Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BİTMEYEN iptal kararları, bitmeyen davalar...
Bir projenin ne olup olmayacağı; 11 yılın sonunda hala bilinemiyorsa İzmirliler ne yapsın? Size bir başka kronoloji vermek istiyorum.
Dünya Ticaret Merkezi diye anılan alanın neredeyse son 30 yılda nereden nereye geldiğini...
* * *
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan alan 11 Mart 1982’de 1/5000’lik nazım planda “toptan ticaret, çok katlı mağaza, otopark” alanı olarak ilan ediliyor.
1986’da plan değişikliğine gidilerek; emsal 5’e çıkarılıyor, yükseklik serbest bırakılıyor. Parsel üzerine “özel projeye uygun uygulama” koşulu getiriliyor.
1989’da onaylanan 1/25000’lik nazım imar planı revizyonunda alan “Merkezi İş Alanı” olarak belirleniyor.
1990’da Fuar Kültürpark’ı ve alanı da içine alan ulusal bir yarışma açılıyor.
1991’de daha önce A, B, C (A ve B Kültürpark alanı, C ise dava konusu olan alan) diye tanımlanan parseller için; Dünya Ticaret Merkezi’nin bulunduğu C bölgesinde “Otel ve Kongre Merkezi” nin yer alması kararı alınıyor. Emsal yine 5’te bırakılıyor.
1995’te Büyükşehir Belediye Meclis kararıyla bu alan “otel ve kongre merkezi” alanından çıkarılıp “M koşullu” yani “metropoliten ticaret alanı” haline dönüştürülüyor.
Bu plan İzmir 3. İdare Mahkemesi tarafından 1999’da planı iptal ediyor.
İptal kararı üzerine 2000’de Büyükşehir Meclisi alanı bu sefer “kültür, sanat, otel ve ticaret merkezi” haline getiriyor.
Konak Belediyesi de uygulama imar planını bu doğrultuda değiştiriyor.
Tabii bunun da öncesi var elbette...
* * *
Ama şu ortaya çıkıyor ki; Basmane’deki bu alan 1974 yılından bu yana iş alanı, mağaza, ticaret merkezi olarak gidip geliyor.
1989 yılında burasıyla ilgili yapılan ulusal yarışmada da sözkonusu alan Kültürpark’a entegre ediliyor ama netice itibariyle “Otel ve Kongre Merkezi” olarak düşünülüyor.
Burasının inşaatına, daha doğrusu Dünya Ticaret Merkezi haline gelmesine itiraz edenler ne diyor?
Özetle şöyle...
1 - İnşaat ruhsatı alınmadan yapıldı. 3030 sayılı belediye yasasına göre dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura’nın ilgili ilçe belediyesini aşarak ruhsat verme yetkisi yoktur.
2 - Bu alan Kültürpark’a entegre olan bir parseldir ve kamu yararı yoktur.
İkinci gerekçeden başlayalım.
Büyükşehir Belediyesi Gaziemir’de yeni bir fuar alanı inşaatına başlamak üzere... Başkan Aziz Kocaoğlu, Kültürpark’a yeni bir kimlik kazandıracaklarını açıkladı. Bu alanın fuarla entegrasyonu kalacak mı, kalmayacak mı elbette cevabı hukuk verecek.
Ayrıca Büyükşehir, başta yapılan anlaşmanın da ötesine giderek kamu payını yüzde 30’lara çıkarıp belediye binasını da buraya taşımaya karar verdi.
Kamu yararının olup olmadığı konusunda da karara hukuk verecek.
Gelelim birinci gerekçeye...
Doğru; 3030 sayılı belediye yasasına göre Özfatura’nın tek başına ruhsat verme yetkisi o dönem için yoktu. Bu yetki daha sonra 2005’te 5216 sayılı yasayla Büyükşehir Belediye Başkanları’na verilmiş oldu. O yüzden ilk yürütmeyi durdurma kararında gerekçelerden biri olarak dosyada yer aldı.
Hilton konusuna gelince...
Özfatura aynı tavrı Hilton’da da göstermiş ve otelin inşaatında ruhsatı kendisi vermişti.
Ancak itiraz olmamıştı, yürütmeyi durdurma talebi yapılsaydı belki de aynı süreç Hilton için de yaşanacaktı.
Peki Yüksel Çakmur, Galleria için nasıl bir yol izlemiş?
Tarihleriyle veriyorum.
10 Mayıs 1988 tarihinde verilen inşaat ruhsatında da, 29 Haziran 1992’de verilen ruhsatta da Çakmur‘un imzası vardı.
Yani Çakmur da Galleria konusunda Özfatura’nın Dünya Ticaret Merkezi’nde davrandığı gibi yapmış.
Arşivlere girip baktım.
Galleria’yla ilgili yürütmeyi durdurma kararından sonra Çakmur, gazetelere neler söylemiş?
“Çok azaplıyım... Bu karar hakkında aslında konuşmak istemiyorum. Konak Türkiye’nin en büyük meydanı haline geldi. Galleria’ya karşı çıkanlar meydanın eski durumunu unuttular. Proje önceki dönemde yapılmıştı. Ben yapanlara teşekkür ediyorum. Konak Meydanı tarla değil, yolgeçen hanı da değil...”
Galleria’nın iptal gerekçesi de “Kat karşılığı inşaat sözleşmesi sonucu ticari amaçlı özel mülk yaratılmasının kamu yararına ve mevzuatına aykırı olması” şeklindeydi.
* * *
Ne Çakmur’u, ne de Özfatura’yı eleştiriyorum. Çakmur’un da söylediklerini, Özfatura’nın tepkilerini empati yaparak, o dönemleri düşünerek yorumluyorum.
Aziz Kocaoğlu, geçenlerde iptal edilen projeler için “Çok üzgünüm...” demişti.
Çakmur da zamanında “Çok azaplıyım” demiş.
Hepsinin hangi ruh hali içinde olduğunu çok ama çok iyi anlıyorum.