Aslında her şey iyi başlamıştı... Onca kırgınlığa, arka arkaya gelen kötü sonuçlara rağmen seyirci tribündeydi... Takım baskılı girmiş oyuna, hatta Sow’un ayağından gol kaçırmış, hemen ardından bir başka pozisyonda penaltımız verilmedi diye tepki gösterenler dahi olmuştu. Ve Fenerbahçe tüm bunları ilk 5 dakikanın içine sığdırmıştı... Ne var ki darbeyi tam da bu bölümde yedi sarı-lacivertli ekip. Gol geldi geliyor dediğimiz anda hiç beklenmedik bir oyuncudan hatanın en büyüğü geldi. Formasının her yerinden “tecrübe” akan Martin Skrtel adeta Rus meslektaşına asist yaptı... Sonrası malum, plansız programsız topyekün hücuma çıkılan bir anda gelen bir şans golü... Ardından şuursuz bir baskı, ahlar-vahlar arasında Sow ve Alper’in kaçırdığı goller ve elveda Avrupa...
Dün bir kez daha gördük, koskoca Fenerbahçe’nin pas trafiğini organize edecek bir tane oyuncusu yok. Alper Potuk bu işi becerebilir diye büyük beklenti içine girenler bile sanırım dün bu düşüncelerinden vazgeçmişlerdir. Zaten Alper’i anlamak için özel eğitime ihtiyaç var. Daha iki hafta önce Bursa maçının yıldızıydı. O maçtaki performansının yarısını sergilese Krasnodar’ın işi ilk maçta biterdi... Potuk bir maç var, beş maç yok. Doğrusu şu ki Alper’e de fazla haksızlık yapmamak gerek. Türkiye’ye geldiğinden bu yana ısrarla “Etkisiz Eleman” görevini üstlenen Van Persie olduğu sürece Alper’i hedefe koymak büyük yanlış olur. Ama Persie şimdi çıkıp “Bir tane doğru dürüst pas alamadım ki” derse, ona ne yanıt verebiliriz bilemedim... Belki “Bir Smolov kadar olamadın. Adam senin görevinin aynısını yapıyor ama sahada basmadık yer bırakmadı” desek yeterli olur sanırım...
Maçı izlerken sürekli kendime “Ligin devre arasında bu takıma ne oldu acaba” diye sorup durdum... Biz ligin ilk yarısı başka bir takım seyrediyorduk. Şampiyonlar Ligi’nden elenirken “ama iyi direndiler şansları yoktu” deniyordu. Ligde arka arkaya kazanınca “İşte Hollandalı farkı. Bu takım şampiyon olur” biçimindeki yorumlar abartılı bulunmuyordu. Yani iyi hatta iddialı bir takım vardı ilk yarı. Şimdi ise o takımın yerinde yeller esiyor... Devre arası ne oldu acaba???
Sow demiş ya “Afrika Kupası’ndan döndüğümde takımımı tanıyamadım” diye... Çok gerçekçi bir değerlendirme. Ligin ilk yarısı biz başka bir Fenerbahçe, başka bir Mehmet Topal, başka bir Lens izlemiştik. Hatta De Souza ile Ozan bile vasatın üstündeydiler... Şimdi başta Mehmet Topal olmak üzere tanınmaz haldeler. Futbolun neredeyse tüm doğrularını unutmuş gibiler. Azizsilin bile onları kendilerine getirmemiş olacak ki, her maç biraz daha çöküyorlar...
O zaman bir kez daha sormakta fayda var. Ligin devre arasında acaba ne oldu???
