Salzburg’da müzik dolu bir festival: Festspiele der Blasmusik

5 Şubat 2016

Salzburg’da müziksiz meydan yok… Old Town’un orta yeri… Harika bir enerji var. Salzburg ‘un keyifli meydanlarından Residenzplatz’da geçtiğimiz yıl 14-17 Mayıs arasında düzenlenen BlasMusik festivaline (Festspiele der Blasmusik ) denk geldik. Festival ile ilgili videomuzu youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz.

O kadar çok eğlendik ki… Mozart ve Strauss’un bestelerinden modern müziğe kadar bir enfes bir seçki sundular… Meydana kurulan oturma düzenleri üzerinde lokallerle kaynaştık ve lezzetli balık ve biralarının tadına baktık. Festivalin bu yıl ki tarihleri ise 5-8 Mayıs. Residenzplatz’da Salzburg Katedrali’ni ve Panorama Müzesi’ni gezebilirsiniz. Ayrıca meydanın ortasındaki Residence Çeşmesi’ni de görebilirsiniz. Bu meydan Salzburg festivalleri ve Christmas Market’lerine ev sahipliği de yapıyor. Kışın bambaşka güzellikte olduğu kesin.

Salzburg’un deyince akla gelen o çikolatalar…. Paul Fürst’ün 1980 de yaptığı ve hala çok meşhur olan Mozart çikolatası (Mozartkugel) almadan dönmeyin. Mirabel olanları pek hoş değil Mozart’a oranla… Alter Markt Square’de Konditorei Fürst adlı dükkanda gerçek Mozart çikolatalarını bulabilirsiniz.

Residenzplatz 'ın bir arka blokunda

Yazının Devamı

Büyükada'da kış bambaşka!

8 Ocak 2016

Büyükada'ya sadece yazın ve baharda mı gidilir sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Büyükada vapur saatlerinde değişiklik olsa da keyfinde bir değişiklik yok. Ayrıca 14 Şubat Sevgililer Günü için de şahane bir sürpriz seçeneği olduğunu unutmayın. Kabataş'tan ve Kadıköy'den hatta Avcılar ve Bostancı'dan rahatlıkla ada vapuruna ulaşabilir ve simit&peynir ikilisi kahvaltınıza kavuşabilirsiniz. Kışın Büyükada'da konaklamak, sabah tertemiz havaya uyanmak da çok keyifli. Şimdi kısa bir Büyükada turu yapalım hazırsanız...

Bazı günler ne kadar karamsar da olsak o güneş orada hiç gitmeyecekmişçesine parlar… Çimenler daha yeşil, kediler daha sıcak, martılar daha çoktur… Büyükada’da adayı ada gibi yaşamak için sonbaharla bilikte kış da ideal aslında… Korkmadan o vapura binilmeli…

Kabataş’ta vapur beklerken sağ taraftaki çay bahçelerinde günün ilk çayı içilmeli. Miss gibi sabah içinize çekilir. Vapur için simit ve peynir alınır ve erken bile gelseniz mutlaka o vapura koşa koşa gidilir. Yer bakılır, mümkünse iyi manzaralı, pek rüzgarı almayan yer seçilir. ”Olmadı sonra içeri gireriz denizi koklayalım” denir.

Oh ne iyi ettik..

Açılsın simitler, peynirler, gelsin cam bardakta çaylar…

Martılar durur mu…

Yazının Devamı

Viyana yeme içme meselesi!

21 Aralık 2015

Viyana'ya gelip de mutfağına hayran kalmamak mümkün değil. O güzelim kahveler, şinitzeller, apple strudel'ler, hot dog'lar, şaraplar... Her biri paragraflarca ayrı bir yazı konusu. Viyana'da gezilecek görülecek yerleri sırasıyla gezerken ne yesek ne içsek diye düşünenler için küçük bir rehber hazırladım. İşte "Viyana'da ne yenir, ne içilir?" sorusunun cevabı...

