Her yenilgiden ya da kaybedilen puandan sonra olduğu gibi yine Fatih Terim sesleri yükseldi. Ben anlatamıyorum galiba... Sezon başında Tudor, Galatasaray’ın hocasıyken, Lucescu’ya giden kimdi? Bu yönetim değil miydi? TFF, Lucescu’yu milli takımın başına getirmese Rumen hoca bugün sarı-kırmızılıların başındaydı.
O sıralarda Terim, kendilerinden teklif bekliyordu. Onu hiç düşünmediler. Florya’daki kurulu düzeni bozdurmamak için Terim akıllarının ucundan bile hiçbir zaman geçmedi. Bu operasyonun Galatasaray’a çok büyük zararı oldu. Taraftarın, Tudor’a olan güveni sıfırlandı. Hırvat hocanın kimyasını bozdu. Şu anda taraftar teknik direktör değişikliği istiyorsa tek sebebi budur.
Önceki gün Başkan Dursun Özbek, “Biz hiçbir teknik direktörle görüşmedik (Fatih Terim’en bahsediyor). Ligin ilk yarısını lider bitireceğiz. İkinci yarı fikstür avantajımız var. İlk on maçta aradaki puan farkını açacağız. Beşiktaş, Başakşehir, Trabzonspor, Türk Telekom Stadı’na gelecek. Biz onları yenip şampiyon olacağız” dedi. Bu ne demek... Birincisi Terim’i unutun. Başkan ‘Ben burada olduğum müddetçe Terim buraya gelemez’ mesajını verdi. İkincisi, şampiyon olsak ya da olamazsak sezon sonuna kadar Tudor bu takımın teknik direktörüdür.
Başkan Özbek’in söylediklerinin anlamı bu... Demek ki kendisi Tudor’a güveniyor. Yapacağı transferlerle kadroyu güçlendireceğini belirtiyor. Ve şampiyonluğa inanmış. Bugün sosyal medya ve bizler istediğimiz kadar ‘Terim, Galatasaray’ın başına gelsin’ desek bile bu gerçekleşmeyecek. Durum böyleyken avaz avaz bağırmak, tribünlerde protesto yapmak kimseye bir yarar getirmez. Taraftardan tepki gelirse bu güzel ve iyi kadrolu Galatasaray yerle bir olur.
Mayıs ayında kongre var. Başkan bu kongreye şampiyon takımla girmek istiyor. Girebilir mi? Bence girebilir. Giremezse ne olur? Onu Mayıs ayında tartışmak lazım. Şu an tenkitlerin hiçbir işe yaramayacağı gibi sarı-kırmızılı kulübü dağıtacağını düşünüyorum. Herkes sakin olmalı. En azından Mayıs ayına kadar beklemeli.
Güneş büyük hoca
Beşiktaş bütün futbol severleri heyecanlandırıyor. Şampiyonlar Ligi’nde grubunu yenilmeden lider bitireceksin hem de son maçında Almanya’nın iyi takımlarından Leipzig’i deplasmanda yedek kadronla mağlup edeceksin. Bu kolay bir şey değil. Her hocanın da başarabileceği bir iş değil.
Türkiye’nin en problemli takımı Beşiktaş. Neden? Yedek kulübesinde oturan futbolcular da oynayanlar kadar kaliteli. Herkes ilk on birde olmak istiyor. Şans bulamadıkları halde hiçbir sorun çıkmıyor. Ve kendilerini hazır tutuyorlar, küsmüyorlar. Bu Şenol Güneş’in başarısıdır. Ben, Beşiktaş Yönetimi’nin yerinde olsam Güneş’in sözleşmesini ömür boyu uzatırım.
Çünkü ne kadar Trabzonlu olursa olsun Güneş artık siyah-beyazlı kulübün bir parçası. Herkesten saygı görüyor. Taraftar onu çok seviyor. Başkan Fikret Orman, resmen hocayı korumaya almış. Müthiş bir beraberlik görüntüsü var. Dilerim bu görüntü uzun seneler sürer.
Kocaman doğru yolda
Türkiye’de takımlar en ufak bir sarsıntıya uğradığı zaman biliyorsunuz ki fatura teknik direktörlere kesilir. Aykut Kocaman sezon başından beri sarsıntı geçiriyor. Çok eleştiri aldı ama Sivasspor ve Antalyaspor maçlarındaki futbolla artık Kocaman ve talebelerinin düzlüğe çıktığını hepimiz görüyoruz.
Şimdi yeniden tartışma kulvarları açılıyor. Valbuena neden 90 dakika oynamıyormuş, Kocaman bu konuda hata yapıyormuş... Futbolcularla yaşayan kim? Hoca. Kafasındaki sistemi sahaya yansıtacak olanlar da futbolcular. Burada bir problem olursa, hocanın isteklerini yapamayanlar maça 60. dakikada giriyorsa buna saygı duymak lazım.
Hangi hoca kendini yakmak ister. Valbuena konusunda Kocaman’ı eleştirmek bana göre haksızlık. Aynı eleştiriler Ozan için de yapılıyor. Ozan’ın ilk on birde yer bulması gerekirmiş. Oynamadı mı? Oynadı da ne oldu. Mehmet Topal’ın, Souza’nın yaptıklarını yapamadı. Fenerbahçe goller yedi. Hoca bunun üzerine değişiklikler yaptı ve bu da tuttu. Teknik direktörlere saygılı olmamız lazım. Bu sözüm bütün takımlar için geçerli. Futbolcularla yaşayan onlar. En doğru kararları da onlar verecek.
