Tayfun Bayındır

Tayfun Bayındır

tayfun.bayindir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galiba Jorge Jesus’u gözümüzde biraz fazla büyütmüşüz. İyi bir hoca olduğu konusunda kimsenin itirazı yok. Oyuncularla ilişkileri, maç dışı yönetim biçimi, futbola bakışı çok da alışık olmadığımız ve açıkçası özlediğimiz bir tarz. Ama şöyle bir gerçek var; rakip takımı okuma, takıma göre taktik uygulama ve oyuna müdahale konusunda tecrübesiyle ters orantılı bir performası var...
Şimdi arşivlere bakalım; yanılmıyorsam Fenerbahçe sadece bir maçı dörtlü savunma yaparken kaybetti. Kalan diğer tüm mağlubiyetlerinde Jesus üçlü savunmayı tercih etmiş. Dün de üçlü savunmayla çıktı derbiye. Üç evlere şenlik (Bu maç genelinde) stoper. Üçünün toplamı bir Nelsson etmedi. Hata üstüne hata yaptılar, Galatasaray’ın iştahını artırmak için ne gerekiyorsa onu uyguladılar.
Jesus ikinci yarıya dörtlüye dönerek başladığında atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Zaten üçlü savunmanın önüne Crespo ve Arao’yu koyarak önde baskıyla kazanayım mantığından çok uzaktı Jesus. Portekizli hocanın, Okan Buruk’a sürpriz olan ve bir ölçüde de ekmeğine yağ süren savunma hamlesi Kadıköy’ü Galatasaray için Ali Sami Yen’e daha maçın 10. dakikasında çevirdi, 90 dakikada da böyle geçti. Öyle ki Galatasaray tempoyu her artırdığında, kanatlardan her geldiğinde pozisyon üretti. Fenerbahçe’nin pozisyonu var mıydı; zorlarsak iki falan deriz.
Okan hoca tam anlamıyla Jesus’u mat etti. Hem de öyle yavaş bir mat değil bu. Göz açıp kapayıncaya kadar çoban matı yaptı. Öncelikle dersine çok iyi çalıştığı kesin. İkincisi oyuncularını bu maça en az kendisi kadar hazırladığı da bir başka kesin nokta. Üçüncüsü de hamleleri. Jesus’un her çaresizce ve zorunluluktan yapılan hamlesine cevap verdi Okan hoca. Jesus piyonla oyunu kazanmaya çalıştıkça, Okan hoca atını da kullandı, vezirini de ve elbette piyonlarını da.
Bu sonuç 7’de 7 yapan Galatasaray’ı iyice havaya sokar. Liderlik koltuğundan ancak şampiyonluk kupasını almak için kalkar. Fenerbahçe içinse bu sonuç ağır yük getirir. Taraftarın çok sevdiği, çok güvendiği Jesus tartışmaya açılır, tribünün gazı kaçar, takım içinde halı altına süpürülen sorunlar gün yüzüne çıkmaya başlar.
Okan hocaya bravo, Jesus’a geçmiş olsun diyorum...