Önce Viyana Cafe’leri…

Viyana’da sayamayacağınız kadar kafe var. Biz seyahatimiz sırasında bir kısmında soluklandık. Kalanlar için üzüldük. Viyana kafelerinin her biri geleneksel özelliklerde. Çoğu bir asıra yakın süreden beri şehirde. Viyana’da hem lezzetli hem de zengin bir kahve çeşitliliği var. Uzayıp giden bir kahve listesiyle karşılaşmanız olası. Viyana’da Viyanalı hissetmenin yolu bu kafelerde uzun uzun oturmaktan geçiyor. Ve tabii Wiener Melange, içmekten…

Cafe Hawelka

Buraya bayıldım. Viyana’da yaşayan arkadaşımız Işıl tuttuğu gibi bizi buraya getirdi. İlk açıldığı gibi kalmış. Viyana’ya gelip burada kahve içmemek ayıp etmek demekmiş. Hawelka 1939 yılında Leopold Hawelka ve eşi Josefine tarafından açılmış ve dönemin meşhur ressam, şair ve düşünürlerinin mabedi olmuş. Hatta parasız sanatçılar kahve parası yerine buraya

Yazının Devamı

İstanbul’da balık tutabileceğiniz noktalar

7 Aralık 2015

‘’bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin…
Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim?.
Aklını al da öyle git, ister bir duvara, ister bir od aya, ister kıra bayıra vur da git…’’
Can Yücel

Can Yücel böyle diyor. Ne zaman içiniz sıkılsa sizin de hep Boğaz'a, denize, ırmağa, göle kavuşma isteğiniz coşmuyor mu? Bir de Boğaz'da balık yemenin dışında, Boğaz'da balık tutmak, bir boğaz orkestrasını andıran görüntüleri ile balık tutanları izlemek oldukça dinginlik verici bir eylem. Elbette bu dinginliğe kavuşabilmek için deniz seviyor olmak ve sabırlı olmak öncelikli kural… Kovalarınızı, katlanır sandalyenizi, yiyecek ve içeceğinizi yanınıza alıp kurulacaksınız. Belki saatlerce…İstanbul’da her yeri avm’ler sarmış olsa da boş zamanlarını bu havasız alanlarda harcamak istemeyen tatlışlar için ‘’İstanbul’da nerede balık tutulur’’ rehberi hazırladım. Aslında oltanızı nereye atarsanız orada bekleyebilirsiniz de… Hadi rastgele…

Unkapanı /Galata Köprüsü

Yazının Devamı

''Burada yaşamalıyım'' dedirten şehir: Barselona

30 Kasım 2015

Barselona için 3 gün yeter sözlerine aldanmayın. Biz 6 günde bitiremedik. Eksik kalan kısımlara üzülsek de ‘’bir daha gelmek için bahane oldu’’ deyip kendimizi avuttuk. Barselona'yı doya doya gezebilmek için için en güzel mevsim bahar ayları… Yine de serin serin esen Katalunya rüzgarı size keyifli bir yürüyüş sağlayabilir. Hemen hemen her yeri spor ayakkabılarımız ile gezdik (: Bu yüzden iyisinden bi çift ayakkabıyla gelin mutlaka. Lafı çok uzatmadan Barselona'da mutlaka gezilecek yerleri yazayım. Bu arada ''Barselona'da oturma izni alabilmek için 168 bin Euro'luk ev satın almak yeterli'' söylentilerini de şuraya ekleyeyim:)

Barselona her şeyden önce bir sanat ve mimari tasarım şehri… Böyle olunca bu iki başlığı ayrı yazılara taşıdım. Bunları gezmeden dönerseniz bir buradan bir Barselona aşığı olarak dönmeniz mümkün değil… O yüzden en önce Barselona’da sanat müzeleri yazısına tık tık… Gaudi eserlerini gezmeden dönerseniz Barselona'ya zaten hiç gitmeyin derim^^ Muhteşem Gaudi eserleri için tık tık…

Gelelim gezilecek diğer önemli noktalara…

Öncesinde Barselona şehir içi ulaşımı hakkında bilgi almak isterseniz buraya buyurun...

La Rambla- Miro mosaic

Yazının Devamı

Çayın kalbine yolculuk!

30 Kasım 2015

Kendimi bildim bileli ‘’çay mı, kahve mi içersin’’ sorusuna ’’ çay’’ cevabını verdim. Çay sevmeyenleri çaya aşık ettim. Benim için çaya sarılmak diye bir şey var. Sabah çay içmeden başlayamayan gün çaya sarılmadan da bitmiyor benim için. Peki ya çayın diyarına gitmek? İşte beni son zamanlarda en heyecanlandıran seyahatlerden biri çayın diyarı Rize’ye yaptığımız seyahat oldu. Hem de çayın ülkemizdeki adı Çaykur ve çok severek takip ettiğim Caycek.com davetiyle… Siz de kalkıp bi çay demleyin, #çayageldik hikayemizi okurken size eşlik etsin. Bir de bu şarkı arkada çalsın..

