Serfiraz Ergun

Serfiraz Ergun

serfiergun@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İspanya’nın Sevilla (Seviyya okunuyor) kentindeki Alkazar Kraliyet Sarayı, Sakıp Sabancı Müzesi’nin Hat Koleksiyonu’nu sergiliyor. Hat Koleksiyonu Sakıp Sabancı’nın özel koleksiyonu iken bütün dünyayı dolaşmıştı. Bunlar Sabancı Müzesi’ne geçtikten sonra ilk kez üç ay önce Türk Büyükelçiliği’nin açılışının 150. yılını kutlamak üzere Madrid’e gitti.
Şimdi artık Sevilla’da, hem de anlamlı, kendisine yakışan bir mekânda, Alkazar Sarayı’nda. Al-kasr olmuş Alkazar. Çünkü saray 10. Yüzyıl’da Müslüman Endülüslerin İber Yarımadası’nı 700 yıllık yönetimi sırasında bir hisar olarak yapılmış sonra  14. Yüzyılda Hıristiyanlar adayı aldıktan sonra yakıp yıkmadan üzerine saray inşa etmiş. Görülmeye değer bir  yer. Hıristiyan İspanya’nın İslami mimarlık unsurlarını kullanarak yaptıkları bu yapıya 16. Yüzyılda Şarlken de Gotik unsurlar ilave etmiş.
Her tarafı saklı köşelerle,  iç bahçelerle, seramik panolarla dolu.  Mudecar stili kemerlerden geçilip Büyükelçiler Salonu’na girildiğinde duvarlarda asılı dev goblen örtüler bir yağlıboya tablonun bile yansıtamayacağı detaylarla İnebahtı Savaşı’nı anlatıyor. Osmanlı Donanması’nı yakmakla övündükleri  İnebahtı Savaşı...
Alt katta ise tavanı birbirini tekrarlayan kemerli  metrelerce uzunlukta bir  havuz-hamam rüya gibi iç içe geçmiş bahçelere açılıyor. Alkazar işte böyle bir kraliyet sarayı.  Bugün, Kral Juan Carlos ve eşi Sophia da Sevilla’ya geldiklerinde burada kalıyorlar.

Haberin Devamı

Kanuni’nin gölgesi 

 “Osmanlı Kaligrafisi”  sergisine Bakireler Avlusu’ndan merdivenlerle çıkılarak giriliyor. Hemen girişteki panoda 16. Yüzyılın başlarından bir madalyon var. Bu madalyon Kutsal Roma Germen İmparatoru 5. Şarl’a, bizim tarih kitaplarımızda geçtiği şekliyle Şarlken’e ait. En ön planda Şarlken’in kafası, sağ omuzunun arkasında bir melek kafası, solunda ise Kanuni Sultan Süleyman’ın profili  var. İber Yarımadası , Almanya ve Avusturya’nın 16. Yüzyıldaki tek hâkimi Şarlken’in korkulu rüyası da Osmanlı İmparatoru Kanuni Sultan Süleyman’dı.
İkisi de yaşamları boyunca birbirlerine rakip olarak topraklarını genişletip, ülkelerine en parlak dönemlerini yaşatılar.  Şarlken koskoca imparatorluğunu Alkazar Sarayı’ndan yönetti.
Perdelerin arasından girilen loş sergi salonunda sizi ışık oyunlarıyla yere düşürülmüş bir  kadırga  görüntüsü karşılıyor. Akdeniz’in dalgalarına tutulmuş gibi sallanıyor.
Sabancı Müzesi Direktörü Nazan Ölçer müzecilik konusunda uzmanlaşmış Çek asıllı bir mimarla çalıştıklarını söylüyor.   Osmanlı’nın torunlarına ait Kuran-ı Kerimler, dua kitapları, meşk ve hat albümleri, karalamalar, 19. Yüzyılda başkent İstanbul’da duvara asılmak üzere yazılmış tablo gibi levhalar 4 Nisan’dan beri Sevilla’nın Alkazar Sarayı’nın duvarlarını süslüyor, Şarlken’in ruhunu sızlatıyor.
İşte bu serginin açılışı için Sabancı Holding Yönetim Kurulu ve Sabancı Müzesi Yürütme Kurulu Başkanı Güler Sabancı kendi dostlarını ve dört gazeteciyi  Sevilla’ya davet etti. Sabancı Müzesi Direktörü Dr. Nazan Ölçer  zaten genç, dinamik ve modern ekibi ile günler öncesinden oradaydı,  hazırlıkları tamamlamakla meşguldü.
Güler Sabancı Madrid’te de olduğu gibi Sevilla’da da mü-kem-mel bir ev sahibesiydi. Herkesi ayrı ayrı mutlu etmeye uğraştı durdu. Bu kez şehir turu da kesmedi şehirler arası turlar düzenledi. Camiden bozma Katedrali  Mezquita (mezkita okunuyor, resmen cami diyorlar katedrallerine) ile  ünlü Endülüs Devleti’nin başkenti Kordoba’ya, Sherry cenneti Jerez’e (Herez okunuyor) gönderdi konuklarını. Üstelik kendisi  Endülüs Özerk Bölgesi Kültür Bakanı  Rose Torres’i ağırlarken, basın toplantısı yaparken... At çiftlikleri  gezisi, boğa güreşi ve flamenko dans gösterileri de bonusuydu.

