa sesi ile söylemiştir.

Her kadının memesi birbirinden farklıdır. 18-30 yaş grubu kadınların yüzde 75’i ise; memelerinden memnun değil. Yani belki de sizin gibiler ve bu durum oldukça normal...

Her kadının memesi birbirinden farklıdır. Dünyada memeleri aynı olan kadın yoktur.
Ülkemizde plaj, sauna ve hamamlarda üstsüz dolaşılmadığı için memeleri saklamak daha kolay.
32 sene çalıştığım Almanya’da kadınlar daha çok üstsüz dolaşır. Bu yüzden aşağıda anlattığım durumlar, orada daha büyük problem. Yine de ülkemizde kadınlar, bu arazlar yüzünden erkeklerinin ve hatta diğer kadınların önünde aydınlıkta soyunmaz.

BİRBİRİNDEN AYRI OLANLAR
Kadınların yüzde 15-20’sinde memeler, farklı büyüklüktedir. Fark fazla değilse; genellikle dışarıdan belli olmaz ve tedavi gerekmez.

Birçok kadının şikayetçi olduğu dizlerdeki yağlar için diyet ve spor işe yaramaz ama küçük bir operasonla iyi sonuçlar elde edilebilir

Birçok kadın dizlerindeki yağlardan şikayetçidir. Genellikle başarılı bir kilo vermeden sonra aniden dizlerin iç kısmında yağlar fark edilir. Hatta zayıf bünyelilerde dizlerin iç kısımlarında doğuştan yağ topakları gözlenir.
Diz ve gıdıda toplanan yağlar diyet ve spora dirençlidir. Yağ eriten iğneler ve dışarıdan uygulanan radyo frekans ve lazerle belirli bir başarı elde edilse de; bence en kesin çözüm, yağ emmedir.

DİZDEKİ YAĞLAR İÇİN SPOR FAYDASIZ
Bazı kadınlar dizleri kalın diye etek giymezler ve devamlı pantolonla dolaşırlar.
Bacaklarını saklayan kadınlar özel hayatlarında sırf bu nedenle problemler yaşarlar. Dizleri düzeltmek için yapılan diyet ve spor faydasızdır. Vücudun her tarafından yağlar gider ama bu yağlar kaybolmaz.