Yol sizi nereye götürürse oraya gidin!

17 Ocak 2023

Bi kaç hafta önce bi fırsat yakalayıp köyüme Çınardibi’ne gittik maaile. Çok seviyoruz orada olmayı. Ancak işten, güçten fırsat bulup, şöyle 10, 15 gün üst üste kalamadık bi türlü.

Bayındır’a baylı köyümüz Çınardibi. İzmir Mavişehir’e 70, Kemalpaşa Armutlu’ya 14, Bayındır’a 14 kilometre mesafede orman içinde, denizden 800 metre mesafede bir köy, yeni tanımıyla mahalle burası.

Dedim ya pek öyle uzun zaman geçiremedik henüz ama her fırsatta yeni insanlarla tanışıp, yeni keşifler yapmaya çalışıyoruz Çınardibi’nde…

Köyümüze çıkan bütün yolları çok seviyoruz ama en çok Armutlu’dan Çınardibi’ne, tabir yerindeyse bir yılan gibi kıvrılan 14 kilometrelik yola aşığız.

Çeşmeler...

Armutlu merkezden, köşedeki marketten sağa döner dönmez başlıyor yolculuk. Bi 800 metre sonra evler seyrekleşiyor. Bakkalların şekli şemali bile değişiveriyor. Biz çocukken, kavun dilimli, renkli toplar vardı ya bakkalların önünde,

Yazının Devamı

Çünkü ben bir köfte aşığıyım!

10 Ocak 2023

Köfte benim kırmızı çizgim! Artık durumum ifşa oldu, köfteye olan aşkımı bilmeyen kalmadı.

Trenle, otobüsle, kendi aracımla sık sık Akhisar’a sırf köfte yemeye gittiğimi de biliyor herkes. Ama bence bilinmeyen bi şey var. Ya da çok bilinmeyen bi şey diyelim. O da Akhisar’ın tam bir gastronomi şehri olduğu. En azından bana göre öyle.

Önceki hafta Akhisar’daydım yine. Bir köfte macerası için iki köfteciyi ziyaret ettim. Biri, Dayıoğlu Kasabı Muhtar’ın yeri, diğeriyse Can Köfte. Dayıoğlu’nun kasap köftesinin benim hayatımda çok özel bir yeri var. Onu hiçbir köfteyle kıyas etmem.

Ancak Can Köfte, Ali Osman Garipcan’ın köftesi de kalbimin en müstesna yerinde tahtına oturdu desem yalan olmaz.

Daha önceden de gitmişliğim var Can Köfte’ye ama bu kez Ali Osman abiyle köftenin yapılışından, müşterinin önüne gidene kadar, neredeyse bir tam gün birlikte olduk.

“Titiz...”

1980 yılında Ali Osman Garipcan tarafından kurulmuş Can Köfte. Ondan öncesinde köftecilik bilgisi sadece Akhisar&rs

Yazının Devamı

Bi şıra, bi köfte bi şıra, bi köfte…

3 Ocak 2023

Sanıyorum köfte benim kaderim! Çocukluğuma dair en belirgin anılarımdan biri köfte. Instagram maceramın başlangıç noktası köfte. Bu aralar bir digital platform için hazırladığımız programın ana konusu köfte. Ve son olarak yeni yıla girerken yediğimiz aile yemeğinin baş aktörü yine köfte...

Ee, ben şimdi köfte kaderim demiyeyim de kim desin? Geçen hafta, 2022’nin son haftası sözünü ettiğim köfte programı için Eskişehir’deydim. Program için önceden belirlediğimiz Tatlıdil köftecisine gittik. Google’da çok güzel yorumları olduğunu gördüğüm bu dükkanı çok merak ediyordum. Bir de 1932’den beri sadece kendi adıyla, yani herhangi bir yörenin köftesini yapmadan günümüze kadar nasıl gelmiş merak içindeydim. Sabahın ilk ışıklarıyla Bursa’dan Eskişehir’e yola çıktık. Tabi benim aklımda hep köfteci. Günün ilk ışıklarıyla da girdik Eskişehir’e.

Hızlıca program anonslarımızı çektik. Ve doğru Tatlıdil Köftecisi’nde aldık soluğu. 1932

Yazının Devamı

Yeni yıl, yeni umutlar

27 Aralık 2022

Son üç, dört yılımı yaşanmamış sayıyorum. Ben öyle sayıyorum da zaman hiç öyle demiyor. O, hiçbir şey olmamış gibi yolculuğuna devam ediyor. Yaşam alanımız dünyanın başında bir sürü dert vardı. Bu yetmezmiş gibi bir de korona belası eklendi. Çin’de görülmeye başlandığında, hiç buralara kadar geleceğini düşünmemiştik. Televizyonlarda günlük hayatta maske takanları gördüğümüzde “Bu ne yahu!” dediğimi hatırlıyorum.

Oğlum Efe’nin doğum gününden bir gün önceydi. 13 Mart’ta Bostanlı sahilde kutlama yapıyorduk. Hiçbir şey yoktu o gün. Sonra bi anda sessizliğe büründü sokaklar! Aylarca evlerimizden çıkamadık. Zor günlerdi. Hem de çok zor...

Her zorluk bir şey öğretir ya insana. Çok şey öğrendik evlerimizden çıkamadığımız sürece. Aile olmanın önemini anladık bi kere. Sonra yalnızlığın ne zor olduğunu, tarımın, toprağın, havanın, suyun, üretmenin, kendi kendine yetebilmenin farkına vardık. Çok şey kaybettik belki ama kocaman bi

Yazının Devamı

Galiba o mahallemizin çocuğu!

