Begüm Yaraş

Begüm Yaraş

begum.yaras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu kadar kötü organizasyonu, hayatım boyunca katıldığım hiçbir etkinlikte görmedim.
Yarışma sabah 10.00’da başlayacak ve 18.30’a kadar sürecek bir organizasyon olduğu için yanımıza su olsun, yiyecek olsun bir şey almadık. Orada satılır düşüncesiyle, bu kadar saatlik organizasyon düzenlenince....
Biz yarışmayı 2A salonunda diye biliyorduk. KIF’ın resmi web sitesinde yazan açıklama buydu. Güvenliklere sormasak 1A olduğunu öğrenemeyecektik.
Bomboş bir depo... Tek organize edilen şey hakemlerin masasındaki şişe sulardı sanırım. Onun dışında bir düzen olsun, yiyecek, içecek satışı olsun, hele ki ısınma olsun hak getire.
Yarışılacak 2 adet Ring vardı. Bu iki adet Ring’in önüde beyaz tahtalara hangi cins köpeklerin hangi sıralamayla yarışacakları belirlenmişti. Golden Retriever Ring 2’de gözükmekteydi. Yarışma dekontumuzla sıraya girdik. Numara ve yarışma için basılmış olan kitapçığımızı aldık. Kitapçıkta Barney 139 numaralı yarışmacı olarak, Hasan Cansever hakemliğinde vs. diye yazıyordu.
Yine yarışma anında öğrendik ki, Hasan Bey gelememiş. Başka cinslerin hakemliğini yapan Ümit Bey komple Ring 2’ye, Ozan Bey’de komple Ring 1’e hakemlik yapacaktı. İlk başta bana çok profesyonel gelen, bütün köpekleri aynı kişi değerlendirmiyordu.
Tabii kötü organizasyon derken bunu da demek istedim sizlere... Böyle bir ayrım yoktu.
Gelelim yarışma anlarına... Saat 10.00 gibi yarışma başladı, ancak oturduğumuz yerde donuyoruz. Geçen hafta bahsetmiştim, kutu almalıyım diye.
Baktım bizim oğlan hiç rahat değil. Üstünden insanlar atlıyor, orasını burasını koklayıp üstüne çıkmaya çalışan köpek mi? Ne ararsanız var...
Ayrıca sandalyede donuyorum. Kim bilir Barney o buz gibi betonda gün sonunda ishal mi olacak? Belli değil. O yüzden Güzelbahçe’deki King Petshop sağ olsun, bize kutusunu ödünç verdi. O kutu olmasaydı benim oraya girmemle çıkmam bir olurdu.
Genel olarak petshopları sevmem... Fakat burası canlı evcil hayvan satışı yapmıyor. Bu yüzden King Petshop’un bendeki yeri de ayrı.
Saat 15.10 da bizimkinin sırası geldi. Çıktık bir ileri bir geri yürüdük. Bir daire çizdik yürüdük. Hakem geldi yaşını sordu dişlerine baktı. Bu sırada yanında ki arkadaş sürekli not alıyordu. Barney heycanlıydı o yüzden dört ayakta duruyordu. Fakat şov pozu yapmıyordu. Sonra diğer yarışmacı arkadaşla önlü arkalı yarım daire kadar bir yol gittik gitmedik, durun dediler. Durduk. İki karton koydular önümüze. Birinde CAC birinde RCAC yazıyordu. Biz RCAC olduk CAC yazana madalya verdiler. Bize bir şey vermediler. Demek ki o birinci biz ikinci olmuştuk.
Yarışmadan sonra, bu CAC, RCAC ne demek diye uzun uzadıya araştırdıysam da, resmi web sayfalarında bir bilgiye ulaşamadım. Sonradan, eğitmen arkadaşlar bana linkler yolladılar. Çoğu forum sitesi... Orda yazılmış açıklamaları. CAC: Irk standartı şampiyon adayı. RCAC ise ırk standartı yedek şampiyon adayı demekmiş. Yani biz aday adayı gibi bir şey olduk.
Yarışmayla ilgili küçük ırklara hayran kaldım. Gerçek profesyoneller bence onlardı. Yorkshire Terrierler çok güzel hazırlanmışlardı, kendilerini kutluyorum. Irk derneklerini kutluyorum. Av köpekleri federasyonu da aynı şekilde... Kendilerini de buradan kutlamak isterim.
İlk yarışma olsaydı, derdim hataları af görülebilir. İlk değil. O yüzden af görülecek bir yanları yoktu maalesef. Ring kenarında istiflenmiş insanlar, köpekler. Bunların hepsi bence kötü organizasyondu. Umuyorum ki yurt dışı standartlarını bir gün yakalarlar.
İyi pazarlar....