Rize’ye gelir gelmez elbette soluğu bir Karadeniz kahvaltısında aldık. Yeşili, maviyi kendine fon etmiş Zümrüd-ü Anka Butik Otel’in restoranında çaya yolculuk yapmadan önce mideleri şenlendirdik. Tereyağı, muhlaması, pidesi, yoğurdu derken Rize’deki ilk demli çaylarımızı da mis gibi bir yeşile karşı içtik.

Zümrüd-ü Anka Butik Otel

Sırada çay yolculuğu var. Ağzımız kulaklarımızda, gözlerimiz çaylıklarda yola düştük. Önce çay toplayacağız. Rize’de her yer çaylık. İnsanlar buldukları her toprağa çay ekmişler. Yeşilliklerin arasında hazır şapkalarıyla çay toplayan Rizeliler her yerde. Bir

Yazının Devamı

Barselona’da ne yesek?

25 Kasım 2014

Öncelikle domuz eti yemiyorsanız seçenekler oldukça azalıyor. Ancak deniz ürünlerini seviyorsanız Barselona mutfağı tam size göre. Kahvaltılarını yine beğenmediğimi söylemeden geçemeyeceğim. Kruvasan, kahve ve portakal suyu dışında alternatif çok az. Bir gün omlet bulunca sevinip sipariş verdik ancak gelen omlet oldukça soğuktu. Tadı de ülkemizin omletlerini aratır nitelikteydi.

Bu arada hayati bir bilgi! Hemen hemen tüm restoranlarda Wi-fi var.

Pizzaları güzel olur mu demeyin. İtalya’da yediklerimden sonra en güzeliydi. Özellikle zeytinli olanları tercih edin. Yanına da buzlu sangria söylemeyi unutmayın. Sangrialar bir litrelik yahut yarım litrelik sürahi ya da kavanozlarda geliyor. 1 litrelik sangria ortalama 15 euro. Gezi boyunca denediğimiz tüm sangrialar birbirinden farklıydı. En güzeli ise Petit Xaica’daydı. Hemen yan tarafında Xaica adında bar kısmı da var.

Buradan adres ve yorumlarına bakabilirsiniz

https://tr.foursquare.com/v/xaica/4bd35a3b462cb7132f3ede07

Paella memleketi...

Katalanlar turistler için turist menüleri hazırlamışlar. İçerisinde meşhur çorbaları Gazpacho, 4 adet tapas, Paella (deniz ürünlü olanlarını tavsiye ederim, vejeteryanlar için sebzeli paella da var) ,

Yazının Devamı

Barselona sanat müzeleri: Picasso, Miro, MNAC

19 Kasım 2014

Barselona deyince akla Gaudi, Miro, Picasso, Dali… şeklinde bir sürü sanat adamı akla geliyor.

Gaudi ayrı bir yazı konusu… Figueras’ta yer alan Dali müzesini ben ziyaret edemedim. Yaklaşık 2 saat uzaklıkta. Vakit varsa mutlaka görülmeli. Şehirde toplam 6 sanat müzesi var. Picasso, Miro ve MNAC’yi gezebildim. 6 müze 1 bilet = 30 Euro şeklinde uygulamaları var. Tabii sanat müzelerini kapsıyor sadece. Eğer 2'den fazla sanat müzesi gezecekseniz kesinlikle çok anlamlı.

http://www.articketbcn.org/ adresinden detayları öğrenebilirsiniz.

Picasso Müzesi

Picasso müzesi hemen Catalunya meydanı yakınlarında. İnanılmaz bir sıra olduğunu tahmin edersiniz. Bir de daracık bir sokakta olduğunu düşünürsek, kuyruk sokaklar dolusu olabiliyor. Pazar günleri ücretsiz. Biz de bu ücretsiz günde gezdik. Ancak 19:00 gibi kapanıyor. Aklınızda olsun. Müzede tüm Picasso eserlerini göremeyebilirsiniz. Daha çok Picasso’nun ilk dönem çalışmalarını görüyorsunuz.Bildiğimiz eserleri Paris’te. Modernizmden kübizme uzanan yolculuğunu seyredebilirsiniz. Oldukça güzel de bir avlusu var.

Bilet ve diğer bilgiler için link;

http://www.bcn.cat/museupicasso/en/

Eğer vaktiniz varsa çıkışta, biraz daha aşağıda kalan Els Quatre Gats

Yazının Devamı