Cemal Saydam

Cemal Saydam

saydam@hacettepe.edu.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Perşembeden itibaren sıcaklık 10 derece düşecek. Sonrası da muhtemelen benzer şekilde gelecek
Hava koşulları öngördüğüm şekilde gelişmeye devam ediyor, geçen hafta sizleri yaz ortasında özellikle de geceleri biraz üşüttüm ama bu hafta sonu ve gelecek haftanın da önemli bir bölümünde yine sizleri sımsıcak yaz akşamlarına emanet edeceğe benzerim.
Orta ve Doğu Karadeniz haricinde hafta sonunda hava sıcaklıkları en düşük 20-22 derecelerde. Batı Karadeniz, Marmara ve Ege’de poyraz biraz serinlemenize neden olacak. Batı Karadeniz’de hafta sonu deniz dalgalı olursa lütfen cankurtaranı olmayan yerlerde denize girmeyin, akıntıya kapılıp canınızı riske atmayın.
17 Ağustos haftasına tüm yurtta sımsıcak bir yaz günü ile başlayacağız. Batı Akdeniz’de ve Göller Bölgesi’nde beklenen kararsızlık yağışları dışında yağmur beklentisi Doğu Karadeniz dahil yok. Bugünleri fırsat bilip ürünlerinizi toplayın, kurutun ve beklenen yağışlara karşı da dere yataklarını temizleyin, tabiat bugünleri birer fırsat olarak veriyor bizlere.
Özellikle yurdun kuzey bölgelerinde umutla beklenen, mevsim normallerine yakışan hava sıcaklıkları perşembe gününden itibaren yeniden ve de hızla mevsim normallerinden 10 derece daha aşağılara düşecek. Kuzey bölgelerimizde oldukça etkili olacak olan bu sıcaklık azalması tüm yurtta da gece sıcaklıklarını oldukça azaltacak.

“Olmaz öyle şey” deyip geçmeyin
Uzun dönemli beklentilere göre de güney bölgelerimiz haricinde bu yaz sıcak geçecek yanacağız kavrulacağız diyenleri hiç de memnun etmeyecek şekilde ağustos ayını uzun senelerin ortalamalarına yakışan ve belki de biraz altında sıcaklıklar ile tamamlayacağa benzeriz.
Bana soruluyor sıkça, “Hocam bu kış beklentileriniz nedir?” diye. Hiçbir zaman bu şekilde bir öngörüde bulunmama olanak yok çünkü ne deseniz boş. Atmosfer bilimi için bildiğimiz, hava olaylarının uzun dönemli boyutlarda tahmin edilemeyeceği. Baksanıza, en yıkıcı kasırgaların dahi nereye yöneleceğini ancak saatler öncesinden biliniyor ve etrafı yıkıp geçen hava olaylarına ne kadar gelişmiş ülke olursanız olun sadece teslim oluyorsunuz.
Ama bakarsınız bir gün benim öngördüğüm şekilde bulutlara da yaşama hakkı tanıyabilirsek, onların da öyle gelişigüzel değil de belirli bir amaç için var olduklarını ve yaşayan her şey gibi tek amaçlarının nesillerinin devamını sağlamak olduğu yönündeki görüşüm hayata geçerse bir şeyler yapabiliriz. Bunun için tek yapılacak şey düşüncelerimizin önündeki engelleri yıkabilmek, “Olmaz öyle şey” deyip geçmemek.
Bulut su değil mi, su da hayat değil mi? Neden bulutlar yaşamasın o zaman? Cık, olmaz deyip geçmeyin lütfen. Kabullenmekten korkuyoruz çünkü böyle olması daha rahat; düşünsenize, başınızın üzerinden yaşama hakkı olan varlıklar geçecek. Ama kuşlar geçip duruyor, bir şey de olmuyor işte.