Özgür Kaynar

Özgür Kaynar

ozgur.kaynar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MALATYA’YA kadar gidip, Adıyaman’a uğramamak olmazdı. Hele de 15 yıl önce güneşin doğuşunu gördüğüm Nemrut, bir daha gitmeye fazlasıyla değerdi.
Gerçi Nemrut’a ikinci kez çıkanlara güzel Türkçemizin özlü bir sözü söyleniyor ama şimdi dile getirmenin hiç de yeri değil!...
Odak Döviz Genel Müdürü, Adıyaman’dan sonra İzmir’in de sevilen simalarından Bilal Doğan’ın öncülüğünde yola koyulduk. Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Genel Müdür Yardımcısı Şadan Özdirik ve Karat Şirketler Grubu ortaklarından Edip Çavuşoğlu’yla birlikte kıvrıla kıvrıla ilerleyen yolda keyifli bir seyahat yaptık.
Adıyaman Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Muhammet Bey’in rehberliğinde bölgenin ne kadar köklü geçmişe sahip olduğunu öğrendik. Cendere Köprüsü, kayalara oyulan mezarlıklar ve çetin doğa koşullarına meydan okurcasına yalçın kayalıklara kurulan antik yerleşim yerleri bizi şaşkına çevirdi.
Mısır Piramitleri’nin yapılışı nasıl sırsa Adıyaman’dakiler de öyleymiş. İnsan şaşkına dönüyor.
Kommagene Kralı Birinci Antiochos’un mezarının olduğu Nemrut’un dünyayı büyüleyen zirvesine ulaşınca ise heykellerden önce dikkatimi ikinci yol çekti. Daha önce yoktu!
Adıyamanlı bekçilere sordum, mutsuz bir ifadeyle yanıt aldım:
“Malatyalılar yaptı!...”
Adıyaman’ın bir zamanlar ilçe olarak bağlı olduğu Malatya’dan Nemrut’a yol açılmış. Üstelik eski güzergahla zirveye 300- 400 metre kala araçlardan inip tırmanmak gerekirken, yenisiyle o devasa heykellerin yanı başına kadar ulaşılabiliyor. Bitmedi, yakında da ‘duble’ olacakmış.
Bu kez güneşin batışını gördüğüm Nemrut’tan Malatya’ya “Adıyaman“ üzerinden dönerken, iki kent arasındaki Nemrut rekabetini konuştuk durduk.
Malatya’ya vardığımızda ise Kavuklar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavuk’la Bilal Doğan arasında bu tatlı çekişme devam etti.
Ünlü işadamı Kavuk, fırsat buldukça sözü o konuya getirdi, “Nemrut’un yolu artık Malatya’dan geçer” diyerek Doğan’a sürekli takıldı.
Şadan Özdirik’le Edip Çavuşoğlu da, “Ah Bilal ahh! Bize o yeni yolu çok gördün” diyerek rekabeti kızıştırdı.
Ekonomi uzmanı Doğan’ın cevabı ise hazırdı: “O yoldan giden Nemrut’u zor bulur!...”
Bakmayın böyle çekiştiklerine. Malatyalılarla Adıyamanlılar etle tırnak gibi... “Dost dosta takılırmış“ misali onlar da öyle. Birbirlerinden ayrı olamıyor, hep omuz omuza duruyorlar.
Pek çok projede işbirliği yapan, İzmir’in yeni üniversitesi Gediz’in Malatyalı Mütevelli Heyeti Başkanı Abdullah Kavuk’la Adıyamanlı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Doğan gibi...
Bir de görünen o ki Malatyalıların da devreye girmesiyle Nemrut’u dünyada tanımayan kalmayacak.
Anlayacağınız yine ülke kazanacak. Onların da amacı zaten bu...


REKTÖRÜN?BÖYLESİNE ŞAPKA ÇIKARILIR...
ADIYAMAN’DA bir de önemli başarı öyküsüne tanık olduk. Kentin henüz dört yıllık üniversitesi kısa sürede en iyi 20 arasına girmiş.
Bunun nasıl gerçekleştiğini Rektör Prof. Dr. Mustafa Gündüz’le tanışınca anladım. Mustafa Hoca, bir vali ya da belediye başkanı gibi çalışıyor. Kampus dev bir şantiye, her köşede inşaat var.
Prof. Dr. Gündüz, bir yandan siyasetçileri ikna edip, diğer yandan hayırseverlerin desteğini alarak kısa sürede büyük işler yapmış.
Hele hele Tıp Fakültesi’nin 40 milyon dolara kurulan uygulama hastanesi parmak ısırtacak türden bir proje...
Zaten Adıyamanlılar da kentin çehresini değiştiren, Türkiye’nin dörtbir yanından, hatta Avrupa’dan yüzlerce öğrenci gelmesini sağlayan rektörlerini el üstünde tutuyor.
Darısı, Anadolu’nun bir kıvılcım bekleyen diğer kentlerinin başına...