Seyahat Pazarlama Uzmanı Sarp Özkar

İki sene önce Kore’ye gitme imkanı bulmuştum. Başkent Seul, Gyeongju, Busan şehirlerini gezmiştim. Gezdiğim gördüğüm her yer çok güzeldi, modern bir ülke, otobanında bile internetin çektiği ve her yerde Free internet hizmeti ola n müthiş bir yerdi. Alışık değiliz, dünya ülkeleri internet üzerinden ne paralar kazanıyorlar anlatamam. Buna rağmen bir teknoloji ülkesi olan Kore’de internetin bedava olması, üstelik çok hızlı kullanımı ülkeyi gezen bir turist için memnuniyet sebeplerinin başında geliyor. Bir de o her köşe başına yerleştirilmiş, selfie çekip arka plana Kore’nin görselleini yerleştirip anında paylaşmanızı sağlayan dev ekranlar yok mu… Her şey bunlarla sınırlı da değildi, Kore’de ne gördüm, nerede gezdiysem son derece keyif almıştım.

Yapı olarak değişik dünya lezzetlerini tatmayı çok severim. Kore’nin meşhur yemeği Kimchi’ye bayıldım mesela. Bizim turşunun az tuzlu olan versiyonu ve hemen her öğünde sofraya geliyor, çok sık yeniyor. Bunun yanı sıra benim favorim Bibimbap isimli leziz mi leziz bir yemekti. Bu güzel lezzeti sizlerle paylaşmak isterim, siz de isterseniz evinizde kolaylıkla yapabiliriz. Deneyin, pişman olmayacaksınız.


Bibimbap mı, o ne acaba?

Sadece turizm için, Türkiye’de pek çok kuruluşa baktığımızda pek çok rakibi olan, birbirinin devamı veya aynı işi yapan meslek gruplarından oluşuyor. Bir sokağa bakıyorsunuz yan yana onlarca avizeci veya yan yana onlarca ayakkabıcı… Ürünlerin pek çoğu da kendi üretimleri olmadığından bir yerden alındığından hemen hemen aynı. Para kazanması rekabet etmesi ayakta durması gerçekten çok zor.

Dile kolay 23 sene turizm sektöründe hemen her bölümde çalışıp, satıştan, operasyona ve pazarlamaya kadar yöneticilikler yaptıktan sonra, artık kendi işimi kurma zamanının geldiğine karar verdim. 23 senelik tur operatörü çalışanı bir profesyonel olarak, Türkiye’de bulunan 5.000’in üzerinde seyahat acentesi ve büyük tur operatörleri arasında, aynı işi yapıp, bir uçak bileti için 3-5 TL kazanmayı göze alamadığımdan ve bu rekabeti anlamsız bulduğumdan, bir tur operatörü veya seyahat acentesi açmamaya karar verdim.
Yurtdışında turizm sektöründe en güçlü ülkelerde, turizme destek veren hangi birimler, ne tür şirketler var, birkaç senedir bunun üzerinde ciddi araştırmalar yaptım. Öyle bir iş olmalıydı ki, Türkiye’de bu işi yapan tek firma benim firmam olmalıydı bilemedin birkaç firmadan biri

Hindi Çin ülkesi olarak bilinen Kamboçya'yı birkaç yıl önce keşfetmiş, Vietnam için vaktim olmadığına da üzülmüştüm. O zamandan bu zamana 3 sene geçti, aklıma koymuştum Vietnam'ı da keşfetmeliydim. 2015 Mart ayında iş seyahatim sebebi ile Vietnam'a gitmek kısmet oldu. Vietnam Asya ülkeleri içinde, en çok ilgi çeken karakteristiriği çok yüksek, yeme-içme imkanları ile, doğal güzellikleri ve tarihi-sanatı ile son derece güzel bir ülke. Vietnam seyahatimde belki de karakteristiği en yüksek şehirlerden biri olan Hanoi ilk keşfetttiğim şehir oldu. Sonrasında Halong Bay yani efsanevi Halong körfezi ve tabii ki başkent Ho Chi Minh City...

