Op. Dr. Atilla Şengör

Op. Dr. Atilla Şengör

sengorkbb@gmail.com

Tüm Yazıları

Paranazal sinüs tomografisi veya diğer adıyla sinüs filmi çektiren hastalar genellikle bunlara ait raporları okurlar. Yazılanların bir kısmında sinüzit hastalığına ait ifadeler görebilirler. Bu durumda bazısı "Eyvah! Bende sinüzit varmış, acaba önemli bir şey mi? Tedavisi nasıl olur, ameliyat gerekir mi?" gibi sorularla endişeye kapılır. Bu endişeyle tanıdıkları ve internet yoluyla buldukları hekimlere bu raporları yorumlatmaya çalışırlar. Aslında bu konuda danışmaları gereken en doğru adres, filmi isteyen, çektirten kendi doktorlarıdır. Bunu en başta söylemekte fayda var çünkü tek başına tomografi raporunun okunması yeterli olmaz. Filmin kendisinin görülmesi, endoskopik burun muayenesindeki bulguların gözlemlenmesi, hastalık sürecinin anlaşılması yani mutlaka hastanın kliniği ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.

Haberin Devamı

Filmler anlık durumu gösterir; mesela sinüzit hastalığının akut döneminde çekilmiş bir film, iltihaplı akıntılarla hastalığı olduğundan daha yaygın ve şiddetli gösterebilir. Kronik bir hastalığın gerçek durumunu yansıtmaz; hekimi yanıltabilir ve hatalı bir karar almasına sebep olabilir.

Sinüs filmleri nasıl yorumlanmalı

Bu konuya tipik bir örnek ilişikteki resimde görülebilir. Bir aydır burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı belirtileri olan bir hastaya çekilmiş olan ilk tomografide sinüslerin bir bölümü dolu/kapalı görülmüş ve bunun üzerine ameliyat olmak için başvurmuş. Sinüsler sağlıklı haldeyken içlerinde hava vardır ve tomografide siyah görülürler. İlk filmde bir tarafta etmoid (göz arası) bazı hücreler ve maksiller (yanak) sinüsün içi gri renkte, yani dolu görülüyor. Bu tomografi, öncesinde herhangi bir tedavi yapılmadığı halde çekilmiş. Hastanın endoskopik muayenesini yaptıktan sonra, iltihabının dönemine uygun olarak belirlenen ilaçlı tedavi ile 2-3 haftada bir yapılan düzenli kontrollerin bitiminde, yaklaşık 3 ay sonunda tekrarlanan tomografide, sinüslerin büyük ölçüde temizlendiği, iyileştiği kolaylıkla anlaşılabiliyor.

Burada şunu vurgulamak gerekli; hastaya ameliyat önerilmiş olduğu için ikinci film tekrarlandı. Yoksa normalde her hastaya tedavi öncesi ve sonrasında iki tane tomografi çekilmiyor. Hatta akut sinüzitin teşhis ve tedavisi için tomografi çekilmesi dahi gerekli olmuyor. Yeni iltihaplanmış bir hastada, sinüzitin teşhisinde tomografiye ihtiyaç duyulmaz çünkü endoskopla yapılan burun içi muayenesinde orta pasajlar ve sinüslerden gelen iltihaplı salgılar doğrudan görülebilir. Tedavi bitiminde de bu böyledir; endoskopla iltihabın geçtiği görülerek tedavi sonlandırılır.

Haberin Devamı

Sinüs tomografisi ancak komplikasyon düşünüldüğünde veya tedaviyle düzelmeyen hastalarda, ameliyat aşamasına gelindiğine, endoskopik sinüs cerrahisini planlamak amacıyla çektirilebilir. Hastalığın/sinüslerin gelinen en iyi halinde, anatomik ayrıntıları görmek, hangi sinüslere ne ölçüde müdahale yapılacağını belirlemek için yaptırılır. Bunun dışındaki dönemlerde çekilen filmler gereksiz ve yanıltıcı olabilir. Bu vaka buna çok güzel bir örnekti. Eğer hastanın ilk filmine göre ameliyat kararı alınmış olsa, ameliyatı boşuna yapılmış olacaktı. Hastanın anestezi ve operasyonla ilgili riskleri yanısıra masraf yükü de olacaktı.

Haberin Devamı

Bu sebeple sinüs filminin gerekiyorsa çekilmesi, doğru zamanda çekilmesi; eğer çekilmiş bir film var ise bunun sadece raporunun değil, tüm film kesitlerinin görülmesi ve bunların mutlaka hastanın endoskopik ve klinik bulgularıyla birlikte değerlendirilmesi doğru olur.