Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları


EXPO sunumu ve sonrası gelişmelere girmeden önce Ben TV’deki tüm çalışma arkadaşlarıma, Paris’ten gerçekleştirdikleri mükemmel yayıncılık örneği için teşekkür ediyorum.
Ben TV’yi yayın hayatına soktuğum günlerde Türkiye’nin ilk internet televizyonunu kurdum dediğim zaman bazı teknoloji yoksunu internet köşe yazarları bana “pampiş” yayınları örnek gösterip bu iş daha önce yapıldı diyerek laf atmaya çalıştılar. Şimdi tahmin ediyorum dar kafalı, kısıtlı vizyona sahip bu ahkam kesiciler Ben TV’nin nasıl bir ilki gerçekleştirdiğini “pampiş” yayınlardan farkının ne olduğunu herhalde görmüşlerdir. Gerçi yine de kara kafaları bizim yaptığımızı anlamaya basmaz.
Ben TV olarak tüm Türkiye’ye bir yayıncılık örneği göstererek ayni gün Paris’in değişik 4 noktasından naklen ve canlı yayın yaparak bir ilki gerçekleştirdik. İzmir ile birlikte tüm rakiplerimizin sunumlarını anında yayınlayarak BİE’deki heyecanı İzmir’e ve tüm Türkiye’ye yaydık.

Gelelim Paris sonrası izlenimlere...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül İzmir’e Expo brifingi için geldi ve öğütlerde bulundu. Tüm söylediklerine katılmamak mümkün değil. Fakat bunun birde ama’sı var.
Artık çok iyi bilmeliyiz ki Expo, sunumla ve Gül’ün söylediği gibi Dünya Sağlık Örgütü ve dünyanın önde gelen sağlık zincirlerinin bizi desteklemesiyle kazanılmıyor.
Birkaç kez yazdım bir kez daha yazayım. Geçen sefer oylama günü neler yaşandı iyi irdelersek 2015 Expo’sunun nasıl ve nerede kaybedildiğini çok iyi görürüz.
İtalya Başbakanı Prodi’nin oylamanın yapıldığı salonun üstünde nasıl bir çalışma yaptığını iyi anlarsak bizim nerelerde zayıf kaldığımızı görürüz.
2020’yi kazanmak istiyorsak,
1- Son sunuma ve oylamaya mutlaka Başbakanımız Tayyip Erdoğan katılmalı.
2- Valimiz büyüklük yaparak istifa eden üç İzmirliyi yeniden göreve döndürmeli.
Bunlar olmazsa ne mi olur; şu anda yüzde 20 olan şansımız en fazla yüzde 30 olur.

Haberin Devamı

Çeşme’de ses savaşları başladı

Bu yıl Aya Yorgi Koyu geçmişte olduğu gibi yine ses savaşlarına sahne oluyor. Hatırlanacağı gibi yıllar önce Anne Çelebi çok yüksek seviyede yaptığı müzik yayınıyla bu güzel koydaki tüm eğlence mekanlarının sesini bastırmıştı. Hasan Mutlucan türküleri çalan bayan Çelebi o yıllarda beach clubları pes ettirmişti.
Bu yılda oğul Çelebi ilk savaşı başlattı ve geçen gün yaptığı yayınla Aya Yorgi’de ki tüm eğlence yerlerini bir anlamda susturdu.
Bu yaz nasıl olacak derseniz çetin geçeceğini söyleyebilirim. Gelen bilgilere göre kiralık ses düzeniyle yayın yapan Çelebiler “Ses Savaşını” tam kazanabilmek için yaklaşık 250 bin Euro’ya yüksek düzeyde yayın yapacak bir sistemi ithal ediyorlar.
Binlerce watt’lık sistemi bahçesine kuracak olan aile kısasa kısas misali tüm eğlence mekanlarına tepeden yayın yaparak onların seslerini bastırmayı amaçlıyor.
Bu işin sonu ne olur derseniz Çeşme’nin sonu olur derim. Buraya eğlenmeye İstanbul’dan, Ankara’dan ve Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen binlerce tatilci başta Bodrum olmak üzere diğer bölgelere giderler. Eğlenmek için bu insanların Çeşme’ye gelmemesi yalnız Aya Yorgi koyundaki işletmeleri değil başta otelleri, restoranları özet cümle tüm esnafı etkiler.
Çözüm ne derseniz, bu alanı eğlence bölgesi ilan edip, burayı Çeşme turizminin selameti açısından kamulaştırmak. Bunun dışında bir alternatif yok. Ya Çeşme bitecek veya Çelebi ailesi başka bölgeye taşınacak. Bunun ortası gözükmüyor.
Bu arada son bir noktayı ekleyeyim beach clup sahiplerinin de elleri armut toplamıyor. Onların da ilk hamlesi yakında gelecek.