Yazılı olmayan kurallar

13 Şubat 2013

Orhan Uluca

Sezonun başında 30’ların üzerine çıkan toplam gol sayısı hesap kitap işin içerisine girince 20’nin de altına düştü. 20 takımdan bu hafta sadece 6’sı rakip kalelere gol atma başarısı gösteremedi belki ama sadece 3 takım 1 gol barajını aşınca bu düşük gol ortalaması ortaya çıktı. Bazı takımların bazı takımlara karşı şansının tutmadığını söyleyebiliriz. Bir anlamda ligin geleneği, kendi içerisinde yarattığı dünyanın yazılı olmayan kuralları gibi işliyor. Dışarıdan bir örnek vermek gerekirse Köln birinci ve ikinci Bundesliga'da cirit ata dursun, Bayern Münih uzunca bir süre bu takımı üstelik evinde yenmeyi başaramamıştı, nedeni de yok aslında bu birbirlerinden farklı teknik adamların yönetiminde oynanan maçların hep aynı şekilde sonlanmasının. Milan 1998’den bu yana Cagliari’ye yenilmiyor ve yine son çeyrekte kazandığı penaltı ile yenilmemeyi başardı. Genoa tarihinde Parma’yı evinde sadece 1 kez yenebilmiş, ikincisi bu hafta da gerçekleşmedi. Catania tüm kulvarlarda hiçbir zaman Atalanta deplasmanında ligde kazanamadı ve bu hafta da bu gelenek devam etti.(6 mağlubiyet 7 beraberlik) Yine Pescara Serie A, B ve Kupa’da Palermo’yu deplasmanda hiçbir zaman yenemedi ve bu

Yazının Devamı

Balotelli geldi Zeman gitti

5 Şubat 2013

İTALYA PANORAMA

23.HAFTA

Serie A’da 23.Hafta’nın ilk karşılaşması Roma ile Cagliari arasında oynandı. Zeman’ın kovulmasına yol açan bu mücadelenin henüz 3.dakikasında Cagliari’nin attığı gol aslında her şeyi açıklıyordu. Cagliari kendi ceza sahasından tek pasla orta sahaya çıkarıyor topu. Orta çizginin gerisinden atılan pasta görüyoruz ki Roma’da dörtlü savunmanın yerleşimi hatalı. Üstelik üç kişiyle o klasik Zeman ofsayt taktiği işlemiyor. Marco Sau biraz daha önce topa sahip olup içeriye kıvrılsa bu atağı bizzat kendisi gole çevirebilirdi. Olmadı ve Sau kenarda topla buluştuğunda Roma savunması da yerleşmişti. Geriden gelenlerle beraber Roma sayısal üstünlüğü ele geçirdi. Daha da kötüsü golü atan Nainggolan’nın önünde ve arkasında iki Romalı bulunuyordu. Özetlersek; Sau’nun atılan derin topta içeriye kaçırılması bir yana hızlı hücumda sayıca az olacak şekilde rakibe pozisyon vermenin de ötesinde sayısal üstünlüğü ele geçirdiğin noktada golü yine yiyorsun. İşte bu ligin en fazla gol atan takımı olan Roma’nın aynı zamanda ligin kalesinde en fazla gol gören ikinci takımı olmasını çok iyi bir şekilde özetliyordu. Zeman özellikle Lamela-Totti-Osvaldo üçlüsüyle seyir zevki

Yazının Devamı

Mauro İcardi!

30 Ocak 2013

22.HAFTA

Messi’nin memleketi Arjantin’den. Yine Messi’nin doğduğu Rosario’da 1993 yılında dünyaya geldi. Yine Messi gibi ama ondan daha erken bir yaşta İspanya’nın yolunu tuttu. UD Vecindario kulübünde futbola başladı ve genç takımlarda 500’ün üzerinde gol attı. 6 yaşında geldiği İspanya’da bu goller dikkatleri onun üzerine çekti. 15 yaşında Barcelona ve Real Madrid’in yanı sıra Valencia, Sevilla, Espanyol, Arsenal ve Liverpool onu almak için büyük bir yarışa tutuştu. Bu savaşı kazanan Barça olunca yine Messi gibi bu kulüple 2013 yılına kadar sürecek bir sözleşme imzaladı. Genç yetenek Mauro İcardi! Barça akademisinden Sampdoria’ya önce altı aylığına kiralandı ve Arjantinli yıldız adayı genç takımda forma giydiği 19 maçta 13 gol atınca yeni kulübü onu bonservisiyle beraber almakta gecikmedi. Mayıs 2012’de A takımla ilk kez Juve Stabia karşısında 75.dakikada oyuna dahil olan İcardi on dakika sonra ilk resmi golünü atmayı başardı. Juventus’u bu sezon sahasında Sampdoria devirirken onun yine iki golü vardı. Bu hafta ise Pescara karşısında elde edilen altı gollük galibiyetin içerisinde dört gol birden atarak İnter ve Roma başta olmak üzere bütün İtalyan devlerin ilgisini

Yazının Devamı

Paul Pogba!

