Arkas Türk Voleybol tarihi içerisinde bir ilki gerçekleştirmek suretiyle büyük bir başarıya imza atmış oldu. İzmir ekibi Avrupa Challenge Kupasını kazanan ilk Türk ekibi olma unvanına da erişmiş oldu. Galatasaray’ın 2000 yılında UEFA kupasını kazandığı dönemde konunun medyaya yansımasını yakından izleyen birisi olarak, Arkas’ın elde ettiği başarının medyaya nasıl yansıyacağını görebilmek için gazeteleri tek tek inceledim. Ne yazık ki
‘Arkas Şampiyon ama Türk Medyası Küme Düştü’ başlığının pazartesi günü medyamızın haber politikasına ne denli örtüştüğüne tanık oldum.
Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğunu baş sayfalarından duyuran gazetelerimizin Arkas’ın elde ettiği şampiyonluk için baş sayfalarının altında küçük puntolar ile geçiştirici yaklaşımlarını yadırgamadım. Çünkü bu ülkede giderek futbolun ağırlığı altında kalan diğer bütün spor dalları için elde edilecek her türlü başarının haber değeri olarak yeri en fazla bu kadar olacaktır. Spor gazeteleri dışında kalan bütün gazetelerde spor sayfasının üçüncü sayfasından altıncı sayfasına kadar çeşitli aşamalarda Arkas Şampiyon haberinin verildiğinin altını çizmek durumundayım. Bu haberin verilişinde de çoğunlukla kadrolar ve büyük başarı elde etti laflarının ötesine geçecek herhangi bir yorum bulunmamakta. Hatta Arkas’ın elde ettiği bu başarılı sonucu yorumlayan bir iki yazıya rastlayabildim. Bu bile durumun ne denli kötüye gittiğinin bir göstergesi.
Fanatik Gazetesi farklı
Spor gazetesi olarak kendilerini niteleyen ve aslında futbol gazetesi olmaktan bir adım ileriye gidemeyen sayfaları incelediğimizde de durum farklı değil. Bu gazetelerden sadece Fanatik gazetesi ana başlığının üzerinde ‘İzmir’de Tarih Yazıldı’ ‘ARKAS Avrupa Şampiyonu’ başlığını taşıyordu, haberin devamı için 13.üncü sayfaya kadar gitmeniz gerekecekti. Fotomaç gazetesinde ise yine 13.üncü sayfasında(Aktüel haber sayfası) Avrupa Devi başlığı ile haber okuyucularına duyuruluyordu. Fotospor yedinci sayfasında tıpkı Fotomaç gibi aktüel haber olarak ARKAS şampiyon başlığını kullanıyordu. Fotogol gazetesi de aktüel&güncel sayfası olan dokuzuncu sayfasından Avrupa’nın imparatoru ARKAS başlığı ile okuyucularına bu büyük olayı duyuruyordu.
Galatasaray’ın elde ettiği başarıyı dokuz sütuna manşet olarak yayınlayan ve sonuçla ilgili onlarca yorumun yapıldığı spor gazetelerinde bir tek yorum içeren köşe yazısının olmaması, aynı durumun ne yazık ki diğer gazeteler için de geçerli olması ülkemizdeki spora bakışı özetlemektedir.
Türkiye’de futbolun ağırlığı diğer tüm spor dallarını her geçen dakika biraz daha fazla ezmektedir. Bu ağırlığın her geçen yıl biraz daha artmasında medyanın da önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır. Spor gazetelerinin bile aktüel sayfalarında yer bulabilen bir spor başarısı durumu net bir biçimde gözler önüne sermektedir.
Spor toplumun aynasıdır ve bu ülkede bu ayna futboldan hatta süper ligden hatta hatta üç büyüklerden başkası değildir.
Böyle bir dünya tasarımı içerisinde olimpiyat şampiyonlukları, dünya ve Avrupa şampiyonluklarını kazanacak sporcuların yetiştirilmesi için gereken iklim ne yazık ki oluş(a)maz.