Kız çocuklarına, akılları bir şeylere ermeye başlar başlamaz, erkeğin her zaman bir adım önde olduğu ya da olması gerektiği öğretilir. Konuyu ilk çağlara kadar götürenler olur; “Erkek avcı, kadın toplayıcıdır” derler. Atasözlerine bağlayanlar olur, “Yuvayı dişi kuş yapar” derler.
Ne seninle ne de sensiz
Tarihin en uzun beraberliği kadınla erkek arasında olduğuna göre dünya varlığını sürdürdükçe, bu beraberlik daha pek çok yazıya, söze konu olacaktır.
Avcılar hayat boyu avlanacak, toplayıcılar da ya avcıları görmezden gelecek ya da avcılar olmadan yaşamayı öğreneceklerdir. Ancak kadınla erkek arasındaki, bu ‘ne seninle ne de sensiz’ paradoksu bitmeyeceği için avcıların, toplayıcıların, dişi ya da erkek kuşların hikayeleri de hiç bitmeyecek demektir. Kim bilir, belki de bitmemesi daha iyidir.
Şenay Saçbüker ve Hüseyin Köroğlu, Tiyatro Aşhk’ta tam da böyle bir hikaye üzerine bir oyun oynuyorlar. Sevilmeye ihtiyacı olan bir kadın ve sevmeye dair tüm bildiklerini unutmuş bir adam... Amaçları farklı olsa da, derinlerde bir yerlerde kırgınlıkları, hassasiyetleri aynı. ‘Tatminkar Ödül’, itiraflar ve itirazlarla büyüyen bir döngünün içinde, kentin merkezindeki bir gökdelenin 33’üncü katında geçen; gülümseten, düşündüren, keyifli bir oyun...
Carole Frechette’in yazdığı oyunun dramaturjisi Dilek Tekintaş, koreografisiyse Özge Midilli imzası taşıyor.
‘Jean’le ‘Beatrice’nin tanıdık hikayesini izlerken, kendinizle ve kendinizi adadığınız hayatlarla yüzleşmeye hazır olun.
‘Tatminkar Ödül’, 28 Mart’ta KKTC’de ve 4 Nisan’da Kozzy Gönül Ülkü Gazanfer Özcan Sahnesi’nde…
AŞK VE AYAK PARMAKLARI
“Kadınların da hepsi erkekler gibi birer hayvandır. Onlarda da mutlaka bir hayvanın profili vardır. Şişman, kocaman memeli, dalgın ve ağır kadın, tamamıyla bir inektir. Zayıf, huysuz, esmer, çirkin fakat yalnız gözleri güzel bir kadın keçidir. En güzelleri çalıkuşu, kanarya, nemse tavuğu profilinde olanlardır.”
Ömer Seyfettin’in ‘Aşk ve Ayak Parmakları’ öyküsünü bilir misiniz? Bilirseniz, yukarıdaki cümlelerin ‘Hasan’la ‘Asime’ arasındaki mektuplaşmalarda geçtiğini hemen hatırlarsınız. Öyküyü bilmeyenler ya da adını duymayanlar varsa, Binnur Şerbetçioğlu tarafından oyunlaştırılan ‘Aşk ve Ayak Parmakları’nı, İstanbul Kumpanya’sında izleyebilirler.
Gülmek garanti
Öyküyü bilenlereyse, oyunda mektuplaşmalardan çok daha fazlası olduğunu söylemeliyim. 19’uncu yüzyıl Osmanlı Dönemi’nde geçen oyun, izleyicisini günümüzden o yıllara doğru keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Müzikli olması da cabası. Demem o ki, deli dolu ‘Asime’yle tuhaf takıntılı ‘Hasan Ruhi Bey’in hallerine gülmek, tiyatroda da garanti.
‘Aşk ve Ayak Parmakları’nda, aşk söz konusu olunca insan sevdiğinin kusurlarını görmez diyenlere inat, ‘Hasan Ruhi’nin dünyasından ezberinizi bozduracak bir bakışa tanık olacaksınız. ‘Mecnun’un, ‘Leyla’ için söylediği, “Siz onu bir de benim gözümle görseniz”ini düşününce, emin olun ‘Hasan Ruhi’nin ağzından dökülenler sizi çok şaşırtacak.
‘Aşk ve Ayak Parmakları’nda, Yavuz Topayan, Ömer Gecü, Gözde Akın, Handan Aydın, Tuncay Vicnelioğlu, Nermin Koçak, Tunca Soysal ve Hande Akkent rol alıyor. Dekor ve kostüm tasarımı Eylül Gürcan’a; müzikler Deniz Noyan’a ait.
Tarık Şerbetçioğlu’nun yönettiği, İstanbul Kumpanyası yapımı oyun, 18 Nisan’da Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde izlenebilir.