Gezdiklerimde gördüklerimde yazabileceğim o kadar çok başlık var ki, bunları fotoğraflarla anlatmanın daha kolay ve uygun olacağını düşündüm. Bu nedenle Vietnam'da her birini kendi çektiğim fotolarımla sizlere özetle bir Vietnam turu yaptırmayı amaçlıyorum, umarım beğenirsiniz.

Hanoi'deki Ho Chi Minh kompleksi içinde yer alan ve Ho Chi Minh'in anıt mezarı en ilgi çekici eser. Ayrıca bu kompleks içinde başkanlık sarayı, Ho Chi Minh'in yaşadığı salonu, yemek odası, yatak odası, hayatı boyunca kullandığı arabaları da sergileniyor.

Ho Chi

Dikkat! Seyahate çıkmadan önce…

Seyahate gitmek; adı üzerinde, bulunduğunuz ikametgahınızdan çıkıp bir başka beldeye doğru yer değiştirme faaliyetidir. Bunu yaparken evinizi, arabanızı, bazı sevdiğiniz yakınlarınızı yaşadığınız yerlerde bırakıp yola koyuluyorsunuz. Bu nedenle gitmeden önce bazı hazırlıklar yapmalı ve bazı konulara dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde sorunlarla karşılaşırsanız, çözmeniz imkansız olabilir… Gelin hep beraber bakalım neymiş bu önemli detaylar!

Seyahatinize başlamadan önce ne yapmalısınız?

· Pasaportunuzda gideceğiniz ülkenin vizesinin süresini ve tarihlerini kontrol edin, biletinizi de kontrol edip yanınızdan ayırmayın. Pasaportunuzun en az 6 ay geçerli olduğunu da kontrol edin.

· Gideceğiniz ülkenin para birimini yanınızda bulundurun, USD-Euro paritelerini de gitmeden önce mutlaka öğrenin.

· Kredi kartlarınızın yurtdışı kullanımı olup olmadığını, cep telefonunuzun yurtdışına açık olup-olmadığını da kontrol etmelisiniz.

· Avrupa Birliği ve tüm dünyada geçerli 30,000 Avro teminatlı tam kapsamlı bir seyahat sağlık sigortasını mutlaka yaptırın ve yanınızda taşıyın. Bilhassa Schengen üye ülkelerine kanunen bu belge

Antalya’da deniz, kum, güneş tatili yapmak isteyenler Alanya, Side, Manavgat, Belek, Kemer gibi bölgeleri tercih ederler. Her bölgenin kendine özgü güzellikleri ve avantajları elbette vardır. Bununla birlikte, içlerinden biri var ki, neredeyse yoktan var olmuş ve bugün Antalya’da Kongre turizmi, Golf, Futbol, doğa güzellikleri ve en lüks oteller bölgesi dendiğinde ilk akla gelen yer olmuştur.

Evet doğru tahmin ettiniz, bu bölge Belek... 1984’lerde bataklık ve sazlık bir bölge iken, vizyonu geniş yatırımcıların da katkıları ile bugün Belek Antalya’nın en gözde destinasyonu haline geldi. Belek’in bugünkü konumuna gelmesine BETUYAB yani Belek Turizm Yatırımcıları Ortak girişimi A.Ş.’nin yıllardır süren vizyoner çalışmaları neticesinde karakteri oturmuş, karizması olan, en iyi oteller, en iyi kongre, en iyi golf imkanları, en iyi futbol kulüplerini ağırlayan, hatta Caretta Caretta kaplumbağalarının da yuvası konumunda, mavi bayraklı bir cennet…

Tam bir turizm cenneti Belek

Wellness SPA yatırımlarından tutun, golf ve futbol sporları turizmi, 500 kişiden 4,000 kişiye kadar değişen simültane tercüme imkanı sunulabilen kongre turizmi, mavi bayraklı denizi yanı sıra, çocuklu

Seyahate çıkmadan önce herkesi bir heyecan sarar. Bu hem yeni yerleri keşif amacıyla duyulan bir heyecan, hem de uzun süredir zaman geçirilen ikametgahtan ayrılarak, yer değiştirme kaynaklı bir heyecan… Bir de üzerine bavul hazırlama ve geride bırakacaklarını düşünme konusu gündeme geldiğinde, bu heyecan daha da fazla artar. Kolay değil, alışkanlıkların dışında bir ortama gidilecek, evdeki kişisel eşyaların bir kısmı da sizinle yer değiştirecek, evde-işyerinde bırakacaklarınızı organize etme konusu da cabası… Gelin size, sıkça seyahat eden bir gezgin olarak, seyahat bavulunuza neler koymanız gerektiği ile ilgili bir check list önereyim, böylelikle sizi bu stresten kurtarmış olabilirsem ne mutlu bana…

Bavulunuzda mutlaka bulundurun!

