Elitlerin uğrak yeri Marrakech

13 Ağustos 2010

Bu yaz en çok keyif aldığım beach club, hiç kuşkusuz Marrakech. Hem gün içinde deniz keyfi yapabilir hem de akşam, ateşlerin dans ettiği ve muhteşem müziklerin sizi bambaşka diyarlara taşıdığı bu yerde harika vakit geçirebilirsiniz.
Mehmet Özener’in 1998’de Barcelona ile başlayan işletmecilik rotası, 2000’li yılların başlarında Outside-Inside, Nicci ve Club Istanbool ile devam etmiş. Bu günkü konseptin doğuşu ise 2007’de, önce kışlık mekan olarak, İzmir Marrakech’in açılışı ile gerçekleşmiş.
1998’den itibaren Barcelona’da beraber çalıştıkları kişilerle yollar hiç ayrılmamış. Sıklıkla ekibinin özenli çalışması ve yüksek performansından duyduğu memnuniyeti vurgulayan Mehmet Özener, bu sene Çeşme’de Genel Koordinatör Süleyman Sirkecioğlu ve 50 kişilik personel ile gerçek bir başarıya imza atıyor.

Aranılan bir marka
Daha önceki işletmelerinde göstermiş olduğu başarıyı “Marrakech On The Beach” ile katlayarak yakalayan Özener, sadece Çeşme’de değil, Ankara ve İstanbul müşterilerinin gösterdiği yoğun ilgiyle, artık Türkiye’de aranılan bir marka haline geldi.
Genelde, şans varsa başarılı olunur zannedilir. Oysa her zaman şans başarının takipçisi olmuştur.

Yazının Devamı

Ilıca’da Public Beach Club farkı

6 Ağustos 2010

İstanbul Şişhane’de yakaladığı çizgiyi yaz aylarında Ege’ye taşımak isteyen Public, bu hedef için Ilıca Koyu’nu seçti. Public; Lemon Hotel’in kumsalında, dingin bir koyda iyi müzik ve lezzetli yemekler sunarak tam bir “beach club” ruhuyla misafirlerine gerçek bir tatil atmosferi sunuyor. İster kumda, ister çimende, isterseniz ahşap dokunun üzerindeki rahat minderlerde güneşlenin... Public’in İtalyan şefi Claudio Chinali’nin hazırladığı nefis yiyecekler, Şişhane barmenlerinin harika kokteylleri, DJ U.F.U.K.’un benzersiz müziği ve Çeşme...

Public’te neler var?
Taze ve bölgesel malzemelerle hazırlanan lezzetli tatlar, çarpıcı şekilde sunulan deniz ürünleri, serin ve farklı kokteyller sıcak günlerin, eğlenceli serin yaz gecelerinin ve deniz kenarının ruhunu yemeklere yansıtıyor. Pilates dersleri, masaj, kum sporları gibi zevkli aktiviteler tatil ruhunu besleyen diğer olanaklar.
Ve müzik... Public aktivitelerinin temel dayanağı, Çeşme’nin yerleşik müzik ve eğlence kültürüyle Public farklılığını birleştirmek. Yaz boyunca Public Beach Club, aynı Şişhane’deki gibi özel geceler, partiler ile Çeşme’de eğlencenin yeni adresi oldu. Türkiye’nin en iyi DJ’lerinden U.F.U.K. yaz boyunca

Yazının Devamı

‘7800 Çeşme’ kışı da yaşatacak

30 Temmuz 2010

Siren Ertan Çarmıklı bir İzmirli. Her İzmirli kadın gibi güzel, cesur, yetenekli... Annesiyle faytona binmek, babasıyla Gül Sokak’taki Anatolia’ya yemeğe gitmek, Gazi İlkokulu ve Jülide Öğretmeni, Amerikan Pazarı’ndan lolipop almak, Fuar’da arkadaşlarıyla paten kaymak, Büyük Efes Otel’inin akvaryum gibi olan havuzundan büyüklerin yüzüşlerini izlemek süslüyor çocukluk anılarını. 13 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Çok çalışkan. İstanbul gibi bir şehirde işinde yakaladığı başarısı ve sosyal sorumluluğa adadığı hayatıyla İzmir’i gururlandırıyor. Son iki yıldır da “7800 Çeşme” isimli yatırımlarıyla Çeşme’deki standartı yükseltiyorlar.



