Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler

egespor@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen hafta Galatasaray-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar ve ardından verilen cezaların üzerinde yapılan değerlendirmelerle geçti.  Hiç kimse verilen cezalardan memnun olmadı. Cezaya uğrayan her iki kulüp temsilcileri de basın aracılığı ile federasyon aleyhine tepkilerini dile getirdiler. Olan biteni daha rahat konumda izleyen ligin ilk üç sırasındaki ekipler ise olaylar hakkında yorum yapmama yoluna gittiler. Aslında belki topa hiç girmeyi düşünmüyorlardı ancak oynadıkları karşılaşmalarda puan yitirmeleri sonrasında özellikle Beşiktaş başkanı, Adnan Polat’ın açıklamaları üzerine yorumda bulunma gereksinimi hissediverdi.
Bu olayların üzerinden bir hafta geçti ve pazartesi gecesi Karşıyaka ile Manisaspor arasında oynanan karşılaşma da bir anda saha içi tıpkı İstanbul’da olduğu gibi karışıverdi. İstanbul ekipleri arasında yaşanan her türlü gerilim ve şiddet ortamı hızla Anadolu’ya transfer olmaktadır. Ne yazık ki bu kez bundan iki Ege takımı da payını aldı. Manisaspor ile Karşıyaka’nın ligin ilk yarısında oynadığı karşılaşma da gergin bir ortamda geçmiş ve teknik direktörlerin sert demeçlerine sahne olmuştu. Manisaspor taraftarlarının öldürülen KSK taraftarı Özgür Soylu aleyhine yaptığı tezahürat tepki çekmiş ve ortamın gerilmesine yol açmıştı. Manisasporun lider olarak çıktığı ve son saniyede attığı gol ile beraberliği sağladığı karşılaşmanın uzatma bölümünde yaşanan gerginlik, geçen yarıda yaşanan olayların taraftar hafızasında henüz çok taze olduğunu gösterdi.
Gazetelere yansıyan Manisaspor taraftarlarını taşıyan otobüsün camının boydan boya kırık hali beni yıllar öncesindeki bir başka olaylı karşılaşmaya götürdü. Aydınspor ile Karşıyaka arasında oynanan ve çıkan olaylar sonrasında her sezon tekrarlanan görüntülerdi bunlar. Manisa taraftarı elinde bıçakla Karşıyaka bayrağını keserken çekilen fotoğraftaki yüz ifadesindeki düşmanlık ve hınç öylesine net gözüküyordu ki gerçekten endişelendim. Neden bir maç sonucunda böyle bir ruh hali içine girilir? Acaba bunda bizim toplumsal yapımız içerisinde futbolla kurmuş olduğumuz bağın ‘Sen Bizim Her şeyimizsin’ mantığının etkisi bulunmakta mıdır?. Ya da toplumsal hayat içinde bizden farklı olan her türlü insana hoşgörülü yaklaşma duygusundan yoksun olmamızın da bunda bir etkisi var mıdır? Soruları uzatabiliriz ancak futbolun hayatımızla kurmuş olduğu bağın her geçen gün biraz daha şiddet üreten toplumsal ortamımız içerisinde önemli bir kavşak noktası olduğu cevabı değişmeyecektir.
Yaşananlardan geriye hızla birbirine düşman haline gelmeye başlayan taraftar grupları ve maç sırasında kırılarak sahaya atılan koltuklar kalacaktır. Manisaspor taraftarlarının 740, Karşıyaka taraftarlarının ise 180 koltuk kırdığını gazetelerden öğrendik.
Bir de şiddeti önleyebilmek için işe şu koltuk meselesini halletmekten başlayabilsek çok daha kolay olacak.