Haberin Devamı

Güler Sabancı’ya destek

Haberin Devamı

Gezide aileden Güler Sabancı dışında Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ve eşi  Sabancı Holding Gıda ve Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer ve  okul tatilinde olan iki çocukları, Sakıp Bey’in kızı Sevil Sabancı da vardı. Arzuhan ve Mehmet Ali Yalçındağ, Oya ve Bülent Eczacıbaşı, Ümit ve Cem Boyner, Lüset ve Mustafa Taviloğlu, Nilgün ve Erkut Yücaoğlu, Zeynep ve Osman Çarmıklı, Emine ve Zeynel Abidin E rdem, Rana Erkan Tabanca, Erol Tabanca, Nüket ve Zafer Mutlu, Elçin ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ahmet Aykaç eşli, Esra Ekmekçi ve Sedat Aloğlu ise eşsiz gelenlerdi.

“O biziz” dedi, rehber inanmadı

Suzan Sabancı Dinçer ve ailesi gündüzleri gezilere katılmayıp çocuklarıyla ilgilenmeyi yeğlediler. Bir rehber tutmuşlar, rehber onları kilise, katedral dolaştırırken Alkazar Sarayı’ndaki Osmanlı Kaligrafileri Sergisi’ne de gitmelerini önermiş. Suzan Hanım da heyecanla “o biziz, o biziz” demiş ama rehberi  inandırmak epey zor olmuş. Akşam bize yemekte anlattı. Güler Sabancı  da konuklarına sık sık onca işlerinin arasında kendisini yalnız bırakmayıp geldikleri için teşekkür etti.
Gündüz herkes kendi işiyle ilgilenip geceleri tüm bu saydığım grup bir arada yemek yedi. Tabii önce İspanyolların mezeleri sayılan tapas servisi yapıldı. Ana yemeklerin pek bir özelliği yoktu ama şaraplar lezzetliydi.
Madrid sergisi sırasında Mehmet Ali Birand’ın doğum gününü kutlamıştık, bu kez de Lüset Taviloğlu’nunkine denk geldi. Küçük bir pastayı Mustafa Taviloğlu eşine elleriyle ikram etti bizim avaz avaza “happy birthday” bağrışmalarımız ve gitar serenadları arasında.
Sabancı’nın Alkazar Kraliyet Sarayı’ndaki sergisi 15 Haziran’a kadar açık... Sıcaklar basmadan Sevilla’ya uzanın hem sergiyi gezer, hem bölgeyi keşfedersiniz.