Taviloğlu’nun teklifi
İstanbul’a gidişini anlatır mısın?
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü’ndeki eğitimimi takiben part-time çalıştığım Rüyam Mobilya’da tekstil sektörünün duayeni sevgili Mustafa Ağabey’im (Taviloğlu) ile tanıştım. Uzun süre transfer teklifine hayır desem de sonunda, Mudo’ların içine o dönemde yeni kurduğu bir işte yönetici olarak çalışmak üzere İstanbul’a taşındım. Yedi yıl kadar önce de markam ‘Siren Ertan Istanbul’u ve Abdi İpekçi Caddesi’ndeki haute couture atölyemi kurdum.

Yazının Devamı

Çeşme’de İstanbul rüzgarı

23 Temmuz 2010




İstanbul’da; Bağdat caddesi, İstinye Park, Astoria, Bayrampaşa Forum, Suadiye, 4. Levent İş Kuleleri ve Su Ada’da, meyhane konseptiyle, “Giritli İdilika by Mirror” olarak faaliyet gösteren zincirin bir halkası da artık Çeşme Alaçatı’da...
İstanbul’un elitlerini ağırlayan Mirror, Alaçatı’nın masalsı, daracık sokaklarında, biz İzmirlilere de ev sahipliği yapıyor. ‘O Ev Butik Otel’in avlusunda açılan mekan, cümbüşün ortasında, sığınacağınız bir sakin liman adeta... Bu avlu bir masal... Beyaza boyanmış bir huzur köşesi... Taş duvarların zevkle bezendiği, lezzetin, kaliteli servisle buluştuğu, gerçekten de görülmeye değer bir ortam...
Mirror Halkla İlişkiler Müdürü Arte Tahir ve İşletme Müdürü Ebru Kılıç’la yaptığım görüşmede, çalışan herkesin uzun bir eğitim sürecinden geçirildikten sonra servise başladığını öğrendim. Mirror Lounge restoranlarında tüm makarna çeşitleri ve marine edilmiş etler, Kavacık’taki özel üretim merkezinden geliyor. Özellikle makarna ve ravioli çeşitlerinde iddialı olan Mirror Lounge’da, branşında uzman İtalyan ahçılar uzun yıllar görev almış. Çeşme’de, bu minicik avluda ise 20 kişiden oluşan ekip, sizi mutlu edebilmek için sabah kahvaltısından

Yazının Devamı

Sabrina’s Hause

16 Temmuz 2010

Marmaris Bozburun mevkiinde, denizcilerin uğrak yerlerinden bir koy... Ve o koyda bir asude köşe... 15 yıldır Sabrina adında bir Alman’ın işlettiği pansiyon, üç yıl önce Mesut Gümüştaş tarafından satın alındığından bu yana, lezzetli yemekler yiyebileceğiniz, kuş cıvıltıları ve çam ağaçları arasında konfor ve doğanın güzelliğini birlikte yaşayabileceğiniz bir ortam sunuyor. Sadece pansiyon olarak işletilen Sabrina’s Haus şimdi tamamen farklı bir tarz ile hizmet sunan bir butik otel.
İşletmenin Genel Müdürü Haluk Erkal, Amerika’da Fairley Dickenson University’den 76’da mezun olduktan sonra, New York’ta Portofino İtalyan Restaurantı’nda 12 yıl müdürlük, ardından California’da Miramar 24’te beş yıl ve İstanbul Divan’da uzun süre müdür yardımcılığı görevlerinde bulunmuş bir profesyonel.

Oda sayısı 18’den 15’e indi
Erkal, her fırsatta işletme sahibi Semra-Mesut Gümüştaş Çifti’nin personele verdiği desteği ve Sabrina’s Haus’un beklentileri karşılayan ve tutarlı bir işletme olabilmesi için gereken her türlü yatırımı yaptığını vurguladı. Mükemmeli yakalamak uğruna, önceleri 18 olan oda sayısının 15’e indirilip, oda konforunu ve odalara verilen servis kalitesini artırdıklarını