· Seyahat edeceğiniz ülke-şehirle ilgili rehber kitaplar, dergi yazıları, makaleler vs.

· Diş fırçası, diş macunu yanı sıra tek kullanımlık sokakta, parkta kullanabileceğiniz susuz diş fırçalama paketi. Yine sokakta kullanmanız gerekebilecek, pratik kağıt sabun.

· Islak mendil, kağıt mendil ve hijyenik el dezenfekte sıvısı.

· Kalp, şeker, tansiyon, tiroid vs. kronik rahatsızlıklarınız için kullandığınız

Seyahat konusunda bir çocukluk hayalim vardı benim… Bu hayal, Noel Baba’nın karlar ülkesine gitmekti. Bir fırsatını buldum ve sonunda Finlandiya’nın Rovaniemi kentine doğru yol aldım. Finlandiya’nın başkenti Helsinki aktarmalı uçuşumla toplam 4,5 saatte karlar ülkesine varmıştım. Daha havalimanına gelir gelmez, işte iyi bir turizm destinasyonu böyle olur dedim. Zira bagajımı almaya yöneldiğim bantların üzeri bir çocuk oyun parkı gibi, Noel Baba figürleri, kutup ayıları, İgloo’lar ve kar görünümlü köpüklerle dizayn edilmişti. Amaç neydi, tabii ki gelen turisti daha bavulunu alırken Noel Baba’nın ülkesine geldiğinin izlenimi ve ağırlığını verebilmek… Havalimanından dışarı çıktım, yollar karla karışık yarı yumuşak buz tutmuş. Hemen kapının önünde, gelen turistleri otellerine bırakacak havalimanı servis aracı hazır bekliyordu, her şey o kadar güzel organize edilmiş ki, mutlaka yaşamanız lazım.

Konaklayacağım Santa’s Hotel Santa Claus’a vardığımızda, kaliteli bir dört yıldız otel yanı sıra, Noel baba ambiyansı ile iç içeydim. Kaldığım otel, Rovaniemi’nin ana meydanına yürüyüş mesafesindeydi. Hemen otelin lobisinde bulunan, yüzlerce broşüre heyecanla göz attım. Ne de olsa,

Afrika dendiğinde muhtemelen ilk akla gelenler; kıtlık, fakirlik, imkansızlık kısaca yardım eli uzatılması gereken dünyanın kocaman bir kıtası. Gerçekten de son derece yardıma, desteğe muhtaç bir kıta. Buna rağmen pozitif, her daim yüzleri gülen, arkadaş canlısı, sıcak insanların coğrafyası. Seyahat severlere olağanüstü bir seyahat deneyimi sunan Afrika kıtasının insanları ile tanıştığınızda, inanın yaşadığınız hayatı sorgularken bulacaksınız kendinizi. Bir cep telefonunu şarj etmek için 3-5 km ötedeki bir kulübede yer alan şarj etme istasyonuna yürümek zorunda olan, çocuklarını yabani hayvanlardan korumak adına rengarenk Masai kıyafetleri giyerek ellerine bir de mızrak alarak her sabah ve akşam 8-10 km yürüyerek çocuklarını okullarına sağ salim teslim eden anneler-babalar. Bu yolun gidiş-geliş olduğunu düşünür ve çocuklarını almak için akşam da gideceklerini düşünürseniz, bir ebeveyn günde 30 km üzerinde yol yürümek zorunda, sadece çocuklarını okula götürebilmek için… Aralarında en şanslı olanları okulları nispeten daha yakın olanlar ile yolları üzerinde de cep telefonlarını şarj edebilecek istasyon bulunanlar. Yoksa bunun için de yol yapmak zorundalar. İşte bu nedenle, şarj