23 Ocak 2013

21.HAFTA

Üç hafta önce kendi evinde Sampdoria’ya üç puanı kaptıran Juventus arkasından oynadığı iki maçı da beraberlikle kapamıştı. Üç haftada kaybedilen yedi puanın acısını Juve’nin altı haftadır yenilgisiz bir şekilde ilerleyen son dönemin çıkışta olan takımı Udinese’den çıkartması bekleniyordu. Öyle de oldu. Üç puana uzakta kaldığı haftaların bir numaralı sorumlusu olarak gösterilen Chiellini’nin eksikliği yetmezmiş gibi Asamoah, Bendtner, Marchisio ve Pirlo gibi kadronun en etkili oyuncularından da yoksun çıkacak olması Conte’yi fazlasıyla huzursuz etmişti ama artık kaybedilecek puana kimsenin tahammülü yoktu. Golcülerin son vuruş konusunda etkisiz olması sonucu golsüz beraberliğin sürdüğü noktada Juventus yeni yıldızını tam da bu zor zamanda ortaya çıkardı. İlk devrenin sonlarına doğru genç yetenek ceza sahasına girmeden sağ taraftan kaleye 32 metre uzak mesafeden saatte 101 km ile gönderdiği muazzam şut Udinese kalesinin çatalına takıldığında taraftar Paul Pogba’nın gelişini değil kalıcı olacağının farkındalığıyla alkışlıyorlardı genç yıldızı. Zaman zaman parlamış, Vieira-Pirlo karışımı bu genç yetenek artık bir yıldız adayıydı. İkinci yarının ortalarında ise ön

Yazının Devamı

“El Matador” böyle istedi

9 Ocak 2013

19.HAFTA

Serie A’da haftanın maçı Napoli ile Roma arasında oynandı. Kimin galip geleceğini kestirmek belki zordu ama gollü bir karşılaşma olacağı hemen herkesin beklentisiydi. Öyle de oldu. Goller Cavani’den geldi, Napoli farka koştu. Edinson Cavani üç gol birden atıp maçın yıldızı oldu. “El Matador” Cavani’nin performansı maçın hangi takımın farkla kazanacağını belirledi dersek yanılmış olmayız. Zira her iki takımın da hücumda etkili olabildiği, golleri atanın sonucu belirlediği bir karşılaşma oldu. Ligdeki yedinci hattrick’ini yapan Uruguaylı yıldız son 8 maçta 9 gole ulaştı. 23 resmi maçta bu sezon 25 gol atan Cavani toplamda 99 golle yüzler barajının kapısına da dayanmış oldu. Aynı zamanda Roma’ya karşı oynadığı 11 maçta 8 gol atarak başkent ekibini kara listesinin bir numarası yaptı. Taktiksel açıdan ilginç bir karşılaşma olduğunun altını çizelim. Her iki takım da yıldız oyunculara adam markajı uygulayarak maça başladı. Campagnaro Totti’yi, De Rossi ise Cavani’yi maçın hemen başında takibe aldı. Zuniga Roma’nın genç yeteneği Lamela’ya göre kendisini konumlandırdı. Napoli bugüne kadar olan görüntüsünün aksine maçta pasif direniş sergiledi ve daha çok geride

Yazının Devamı

Boateng “sahte dokuz” oynarsa...

