Nur Başnur

Nur Başnur

-

Tüm Yazıları

Mardinli camaltı ustası Tacettin Toparlı’yla dost olacağımıza ilişkin hiçbir fikrim yoktu. Atölyesine davet edip zanaatını icra ederken, onu izleme şansını verdi bana. Şimdi evimin duvarında asılı olan Şahmaran’ın hikayesi de işte böyle başladı

Geç tanıştığım kentlerden biri Mardin. Gerçekten Ortadoğu’nun gizemiyle içine çekiverir sizi. Mardin’de beni büyüleyen pek çok şeyden biri de yok olmaya yüz tuttuğunu sandığım camaltı sanatının hala birkaç usta tarafından yaşatılıyor olduğunu gördüğümde duyduğum heyecandır. Bir camaltı ustası olarak dükkanına götürüldüğümde Tacettin Usta’yla dost olacağımıza ilişkin hiçbir fikrim yoktu. Benim de küçük camaltı koleksiyonum ve ilgim nedeniyle olsa gerek, atölyesine davet ederek, zanaatını icra ederken onu izleme şansını verdi bana. Şimdi evimin duvarında asılı olan Şahmaran’ın hikayesi de işte böyle başladı.
Tacettin Toparlı’nın hikayesi, 10 yaşında dedesinin getirip duvarlarına astığı Şahmaran resminin karşısında büyülenmişcesine geçirdiği saatlerde başlıyor. Mardin’de her evin, dükkanın duvarında asılı olan, hikmetini bilmediği ama sadece bolluk ve bereket getirdiğine inanılan bu desenin karşısında yaşadığı cazibe ve merakla “Ben seni yapacağım” demiş yılan kadının gözlerine bakıp. Başlarda babası ve dedesi hem dükkanda işler aksıyor diye hem de suretin yasak olmasına ilişkin inanışları nedeniyle ustanın yolunu çok kesmişler.

Bu kararlılığı gösterin
“Boyadığım camaltıların çoğunu başlarda mesleğin ölmemesi ve Şahmaran’ın unutulmaması için hediye olarak dağıttım” diyor Usta, devamını şöyle getiriyor: “Şimdilerdeyse istediğim oldu, insanlar tekrar evlerine asmak için Şahmaran almaya başladı. Gündüz dükkanda bakıra dövüyorum Şahmaran’ı, camaltlarıysa, geceleri atölyemde huzur içinde boyuyorum. İlk gördüğüm günden beri kendime çok yakın bulduğum, benim için özel bir yeri olan bu resimleri duygularımla boyuyorum. Çalışırken ‘Şimdi bu kimin olacak acaba?’ diye düşünüyorum. Satış sırasında, alıcı ve Şahmaran arasında kurulan duygusal bağı hissedebiliyorum ve belki daha müşteri hangisini alacağını bilmeden ben müşterinin hangisini seçeceğini tahmin edebiliyorum.”
İşlerini Ebuburak mahlasıyla imzalayan Tacettin Toparlı’nın Şahmaranlar’ı, bugünlerde İstanbul Küçükçekmece’deki Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde ‘Düş ya da Gerçek; Şah-ı Maran’ adıyla sergileniyor. Evet gitmek biraz kararlılık gerektiriyor ama sergi 2 ay açık kalacak. Her çeşit dekorasyon tarzı içinde mücevher gibi parlayacak bir Şahmaran’a kavuşmak için bu kararlığı göstermenizi dilerim. Bolluk ve bereket herkese...

Haberin Devamı

CAMALTI RESiM TEKNiĞi

Haberin Devamı

Dünyanın pek çok yöresinde kullanılan bir resim yapma tekniği. Anadolu’da da hayli eski bir sanat dalı olarak icra edilegelmiş. Temel farklılığı, camın boyanan yüzünün tersinin çevrilerek kullanılıyor olması. Çok çeşitli boya malzemesi kullanılarak zaman zaman altın, gümüş yaldızlarla da desteklenen bir yöntem. Yeri gelmişken Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Cam Altından Yirmi Bin Fersah’ kitabını da meraklısına önermiş olalım...

Haberin Devamı

ŞAHMARAN EFSANESi
Şahmaran’a, daha çok güney, orta ve doğu Anadolu resminde, masallarında, hikayelerinde rastlıyoruz. Bellerinden aşağısı yılan, üstü insan şeklindeki Maran adı verilen, doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan dişi bir varlık. Farsça yılanların şahı anlamına gelen şah-ı maran’dan geliyor. Efsanenin farklı biçimleri olmakla beraber esasında bir ihanet hikayesi. Şahmaran kültürü Tarsus, Mardin, Cizre ve Nusaybin civarında yerleşik.