KARAKÖY’ÜN YENİSİ: CHEZ MOI

Karaköy, tarih boyunca İstanbul’un yeme-içme hayatında önemli bir yer tutmuştur. Çeşitli nedenlerle zaman zaman popülaritesini kaybetse de, gerek barındırdığı tarihi yapılar, gerekse ev sahipliği yaptığı değişik sektörlerle ayakta kalmayı başarmış bir bölgedir. Son yıllarda açılan ve daha çok orta sınıf gençlere hizmet veren kuruluşlar, değişik konseptleri de bünyelerinde barındırıyor. Chez Moi, bunlardan karakteristik bir tanesi diyebilirim. Aslında mekan sahibi, ağır ceza eğitimi almış bir avukat olarak alışılmamış bir mesleğin mensubu. İşletmecisi ise 10 parmağında 10 marifet olan Melih Doğan. Geçtiğimiz pazar akşamı gittiğimde mutfakla DJ kabini arasında mekik dokuyordu.

Chez Moi, haftanın her akşamı bir etkinlikle dolmuş durumda. Ayrıca hafta sonları, eski İstanbul tarzına uygun meyhane gibi dekore edilmiş olan beşinci katta, marifetli hanımefendiler meze kültüründen örnekler sunuyor. Zaten her kat, evlerin salonları gibi... Dolayısıyla son derece samimi ve rahat bir ortam var.

Mezelere gelince; Yunan usulü cacıki, Güneydoğu’dan ev yapımı acılı ezme ve humus, Ayvalık usulü dere otlu fava, cuma günleri gelen Ayvalık otlarından kavurmalı ve yoğurtlu mezeler, eski usül midyeli pilav veya midye pilaki, eski tatlardan uskumru mezesi, yeni dünyadan mayonezsiz levrek marin.
Özellikle böyle söylememin nedeni doğal olanı daha sağlıklı ve leziz bulmamdan kaynaklanıyor. Melih Doğan’ın işletmeciliğinin ve Dj’liğinin yanı sıra taze ve sağlıklı yemek konusundaki hassasiyeti de dikkat çekiyor.

Taş fırında hamburger

Yukarıdan aşağı inecek olursak, dördüncü kat lounge bölümü. Sakin bir ortamda baş başa yemek yemek isteyenler için dünya mutfağından tatlar var. Şef Süleyman Ozan’ın hazırladığı başlangıçlarda bruschetta, acılı tavuk kanadı, mozzarella sticks, peynir topları ve çeşitli salatalar mevcut. Pizzalarda ise öne çıkan; mozzarella, domates sosu, ince dilimlenmiş bonfile, roka ve parmesan dilimli carpaccio.

Ana yemeklerse enteresan tatlar ve adlar taşıyor. Şefin taş fırın ekmeğiyle yaptığı hamburgeri çok başarılı. Pideli köfte, keçi peynirli antrikot, karamelize küp patateslerle sunulan sebzeli biftek sarma da tercih edilebilir. Tatlılarda ise sizler için iki farklı lezzet var denediğim. Uğruna bir süre beklemeyi göze alırsanız, klasik çikolatalı sufle ve günlük yapılan brownie, iyi birer tercih.

Eğlence, misafir mutluluğu ve halkla ilişkiler çerçevesinde özel geceler ve yemekler için de birçok fikir düşünülmüş. Bu işin başına da oyuncu olan Semih Vural getirilmiş. Semih Bey, mesleğe 12 yaşındayken bir hamburger zincirinin palyaçosu olarak başlamış. Bugüne kadar da çok çalışmış.

Aslında bu bölümde Melih Doğan’ı kutlamak gerek. Eminim önümüzdeki kış, Chez Moi’ya rezervasyon yaptırmadan gidemeyeceğiz.

Zira perşembe geceleri yapılan ‘Bana Türkçe bir şey söyle’ partileri ve pazar gecelerinin vazgeçilmezi 80-90’ların müzikleri çok tutacağa benziyor.