26 Aralık 2012

18.HAFTA

Serie A’da haftanın karşılaşması Roma ile Milan arasında oynandı. Pozisyon ve gol açısından doyurucu olan bu müsabakanın en önemli ayrıntısı Milan’ın haftalardır formsuz olan Kevin-Prince Boateng’i “sahte dokuz” olarak El Sharaawy ve Robinho’nun arasında sürmesiydi. Çok başarılı bir deneyim olduğunu söyleyemeyiz belki ama toplamda ilginç bir karşılaşma olmasının da önünü açtı. Özellikle savunmada orta sahada tek başına kalan yaşlı kurt Ambrossini’den Roma’nın Bradley ve De Rossi ile üstünlük kurması maç içerisinde Roma’yı üstünlüğe götüren önemli ayrıntıydı. Henüz maçın bitimine yarım saat kala dört farklı Roma üstünlüğü ezici bir oyunun simgesi olarak okunabilir belki ama Milan yakaladığı net pozisyonları değerlendirebilseydi bu skor lehine de olabilirdi. Bir korner golü her şeyi değiştirdi. Bu sezon Milan Serie A’da en fazla kafa golü gören takım oldu (9). Roma ise son resmi 32 maçında 72 gol atmayı başardı. Maçın yıldızlarından Erik Lamela toplamda 15. golünü attı belki ama bunların 10 tanesini bu sezon 14 maçta attı. Genç oyuncunun çıkışı ile Zeman’ın gelişi arasında rahatlıkla bağlantı kurabilirsiniz. Pescara döneminde de İtalya’nın U21 takımına 5 oyuncu

Yazının Devamı

Juventus arayı açıyor!

18 Aralık 2012

17.HAFTA

Atalanta karşısında yarım saatte üç gol atan Juventus ilk yarıyı lider bitirmeyi garantiledi. İnter ile puan farkını 7’ye çıkardı. Doksan dakikanın daha henüz doksanıncı saniyesi sona ermeden Giovinco’nun ara pasında Juve’nin bundan önceki üç golünün de asistini yapmasına rağmen Eylül ayının ortalarından bu yana fileleri havalandırmamış olan Vucunic sol çaprazdan girerek takımını öne geçirdi. Bu basit golün içerisinde Juventus’un gizli gücü saklıdır. Vucinic hemen yanındaki Giovinco’yla verkaça girdiğinde 6 Juventus’lu oyuncu bir çizgi çekmişti rakip ceza sahasının hemen dışına. Toplamda Vucinic dahil 7 oyuncunun ofans ve defans ayarı hemen hemen aynı olması topun olduğu bölgede kalabalık bir şekilde savunma ve hücum yapabilme gücünü doğuruyor. İleride 6-7 futbolcuyla hücum edebildikleri gibi geride de aynı sayıda ve aynı futbolcularla savunma yapabiliyorlar. Geçtiğimiz yaz İtalya’da Prandelli’nin Avrupa Şampiyonası’ndaki en büyük gücü de buydu. Üçlü defans ve iki kanat adamının önünde yer alan üç oyuncu aynı anda defansif orta saha olabildikleri gibi ofansif orta saha rolüne de hızlı bir şeklide geçebilmeleriydi. Savunmanın hemen önünde oynayan Pirlo’ya adam

Yazının Devamı

Derby della Mole!

5 Aralık 2012

15.HAFTA

Almanya’nın dev kulübü Bayern Münih’in efsane statüsündeki başkanı kendi taraftarlarınca protesto edilmişti. Sebebi neydi biliyor musunuz? Şehrin diğer takımı 1860 Münih’e Bayern Münih başkanı olarak zor günlerinde yardım etmesi, ayakta kalması ve hatta güçlenmesi için sürekli arka çıkması. Geçtiğimiz yıllarda derbisel rakibinin güçsüzlüğünden sıkılıp “olmaz olsun böyle ezeli rakip” diyecek kadar ileri dahi gitmişti. Bir büyük takım ezeli rakibinin güçsüzlüğünden dert yanıyordu. Aslında dert edilecek bir konudur pek çok açıdan. Tam anlamıyla güç dengelerin benzer şekilde olduğu şehir derbisi ise Torino’da yaşanıyor. Juventus’un diğer dört önemli Serie A takımından en önemli eksikliği rekabet açısından şehir Juventus’un dengi bir takım çıkaramadı. Ya da işte taraflardan birisi günden güne güç kaybetti, derbinin ateşini söndürdü. Milan’ı İnter, Roma’yı Lazio sürekli ayakta tutarken Juventus kendi iç dinamikleriyle büyümek zorunda kaldı. Gerek şampiyonluk sayısı gerekse de uluslararası başarı konusunda her ne kadar Juventus fazlasıyla ileride olsa da Derby Della Mole’de yapılan 225 maçta Juventus rakibinden sadece 19 galibiyet daha fazla aldı. Diğer açıdan Torino’nun

Yazının Devamı