Serfiraz Ergun

Serfiraz Ergun

serfiergun@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Garanti Bankası 2002 yılından beri Dünya Gazetesi ve Osman Arolat’la işbirliği yaparak Anadolu Sohbetleri düzenliyor. Bu sohbetlerde Banka’nın üst düzey yöneticileri, yerel halkla sohbetler yapıyor, KOBİ’lerle tanışıyor, ekonomistler, turizmciler, gazeteciler konuşmalar yapıyor yerli halka  ülkenin batısından bir rüzgar ve bilgi akışı estiriyor, o ilin nabzını tutmuş oluyor. Bugüne kadar 40 ilde 17bin KOBİ’yle tanışmışlar. Geçen hafta bu sohbetler için Kars’taydık. Orhan Pamuk’a Nobel’i kazandıran kitaplarından olan KAR’ı okudunuz mu? Eğer günün birinde Kars’a yolunuz düşerse gitmeden okumaya çalışın. Kars’a daha bir romantik bakıyorsunuz.  Kar’da Ka takma isimli şair yerel seçimleri ve genç kız intiharlarını izlemeye gider.  Karlar altındaki Kars, eski aşkı, eski aşkının kız kardeşi, dinciler, solcular, hepsi birbirine girer. 
Kars gerçekten de yılın 6-7ayını karlar altında geçiriyormuş. Biz gittiğimizde hava pırıl pırıldı. Kars, Kazım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu tarafından geri alınıncaya kadar 1877-1918 yılları arasında Rus işgalinde kaldı. Ruslardan kalma çok güzel taş binalar, geniş yollar, Rus askerlerinin ibadeti için kiliseler, kışlalar var. Tarih boyunca birçok beylikler, Ermeniler, Bizanslar, Selçuklular, Osmanlılar’ın da yerleşim kenti olmuş. Ama Cumhuriyet döneminin 1950’ler sonrası kadar çirkinlik örneği yapı hiçbir dönemden yok. Canım bir binanın yanında kocaman betebe bir apartman yükseliyor.  Her biri ayrı bir zevksizlik, vizyonsuzluk örneği doğrusu. 

Rus’lardan kalma evde ağırlandık
Karslı bir aileye çaya davetliydik. Evin sahibi Hatice Güvensoy.  Güvensoy’lar Kars’ta tanınmış bir aile. Hatice Hanım’ın eşi  Tuncer Bey  51 yaşında erkenden ölmüş. Vaktiyle satın aldıkları ve harika onardıkları 1890 yapımı Rus’lardan kalma bir evde ağırladılar bizi yöresel  peynirler, helvalar ve kete ile. Kete  Kars yöresinde un ve yağla yapılan bir börek. Hatice Hanım bu güzel evi turizme açmak istiyor ancak ruhsat alamamış. Garanti Bankası ekibinden birkaç kişi tam merkezde  Kars Otel’de kaldık.
Dedim ya, her an kendini Orhan Pamuk’un roman kahramanı gibi hissediyorsun.  Bu oteli Tuncer Bey’in kardeşi Tekin Güvensoy işletiyor. Kars’a gidip de bu kadar zevkli bir yerle karşılaşacağınız aklınızın ucundan geçmez.
O da eski bir Rus taş bina, çok güzel restore edilmiş, çok güzel döşenmiş. Bütün gün otelden nefis kurabiye, kek kokuları geliyor. Alt katı çok zevkli bir yemek salonu. Ama Kars’ın sadece 8 odası var. Standart oda fiyatları da tek kişi kahvaltı dahil 99 Euro.  Bir de gitmişken caddeden iki sokak yürüyüp sola kıvrılıyorsunuz sağlı sollu peynircilerden  kaşar, gravyer, bal  alıyorsunuz. Ben Hatice Hanım’ın tavsiyesiyle Hafızoğlu’ndan ‘taze kaşar göbek’ de aldım ve çok sevdim tadını. 

Ani harabeleri
Kars’ın içinden Ani Harabeleri 48 kilometreymiş ama bir saat sürüyor. Yol çalışmaları var. Ani tam sınırda . Onuncu yüzyılda bir Ermeni Beyliği tarafından kurulmuş bir şehir devlet. Aslanlı Kapı’dan girip Çarşı Yolu’ndan yürüyorsunuz, sağınızda Havariler Kilisesi, Aziz Krikor Kilisesi, solunuzda Ani Katedrali, Bakireler Manastırı  arasından geçip Manuçehr  Camii’ne varıyorsunuz, kolonlar ve kemerli pencereler arasından kafanızı bir uzatıyorsunuz derin bir kanyonun arasından Arpaçay akıyor. Hemen sağ tarafınız Ermenistan.
Nehir doğal sınır olmuş. Nefes kesici bir manzara. Rehberiniz de Sevan Nışanyan gibi oranın tarihini yemiş yutmuş bir olursa bilgi açlığınız iyice kabarıyor. Ama bütün bu yeni bir şey görmenin, öğrenmenin verdiği haz duygusunun üzerini çizen, damağımda burukluk bırakan bir şeyi de söylemeden geçemeyeceğim.
Bir kere Ermenice Ani adının üzerinden İ’nin noktasını kaldırmışlar olmuş Türkçe Anı . Ani Harabeleri’ne girerken bölgenin kronolojik tarihçesini veren koskoca mavi bir tabelada o bölgeden gelen geçen her boy, her ırk var ama Ermeni lafının E’si bile yok. Olur mu? Bunlar bir tehdit mi? Yok sayılır mı? Bunlar birer zenginliktir. Bir yandan geniş yollar açıyoruz herkes gitsin görsün diye, diğer yandan üzerini örtüyoruz kimse görmesin, doğrusunu öğrenmesin diye.

Haberin Devamı

Kamer Kahvesi
Kar’s Otel’den çıkıp bir iki bina geçince kendinizi İstanbul Asmalımescit’te veya Alaçatı’da hissettirecek içki ruhsatlı bir cafe var, Kamer Vakfı’nın. Tam bir yıl olmuş açılalı. Orhan Pamuk’un Yeni Hayat Pastahanesi’nden çok daha güzel ve çağdaş. O, Kar romanını  yazarken açık olsaydı mutlaka bahsederdi. Makarnalar, salatalar, sandviçler... Şık ve lezzetli. İşletmecisi Vakıf üyesi Arzu Orhan. Geliri kadınları sosyal ve ekonomik olarak güçlendirmeye, istihdam yaratmaya kullanılıyor. Kafkas Üniversitesi öğrencileri, yerel halk orada. Hem yiyip içiyorsunuz hem ödediğiniz hesabın nereye gittiğini biliyorsunuz. Ne hoş değil mi?