Yazının Devamı

Alaçatı’nın gözbebeği TUVAL

9 Temmuz 2010




Uçuşan beyazlar, maviler, sardunyalar, pırıl pırıl masalar, köy duvarlarına asılı şıklık ve sevimlilik taşıyan aynalar, aplikler, nefis bir ortama serpiştirilmiş avizeler... İzmir’in soluyabileceğiniz en hoş atmosferindesiniz. Burada öncelikle alacağınız servis, “ortamın güzelliğidir.” Özenle ve sanatçı bir zevkle döşenmiş mekandasınız, dahası sizi memnun etmek için “kuş sütü” aranıyor, mönüden seçtiğiniz her yemek tabakta bir tablo görüntüsünde sunuluyor. Burası Tuval. Alaçatı’nın gözbebeği. Alaçatı’ya bugünkü hareketliliğini getiren kıvılcım.
Hediyelik eşya mağazası ile yola çıkan Tuval, 2002’den itibaren restoran işletmeciliği ile ön plana çıktı. Hem de ne çıkış!!!
İçinde yalağıyla, ahır olarak kullanılan bir Alaçatı evinin avlusunu temizleyip, odalarda biriktirilen beş kamyon dolusu tezeği attıktan sonra, bu mekanı cennetten bir köşe haline getirme fikri Semra Erdoğan’a ait.

Yazının Devamı

İzmir’in Kordon’u: LA CROSETTE

2 Temmuz 2010

Fransızlar bu işi biliyor, mükemmel olarak da uyguluyor. Şehircilik, şehir planlamacılığı deyince, ilk akla gelen şehirler hep Fransa’da. Cannes da, Fransızların sihirli değneği dokundurmuş oldukları bir cennet.
Bembeyaz plajlar, pırıl pırıl bir deniz, şıklık, trend, lüks, klas ve elegant aklınıza gelen ne varsa, hepsi Cannes’da.
Burası bir festivaller kenti. Meşhur Cannes Film Festivali’nin yanısıra her sene genellikle, eylül ortalarında düzenlenen “Boat Show” da buraya ayrı bir hareketlilik getiriyor. Burası yılın pek çok ayı, tekne dünyasının devlerini buluşturan bir merkez halini almış durumda. En son Azimut Benetti firmasının konuklarını ağırlayan Cannes, tekne piyasasında dünyanın önde gelen organizasyonlarından birine daha ev sahipliği yapmış oldu. Ancak dediğim gibi burası Cannes. Burada herşeyin en güzeli, en lüksü, en iddialısı bulunmak zorunda. Tıpkı dünyaca ünlü, Cannes Film Festivali’nde olduğu gibi. Sakin sakin sahilde yürürken, “Grand Audutorium” tüm heybeti ile hayal gücünüzü, festivalin yapıldığı zamanlara sürüklüyor. Kırmızı halı üzerinde Brad Pitt’lerin, Carla Bruni’lerin, Russel Crowe’ların, Tarantino’ların yürüdüğünü görür gibi oluyorsunuz.
Cannes aslında

Yazının Devamı

Seçkin giyimin adresi Libas

25 Haziran 2010

Paris mi? Milano mu?... Pardon ama... Burası neresi? Ferah, aydınlık, geniş, son derece modern ve şık döşenmiş bir mağaza. Avrupa’nın önde gelen markalarını ya da New York trendlerini bulabileceğiniz, İzmirimizin gözbebeği bir mağaza; Libas.

Türkiye’nin ilk butik-store’u
Üstüne üstlük, Türkiye’de kurulmuş olan ilk butik-store. Dikkatinizi çekerim, Türkiye’de faaliyete geçmiş ilk hazır giyim mağazası. İstanbul gibi, bugün dev mağazalar zincirlerinin boy gösterdiği bir cosmopolit dahi Libas sayesinde İzmirimizden sonra butik-store uygulamasına geçmiş. 38 yıl öncesine dayanan kuruluş tarihinden bu yana, seçkin giyimin önde gelen adreslerinden biri haline gelmiş olan Libas, bugün şık ve elegant giyim tarzını taşımış olduğu nokta açısından İzmirimizin gururu.
Libas; Barcelona, Paris, Milano “Designer” fuarlarına katılan tek temsilcimiz. “Designer” fuarlarının önemli bir ayrıcalığı var: Belirli ve çok başarılı tasarımcılar dışında başka hiçbir katılımcıyı bünyelerine kabul etmiyorlar. Libas’ın bu fuarlara katılımının sektör açısından çok önemli bir başarı olduğunu belirtmeliyim.
İzmir, eğlence mekanları olsun, yiyecek-içecek sektörü olsun, ticari pek çok alanda “nazlı”

Yazının Devamı