20 Aralık 2022

İnsana televizyondan samimiyet geçer mi? Bence evet! Lütfen bi yanlışım varsa düzeltin. Bugüne kadar televizyon dünyasından iki insan girdi evlerimize. Hiç koşulsuz kabul ettik onları. Biri Beyaz, Beyazıt Öztürk, diğeriyse bir İtalyan, Danilo Zanna. Televizyonda onları izlerken içtiğimiz çayları sanki birlikte içiyormuşçasına yudumladık hep birlikte. Yolda bi yerde gördüğümüzde hiç çekinmeden gittik yanlarına. Sanki daha dün akşam aynı sofrayı paylaşmışız gibi samimi davrandık kendilerine. Onlar da büyük teveccüh gösterdiler, televizyonda gösterdikleri samimiyeti, “büyük bir sabırla” gerçek yaşamlarında da sürdürdüler ve sürdürmeye de devam ediyorlar. Sabırla diyorum çünkü hiç kolay bir iş değil kendi gerçek yaşamının içine giren tanımadığın insanlara tahammül göstermek!

Pazar günü İzmir İstinye Park AVM’deydim bir gurup arkadaşımla. Şef Danilo Zanna’nın Filo D’olio adlı restoranına konuk olduk. Aslında uzun uzun sohbet

Yazının Devamı

Güzel insanlarla gidin Ahmetbey’e… 

13 Aralık 2022

Bi yola çıkarken çok sorgulamıyorum. Sadece yola çıkıyorum. Zaman zaman bir hedefim oluyor ama çokça “Yol beni nereye götürürse” diye gezmeyi çok seviyorum. Bu ara tam da böyle bi yoldayım. Düştük bi köftenin peşine, yol nereye götürürse oraya gidiyorum.

Edirne, Tekirdağ, Uzunköprü, Kırklareli, İstanbul dolanıp duruyorum. Üç hafta önce Trakya’daydım. Tekirdağ’a uğradıktan sonra, “Acaba şuraya mı, buraya mı gitsek?” diye düşünürken, Trakya’nın en bilinen simalarından, youtube ve instagram fenomeni, dostum, hemşerim Kemal’i, Trakya’nın onu bildiği adıyla “Baba’nın Oğlu Kemal”i aradım. (Kemal Dülger)

Anlattım durumu. “Nerede güzel köfte yeriz, köftecisi bol neresi var?” diye sordum.

Ben, “Kemalcim, şuraya mı, buraya mı gitsek?” derken o, “Agacım yarın sabah çıkıyosun bulunduğun yerden, Tekirdağ’a iki saat mesafede Ahmetbey beldesine geliyosun ve beldeyi beraber geziyoruz” yanıtını verdi.

Ee, Kemal Agam der de ben

Yazının Devamı

Tencere köftesiyle kahvaltı

6 Aralık 2022

Instagram camiasına yeni girdiğim dönemlerdi. Şimdikinin yüzde biri kadar takipçim yok. Bi gün DM’den yürüdü biri; “Abi dükkanımıza gelmişsin, sayfanda paylaştıktan sonra dükkanımız sayende şenlenmiş.”

Pek inandırıcı gelmemişti bana. Sonra bu işyerinin ajansı ile tanıştık. Ona, “Olur mu böyle şey?” dedim. Aldığım yanıt ilginçti, “Abi instagramda senin kadar köfte paylaşan ve bunu anlatan hiç kimse yok. Ve bu önemli bişey. “

Bu konuşmanın üzerinden sanıyorum 7 sene geçti. Ben hala bol bol köfte paylaşmaya devam ediyorum. Ve yakında köfteye özel hazırladığımız bir projeyle karşınızda olacağım. Bu proje için memleketin dört bi yanını dolaşıyorum. Zaman zaman buralardaki köftecilerden de söz edeceğim sizlere.

Tencere köftesi

Edirne’deydim geçtiğimiz ayın ortalarında. Bugüne kadar hiç bilmediğim bir köfte çeşidiyle tanıştım. Tencere köftesi. Biliyorsunuz, Adana, Diyarbakır, Urfa’da kahvaltıda ciğer, İzmir’de söğüş yeniyor. Edirne’de de köfte!

Yazının Devamı

Balık mezatı turu mu?

29 Kasım 2022

Cumartesi sabahı saat 03.00’te çalan bir telefonla uyandım. Alışığım aslında böyle zamansız aramalara ama telefonu bulmakta biraz zorlanınca ses beni tedirgin etti.

Neyse buldum telefonu, açtım. Karşımda kibar bir ses, “Fedai bey siz misiniz? Bir koli geldi efendim, onu haber vereyim dedim”.

“Benim” dedim ama, “Sabahın 03.00’ünde ne kolisi, kargosu?” diye de düşünmeden edemedim. Kısa bir konuşmadan sonra gelen kutuyu Çanakkale’deki eski dostum, hemşerim Ruhşen Berberoğlu’nun gönderdiğini anladım. Sağolsun, boğaz toriğinden lakerda yollamış bana. Arayan da İzmir Balık Hali esnaflarından Hüseyin Güçsüz. Biraz telaşlı bir telefonun ardından durumu anladım fakat uykum kaçtı bi anda.

Hızlı bir kararla, uzun zamandır uğrayamadığım İzmir Balık Hali’ne gitmeye karar verdim. Hem lakerdamı alırım hem de lakerdayı bana ulaştıran Hüseyin Güçsüz’e teşekkür ederim diye düşündüm.

Eskiden hale hemen her hafta giderdim. Hatta bu yetmez, bazen taa Çeşme’ye kadar tüm balık mezatlarını gezdiğim

Yazının Devamı