Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler

egespor@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de futbolun son on beş yıl içinde yaşadığı dönüşümden en fazla etkilenen kent hiç kuşkusuz İzmir’dir. İzmir kenti Türkiye’de futbolun ilk oynandığı yer olmakla kalmamış, uzun yıllar boyunca çevresindeki kentlerde futbolun sevilmesinde ve yaygınlaşmasında da etkili olmuştur.
İzmir Türkiye’nin futbol sahalarındaki yolculuğunun sürdürülmesine İstanbul’dan sonraki en büyük katkıyı veren kenttir. İzmir’in, bugün geldiği durumun ipuçları aslında bu kentin kültürel ve toplumsal köklerinden de kaynaklandığı gerçeğini göz ardı etmemeliyiz.
Osmanlıdan miras olarak devralınan çok kültürlü yaşam ve bu yaşama gösterilen hoşgörü anlayışı İzmir’i daha demokratik ve yaşanası bir kent haline getirmiştir.

Yanlış adımlar attık...

Bu yapının Türkiye’nin hiçbir kentinde bulunmadığını, İzmir’in batıya açılan pencere olarak ayrı bir yerde durduğunu görüyoruz. Bu demokratik yapılanmanın İzmir kenti ve futbolu açısından yarattığı en büyük dezavantaj ise bireyselliğin ön plana çıkması, kent için(futbol için-sanayi için vb. gibi)birlik ve beraberliğin sağlanamamasıdır.
İzmir kulüpleri tıpkı sanayicilerinde olduğu gibi 1980’ler sonrası dünyada yaşanan dönüşümü doğru okuyamadılar. Durumun eskisi gibi bilindik yöntemlerle sürdürülebileceğini düşünerek gerekli düzenlemeleri gerçekleştiremediler.
Bugün İzmir’in süper ligde takımı niçin yok tartışmasını yapacaksak, bunun ardında İzmir içinde her alanda atılan yanlış adımların/tercihlerin bulunduğu gerçeğini de aklımızdan çıkarmamalıyız. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti, Türkiye’nin uygar yüzü olarak her zaman ayrı bir yerde duran İzmir ve onun takımları/sanayisi/medyası kendi gücünü bir türlü ortaya koyamıyor.

Vizyonumuz yok...

Türkiye’nin kendine güvenen, güler yüzlü, demokratik havasına sahip kentinde her ne hikmetse işler futbola geldiği zaman istenildiği gibi gitmiyor. Türkiye’nin bir dönem futbolcu yetiştirme fabrikası olan takımlarından bir tanesi deplasmana gidebilmek için belediyeye başvuruyor. Süper lig yolunda ilerleyen takımlardan bir tanesinin futbolcuları ise galibiyet sonrası yönetimlerini protesto etmek için formalarını çıkartıp sahanın ortasına bırakarak soyunma odasının yolunu tutuyor. İzmir kulüpleri yerel yönetimlerinden ve valilikten destek bekliyor. Bunun tek kurtuluş yolu olduğunu düşünen yöneticilerin idare ettikleri futbol kulüplerinin durumu ne yazık ki orta yerde durmakta.
Batıya açılan aydınlık yüz olarak nitelendirilen kentin yöneticilerinin vizyonu ne yazık ki bu kentin geleceğini şekillendirebilmekten bir hayli uzakta. Kulüplerin durumu da kentin genel gidişatından ayrı düşünülemez. İzmir kenti her geçen yıl her alanda daha fazla kan kaybediyor. Bu duruma son verebilmek için hayalleri büyük olan ve bunları gerçekleştirme azmi bulunan insanlara ihtiyacımız var. İzmir’in elinde bu potansiyel fazlasıyla mevcut, yeter ki onların önünü açalım.