Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı severim. Kolay değil, 3 Temmuz gibi bir kumpasın altından kalkmak. Bu olayları yaşayan bir insanda ne sinir kalır ne psikoloji.
Ama bir gerçek var. Artık Türkiye değişti. Bağırarak, suçlayarak hiçbir şey kazanamıyorsun. Başkan feryat ediyor. Haklı olduğu taraflar da var. Evet, hakemlerimiz hata yapıyor. Bu hatalar Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın aleyhine de oluyor lehine de. Yalnız şunu söylemek gerekir. Bu hatalar oldukça inanın en çok üzülen Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’dir.
Yıllardır bu hatalarla yaşıyoruz. Her hatadan sonra ‘futbolu idare edenler gidecek, yerine başkaları gelecek’ deniyor. Böyle bir şey olmaz. O zaman kulüplerini idare eden başkanlar da birçok hata yapıyorlar. Onlar da her hatalarında gidip, yerine başkalarının gelmesini istemek doğru mu? Böyle tartışmalar futbolumuza çok büyük zarar veriyor. Basketbol maçlarında tribünler doluyor. Aynı seyirciler futbol maçlarına gelmiyor. Neden? Kulüpler bunu araştırmalı. Hakemler kadar futbolcular da suçlu, yöneticiler de...
Bu nasıl çözülecek? Kulüpler Birliği adında bir kuruluş var. Çok da başarılı işler yapıyorlar. O çatı altında samimiyetle bütün başkanlar ve TFF toplanırsa, bağırmak, çağırmak yerine o sorunlar daha çabuk çözülür. Türkiye sıkıntılı bir süreçten geçiyor. İçerde, dışarda devletimiz bir sürü düşmanlarla uğraşıyor. Hiç olmazsa hafta sonları tek zevkimiz futbolu kavga değil, bir güzellik, birleştirici araç olarak kullanalım.
Galatasaray sahipsiz mi?
Konyaspor maçında alınan üç puan, yeni transfer Rodrigues’in parlaması bir anda Galatasaray’ı şampiyonluk yarışında rakipleri kadar iddialı konuma getirdi. Evet, Konyaspor da maçı kazanabilirdi ama neticede golü atan Galatasaray oldu ve üç puanı aldı.
Aykut Kocaman ve daha birçok kişi, hakem Mete Kalkavan’ın sarı-kırmızılı kulübe kıyak yaptığını söylüyor. Ne kıyak yapmış, ben bunu anlayamadım. Sneijder, itirazdan sarı kart gördü. Başka ne yapabilir bu futbolcuya hakem... Ama bu öyle bir yere geldi ki, önüne gelen Kalkavan ve Galatasaray’a sallıyor. Ve sarı-kırmızılı yöneticiler kulübünü bile savunamıyorlar.
Hele GS TV, sanki başka bir kulübün televizyonu gibi hareket ediyor. Görüntüleri ortaya koyup, G.Saray’ı savunacak, eleştirilerin haksız olduğunu gösterecek bir tek program yapmıyorlar. Onların vazifesi yurt dışında oynanan basketbol maçlarına cümbür cemaat gitmek. Böyle bir kulüp televizyonu olabilir mi? Hiç mi FB TV’yi, BJK TV’yi seyretmiyorlar. Başkan Dursun Özbek, neden buna müdahale etmiyor. 25 milyon taraftarı olan bir kulübün televizyonu daha farklı olmalı.
Ata Demirer Gazinosu
Sözümde duruyorum. Artık yabancı filmlere gitmiyorum. Türk sanatçılara elimden geldiği kadar destek olacağım. Perşembe günü BKM’de Ata Demirer’in tek başına oynadığı oyuna gittim. İnanın, sanatçı olmak çok zor bir iş. İki saat Ata bizi ayrı bir dünyaya götürdü. Güldürdü, hüzünlendirdi... Müthiş bir performans sergiledi.
Oyundan sonra kulise gittim. Birçok kişi bilhassa çocuklar Ata ile resim çektirmek için bekliyorlardı. Hepsinin ağzından tek bir kelime çıkıyordu, ‘Ata Demirer içimizden biri’ diyorlardı. Galatasaray santrfor arıyor, bu perfroması ile Ata, Podolski kadar, Eren kadar, sarı-kırmızılı kulüpte futbol oynar!
Büyük yönetmen Hakan Algül’ün çektiği ‘Olanlar oldu’ filmi bugün vizyona giriyor. İnşallah pazar günü de gidip bu filmi izleyeceğim.
Sütü bozuk Sigthorsson
Bir insan ahlaksız olabilir, terbiyesiz olabilir, hırsız olabilir... Ama bu kadarını görmedim. İzlandalı Sigthorsson ne kadar ahlaksız olduğunu gazetelere röportaj vererek deklare ediyor. İyi ki Galatasaray’da oynamamış. Her zaman söylediğim bir şey vardır, Galatasaray’ın hak etmeden parasını çalanların hiçbir zaman iki yakası bir yana gelmedi. Sigthorsson’un sonunu da merak ediyorum.
