Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dokuz maçta 25 puan toplamak hem de bunu yaparken hiç gol yememek kolay iş değil. Kim ne derse desin Fenerbahçe’nin bu hamlesi büyük başarıdır.
Ancak insan bu tabloyu görünce önemli kayıpların yaşandığı maçları da düşünmeden edemiyor. Bir takım bir sezon içinde bu kadar mı farklı iki görüntü çizer. Fenerbahçe’nin son dokuz haftası da, üst üste puan kaybettiği haftalar da anormal.
Kayserispor ve dünkü Eskişehirspor maçı, Beşiktaş derbisinin ilk yarısı müthiş coşkulu, istekli bir takım vardı sahada. Fenerbahçe gibi bir takım bu futbolu en az 24-25 maçta oynayabilmeli. Fenerbahçe’nin bu duruma gelmesinde Gökhan Gönül, Bilica, Lugano ve Santos’tan oluşan ideal savunmasına kavuşmasının, Mehmet Topuz ve Özer’in vites artırmasının ve özellikle Selçuk’un formayı almasının büyük rolü var. Öncelikle takım savunması gelişti.
Eskişehirspor dirençli bir takım olmasına rağmen çabuk havlu atmak zorunda kaldı. Bunun nedeni de rakibine ayak uyduramaması. Fenerbahçe oyunun tamamını forse etti. Antalya ve Gaziantep maçlarını savunma yaparak kazanmıştı, bu kez ileride basarak sonuca gitti.
Fenerbahçe Yönetimi’ni kutlamak lazım. Sadece futbol değil, tüm branşlarda şampiyonluk mücadelesi veriyorlar. Voleybolda erkekler şampiyon oldu, Avrupa’yı sallayan bayanlar final oynuyor. Basketbolda erkek ve bayan takımları finale yürüyor. Futbol takımı iki kupanın eşiğine geldi.
Özellikle Başkan Aziz Yıldırım’ın futbol takımını ayağa kaldırması önemli hamleydi. Ancak Fenerbahçeli oyunculara böyle bir müdahale yapmaya gerek olmamalı. Madem böyle oynayabiliyorlar, başkanı Samandıra’ya getirmemeliler. Bugün tüm oyuncular sahaya yüreğini koyuyor.
Taraftar da bunu görüyor. Büyük takımlar rakipleri kadar mücadele etseler zaten tüm maçları kazanırlar. Fenerbahçe uzun süre rakiplerinin güç olarak altında kaldı. Ne zaman dişini gösterdi, bu durumlara geldi.