Süleyman Ateş

Süleyman Ateş

suleyman.ates@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hocam, Umre’ye gidenlerin, ziyaret edip ellerini sürdükleri bir kütük varmış. Peygamberimizden ayrılacağı için gözyaşı dökmüş. Peygamberimiz de. “Üzülme ben sana öbür dünyada can vereceğim!” demiş ve bu kütük toprağa gömülüymüş
Hocam canı Allah vermiyor mu, Peygamberimizin can verme yetkisi var mı? Peygamber putçuluğun hortlamaması için önceleri mezar ziyaretini bile yasaklamışken bir kütüğü ziyaret etmek ne derece doğru? Yine orada bir taşı ziyaret edip el sürme olayı var mı? Yoksa bu, sonradan gelişen bir uygulama mı?
Hocam sizi fazla rahatsız ediyorum ama TV programlarında yıllardır sakız çiğnemek orucu bozar mı ya da cinlerle insanlar evlenir mi soruları soruluyor. Sorularımın cevabını bulamıyorum. Şimdiden teşekkür ederim hocam. Saygılarımla. (Beyhan)

Haberin Devamı

Cevap: Vallahi bu kütüğün ziyaret edilip el sürüldüğü hurafesini ilk defa sizden duyuyorum. Meğer neler varmış neler. Yok, kardeşim yok, kütük falan ziyaret edilmez. Bu şudur:
Cabir’in rivayetine göre Allah’ın Elçisi, daha önce Cuma konuşmasını yaparken Mescid’in, hurmadan yapılan bir direğine dayanırdı. Kendisine minber yapılıp da minbere çıkınca önce dayanmakta olduğu direk sallandı ve kendisinden deve iniltisine benzer bir ses geldi. Mescidde bulunanlar bu inilti sesini işittiler. Bunun üzerine Allah’ın Elçisi gelip direğe sarıldı ve direğin sallantısı ve iniltisi durdu.
İşte sorduğunuz kütük meselesinin aslı budur. Gerçi bu rivayet, oldukça güvenilir hadis kitaplarında geçer (Bkz. Nesâî, Cum’a: 17; İbn Hanbel, Müsned: 3/295, 324) ama kendisinden çok tutarsız şeylerin rivayet edildiği Cabir’in anlatımı kanaatimize göre güvenilir bir söz değildir. Çünkü asıl büyük sahabilerden böyle bir hikâye nakledilmemiştir. Direk veya kütük cansızdır, yükümlü değildir. Ne ağlayacak? Onda duygu mu var ki ağlasın? Kuru ağaç dirilir mi?
Kaldı ki gerçek olduğu varsayılsa bile olayın ağaç kahramanı kütük değil, direktir. Peygamber’in ona kıyamette can vereceği şeklinde bir söz de hadiste geçmediği gibi kütüğü (direği) gömme olayı da hadiste yoktur. Böyle uydurmaları anlatıp yaymak vebaldir, günahtır. Çünkü Peygamberimiz, kendisinin söylemediği bir sözü kendisine yakıştıranların, cehenneme gireceklerini vurgulamıştır. Tavaf esnasında tavafın başlangıç noktası olan Hacer-i Esved (Kara Taş) Hz. İbrahim tarafından konulmuştur. Çünkü Kâbe’yi ilk yapan odur. İşte tavaf sonunda bu taş selâmlanır. Bu selamlama taşa tapma, ondan medet umma anlamında değil, sadece İbrahim Aleyhisselâm’ın anısına saygıyı ifade eder. Peygamberimiz, tavaf esnasında bu taşı selâmladığı için bu selâmlama eylemi sünnettir. Ama taşı öpmek için insanların birbiri üzerine yığılmaları, şunu bunu ezmeleri, rahatsız etmeleri asla doğru değildir. Hz. Ömer, selâmladığı bu taş için:“Sen bir taştan başka bir şey değilsin, bunu biliyorum ama Peygamber (A.) seni selamladığı için ben de selamlıyorum!” demiş; böylece Allah’tan başkasından asla medet umulmayacağını anlatmak istemiştir.
Namazda sadece İhlas okunur mu?
Hocam ben bazen namazlarda secdede ihlas okuyorum, acaba doğru mu yapıyorum hata mı karar veremiyorum, selam ve saygılarımla.(Mustafa Kaya)

Haberin Devamı

Cevap: İhlâstan başka bir sure bilmiyorsanız, sadece İhlâs okuyarak namaz kılabilirsiniz ama başka sureler de bildiğiniz halde sadece İhlâs’ı okumanız, -namaz caiz olsa bile- hoş bir şey değildir. Bu, öteki sureleri dışlama anlamına gelebilir. Kur’ân’ın her suresi ve âyeti vahiydir ve kendi özgü mesaj taşımaktadır. İhlas Suresi Tanrı birliğini en güzel biçimde özetlediği gibi Mâun Suresi de dinin ruhunu, gerçek ibadetin gaflet ile değil, saygı ile yapılması gerektiğini, riyâkârlığın, asla dinin ruhuyla başdaşmadığını vurgulamaktadır.
Belirli günlerden kasıt Ramazan’ın tamamı mı?
Siz de bugünkü yazınızda belirttiğiniz üzere, Bakara Suresi’nde 183. ve 184. ayetlerinde oruçtan bahsedilmiş.
Benim kafama takılan belirli gün ifadesinin kullanılmasıdır, bu belirli günden kasıt tam olarak nedir? Çünkü bir yerde her kim Ramazan’a ulaşırsa onu oruçlu geçirsin ifadesi geçerken sonra, başka ayette onlar belirli günlerdir ifadesi bulunmakta.
Burada belirli günlerden kasıt olarak Ramazan ayının tamamını mı düşünmeliyiz?
Yazdığınız yazılarla bizleri İslam konusunda bilgi sahibi yaptığınız için çok teşekkür ederim.
Hayırlı Ramazan’lar. (Rıza Sönmez)

Haberin Devamı

Cevap: Evet, belirli günden kasıt, Ramazan ayı günleridir. Daha önceki dinlerde de, Kur’ân öncesi Araplarda da Ramazan ayı, oruç tutma ayıdır. Kur’ân-ı Kerim, müteakip âyetinde Ramazan ayının, Kur’ân’ın Ramazan ayında indirildiği vurgulanmakta ve o ayda bulunanın oruç tutmasını emretmektedir. İşte 183-184. âyetlerinin ardından gelen 185. âyet, “belirli günleri” açıklığa kavuşturmakta, bu günlerin, Ramazan günleri olduğunu belirtmektedir.

SORULARINIZI BEKLİYORUM: