Reha Arar

Aslında davet ilk geldiğinde 16 yaşında komi olarak başladığı çalışma hayatında bugün zincir restoran sahibi olan o isim son derece ilgimi çekti. 1975, Sivas doğumlu Hüseyin Aymutlu, 54 şubesine bir yenisini ekledi: Happy Moon’s Grup’un son hizmeti Etiler Akmerkez’in içinde yer alan No.54 Kebap&Steak... Bizler de soluğu bu şık restoranda aldık, kendimizi keyifli bir sohbetin içinde bulduk.

Hüseyin Aymutlu’nun soy isminden ilhamla kurulan Happy Moon’s Grup çatısının altında, Happy Moon’s, İkon ve Bob’s yer alıyor. İkon daha İtalyan ağırlıklı, Bob’s ise fast food severlere hitap ediyor. Sekiz ay önce açılan No.54 Kebap&Steak’in mutfak ekibi Adana ve Gaziantep’ten geliyor. Restoran müdürü İlker Otay işine hakim, garson Mustafa Tan ise tüm gece servisiyle mest ediyor. Gelelim Şef Bayram Öztürk’ün yemeklerine...

Öne çıkan lezzetler

Başlangıçlardan Konya obruk peyniri, sosis ızgara ve istiridye mantarı sunuldu. Özellikle istiridye mantarı, döküm tavada tereyağı, sarımsak ve biberiye

Geçtiğimiz hafta sonunda Haliç Kongre ve Kültür Merkezi’nde Türkiye ile dünya gastronomisi arasında köprü görevini sürdüren VII. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı düzenlendi.

Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen’in yaratıcısı olduğu dev organizasyonun bu yılki teması ‘Sürdürülebilirlik&Biyoçeşitlilik’ oldu. Sektörün profesyonellerinin ağırlandığı Gastromasa Hospitality Konferansı’nda moderatör olarak yer aldım. Konuklarım Şef Rıza Belenkaya, Şef Rafet İnce, Ziya Çıkrıkçı, Şef Eyüp Kemal Sevinç ve Türkiye Aşcılar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Açıköz ile ‘Şef aynı zamanda bir ürün araştırmacısı mıdır? Hem mutfak hem de sahada olan şefler...’ konulu panelde, 40 dakika boyunca, tarladan sofraya felsefesi, tarımda ve restoranlarda sürdürülebilirlik, yerel üreticilere destek gibi konular işlendi. En çarpıcı nokta ise yeni neslin hangi mevsimde hangi meyve-sebzenin yetiştiği hususunda yaşadığı bilinmezlik oldu. Eğitimin

Mersin doğası, tarihi, mutfağı, kültürü ve bereketli topraklarıyla öne çıkmayı hak eden bir şehir… Bugün sizlere İçmeler mevkinde geçtiğimiz yıl hizmete giren ve ‘lifestyle termal’ konsepti ile dikkat çeken BN Hotel Thermal&Wellness’tan bahsedeceğim. Bu noktada Mersin’in az bilinen termal zenginliğini de gün yüzüne çıkıyor.

Balsuyu ve Narlı Aileleri’nin yatırımıyla hayata geçen otelin Yönetim Kurulu üyesi Yusuf Narlı, termal dendiğinde zihinlerde oluşan ‘geleneksel kültür ve yaşlı hizmeti’ algısını kırmak; yeni bir felsefeyle Mersin’de bir iyilik hikayesi oluşturmak istediklerini belirtiyor.

Bölgeye katkı

Tesis, 450 dönüm arazi üzerinde... Bunun 348 dönümü tarımsal faaliyetler için, 102 dönümü ise otel yerleşkesi olarak kullanılıyor. Bu kadar büyük bir tesis elbette çevresine de katkı sağlıyor. Özellikle stajyer alarak, sektöre kalifiye eleman yetiştiriyorlar.

Bir önemli nokta da kadın çalışan sayısının son derece yüksek olması.

Bugün sizlere Bodrum’da Barlar Sokağı’nın arkasında yer alan ve taş bir evden restore edilerek bir tapas cenneti haline getirilen La Pasion Restoran’dan bahsedeceğim. Takvimler 2008’i gösterdiğinde açılan bu restoran İspanya’nın hem geleneksel hem de modern lezzetlerini sergiliyor. Şık atmosferi ve dekorasyonuyla da dikkat çekiyor.

La Pasion’un hikayesi

Şef Neco olarak bilinen Nejmettin Kılıç, 1996 yılında Kars’tan Bodrum’a geliyor ve kendini geliştirmeye başlıyor. “Mutfakla ilgili her şeyi öğrenmek istiyordum. İnsanlar özellikle yaptığım başlangıçları çok sevdiler.

Latin mutfağının birçok özgün tadı ve yöntemi var. Hepsini yerinde öğrenmeyi ve gözlemlemeyi amaçladım. Bunun için durmadan çalıştım, gezdim ve araştırdım” diyor. Şef Neco, 2009 yılında La Pasion’da şef olarak çalışmaya başladıktan sonra ikinci yıldan itibaren tüm menüyü ve mekanı yeniliyor.

Akdeniz’e gemi seyahatlerinin en keyifli yönü, gittiğiniz şehirlerdeki gizemli, saklı mekanları keşfetmektir. İrfan Hürriyetoğlu yönetimindeki Wonder of the World gemisi ile yaptığım sonbahara geçiş gezisinde, yine Napoli’nin keşmekeşi, gürültüsü, patırtısı içinde gezip yemek yiyecek bir yer ararken, çok büyük tarihi bir kagir binanın kapısına konmuş küçük tabela gördüm: Luminist... Bir girip deneyeyim dedim ve kendimi Sahra’da bir vahada buldum.

Servis şefi Petrillo Stefeno’nun ilk olarak hangi lisanda sunum yapmasını istediğimizi sordu. Fransızca muhteşem bir anlatımla önce içinde bulunduğumuz binanın eskiden bir İtalyan bankası olduğunu, şu anda da sanat müzesi olarak kullanıldığını ve de dünyadaki en eski tabloların birkaçının burada sergilendiğini aktardı.

Organik ve lezzetli

Restoranın mutfağı oturduğunuz yerden izleniyor. Hatta siparişlerinin hazırlanmasını izleyen misafirlere bile rastladık. Tüm sebze, meyve, et ve süt ürünleri özellikle organik mamüllerden seçilmiş. Başlangıçta

Dünyanın ilk Gezici Mutfak Festivali olarak bilinen Omnivore Food Festival, dört yıl aradan sonra yine İstanbul’daydı. Emirgan’da bulunan Sakıp Sabancı Müzesi içinde yer alan The Seed İstanbul sahnesinde yapılan etkinlikte genç yetenekleri, ünlü şeflerle buluşturan Masterclass’lar düzenlendi. Tezgahın başına geçenlerden biri de Şef Claudio Chinali oldu. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella tarafından Cavaliere dell’Ordine della Stella d’Italia’ devlet nişanına layık görülen Eataly Türkiye Executive Şefi Chinali ile yeniden bir araya geldik. Şef Chinali, Türkiye’de İtalyan yemeklerinin tanıtımı konusunda kilit bir öneme sahip… Ülkemizde bu mutfağın gelişmesine büyük katkıları bulunan ve imza attığı tabaklarında kullandığı Anadolu’nun yöresel öğeleriyle de iki kültür arasında bir köprü kurmayı başarmış bir isim. Onun eğitici ve yaratıcı tarafına canlı şahit olmak, keyifli bir deneyim oldu.

Bir peynir hikayesi

Yine aynı etkinlikte tanıştığım Ali Aral ile tadım yapma ve sohbet etme imkanı bulduk.

Antalya’ya tam mevsim dönüşünde birkaç defa gittim. Vintolia-Olivtolia’nın hazırlık toplantılarıyla ilgili daha evvel hep oteldeki etkinliklere katılmıştım.

Bu kez Türkiye Sommelierler Birliği Başkanı Murat Yalçın, beni özellikle değişik yörelerdeki mekanlara götürdü. Bunlar içerisinde balık ve meze anlamında çok beğendiğim, işinin ehli Erdal Atılgan’nın sahibi olduğu Lara Balık dikkatimi çekti. Burası bir balık restoranından ziyade, plajı ve yüzme havuları olan bir yeme-içme kompleksi. Özellikle balık mostrası ve meze dolabı adeta insanı büyülüyor. Eksiksiz 30 tür balık irili ufaklı tezgahta, mezelerse bir o kadar diyebilirim. Biz önce mezeleri sorduğumuzda kuruluşun müdürü Faysal Aydın, yıl boyu 100’e yakın günlük mezenin mostrayı işgal ettiğini, bunların günlük olarak değiştiğini taze mamül ve ürün kullanıldığını bir çırpıda anlattı. Sohbetimiz koyulaşınca Lara Balık’ın bundan 21 yıl önce kurulduğunu, Antalya’da Işıklar ve Konyaaltı’nda iki şubesinin

İstanbul’un Bakırköy, Florya ve Yeşilköy yörelerinde özellikle çocuklu ailelerin çok rahat ettiği stilde salonlar yapan Etçi Mehmet’in asıl başarısı, dünyanın bazıları et konusunda iddialı yedi ülkesinde 21 restoran açması... Yalnız açma ve işletmeyle de kalmamış, ülkemize ödül getirmeye de başlamış. Geçtiğimiz yıl İngiltere’de ‘En İyi Alkolsüz Steak House Restoranı’ ödülü Etçi Mehmet’e verilmiş. Şu anda ülkede Manchester, Birmingham ve Liverpool’da başarı ile faaliyetini sürdürüyor. “En önemli misafirleri kim?” derseniz, bu coğrafyadaki ünlü futbolcular...

İngiltere’nin yanında bayrağımızı Lübnan’ın Beyrut’unda, Suudi Arabistan’ın Riyad’ında ve Katar’ın Doha’sında da dalgalandırıyor. Son olarak 21’inci şube geçtiğimiz günlerde Fas’ın en büyük şehri Kazablanka’da açıldı. Bu restoran çok ses getireceğinin ve Faslılara et çeşitlerini yemeyi öğreteceğinin işaretini veriyor.

Et