Değerli okuyucularım, bir yılı daha geride bıraktık. Sizlere 2017’de barış, sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum. Hep beraber olmak dileğiyle...
Nişantaşı bölgesinde son yıllarda yeni hizmete giren veya şekil değiştiren çok fazla mekân var. Eskiden daha lüks ve pahalı lokantalar açılırken, şimdilerde genç ve kültürlü kesime yönelik restoranlar öne çıkmaya başladı. İşte bunlar arasında en popülerden olan Doğaya Dönüş’ten bahsedeceğim bugün. Markanın kurucuları, 15 yıl önce Almanya’dan yurda kesin dönüş yapan iki tonton teyzenin hayatlarıyla ilgili yarattıkları bir konsept, ancak daha sonra Ercan Koyun tarafından devralınmış.
Ercan Bey, sanat enstitüsü torna tesviye bölümü mezunu ve aynı zamanda iyi bir aşçı. Aslında burası bir müdavim lokantası ve tüm sebzeseverler tarafından tanınıyor. Hangi sebzeyi, hangi garnitürü veya hangi salatayı yedikleri aşçı tarafından da biliniyor.
Doğaya Dönüş, Ahmet Fetgari Sokağı’na taşındığından beri müdür Yunus Yavuz
ve 10 arkadaşına teslim. Sistem çok enteresan, personelin tümü aynı mahallede oturan eğitimli gençler. Servis, yemek dağıtımı, açılış, kapanış, her şey onların elinde... Birbirlerine o kadar bağlılar ki, her sabah Yunus’la beraber geliyor ve akşam da hep beraber evlerine dönüyorlar. Aralarına giren tek ayrılık, askerlik görevi oluyor.
Politikaları sebze sevdirmek
Buradaki bakış açısı, çoğu mekandan farklı. Öncelikle gelenler müşteri değil, misafir diye düşünülüyor. Ve yine mahalleye yeni gelen bir komşuyu evinizde nasıl ağırlarsanız, hep onun gibi misafirperverlik anlayışı görüyorsunuz.
Ercan’la sohbet ederken, aklının bende gözünün ise misafirlerde olduğunu fark ediyorum. Mekanın politikası, insanlara sebzeyi sevdirmek ve yedirebilmek. Etli yemek de yok değil, günde 1-2 çeşit mutlaka oluyor. Her gün sıcak sebze veya tahıl yemekleri, salata veya zeytinyağlı olarak
40’a yakın çeşit sergileniyor.
Herkes 1-2 büyük tabak yiyeceklerini söylüyor. Adisyon yazılıp misafire tabağıyla veriliyor. Ayrıca arzu ederseniz tabağınızı masanıza kadar götürmek üzere bir genç daima büfenin yanında oluyor.
Aperatiflerden ücret alınmıyor
Çeşitler arasında portakallı salata, kabak kalye, mevsiminde pazı kavurma, sıcaklarda her gün değişen çorbalar, etli biber dolması, tas kebabı, kabak graten, nohut salatası ve ayvalı kereviz benim için öne çıkan tatlar oldu. Ayrıca patlıcanlı nohut ve kıymalı mercimek de protein içeriğiyle özellikle spor yapan misafirler arasında çok popülermiş.
Akşamları restorana gelen kitle biraz daha farklı. Yani daha genç, iş sahibi ve özellikle de Nişantaşılılar. Servis edilen içkilerin yanında gelen aperatiflerden ücret alınmıyor. Bir şişe şarap; teşkilatlı peynir tabağı, bir kase patlamış mısır ve mevsiminde erik ve kirazla servis ediliyor. Akşamları baharatlı köfte, tavuk but ve vahşi bonfile ızgara mevcut, garnitürüyse mimolette peynirli mantar gratine. Tatlılarda tel kadayıflı muhallebi favorim oldu. Gerçekten enfes. Bu tadı tercih etmeyenler için elmalı tart, tiramisu veya ev yapımı lokma da mevcut. Bir kişi var ki, Doğaya Dönüş’ü tanıtırken adı mutlaka geçmeli; o da mekânın kuruluşundan bugüne kadar her alanda en büyük rol oynayan Ercan’ın eşi Melek Koyun. Koyun’un her yerde izi olduğu hemen anlaşılıyor.
