Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

İZBAN, rahmetli Başkan Ahmet Piriştina‘nın DSP’nin iktidarda olduğu dönemlerde hazırladığı, TCDD-Belediye işbirliğinin temellerini de attığı bir proje. Yerine gelen Başkan Kocaoğlu ve DSP’den sonra iktidarı alan AK Parti de bu işbirliğini geliştirerek sürdürdü.
Sonuçta, 2010 yılının Ağustos ayından itibaren ilk seferlerine başlayan İZBAN günde 160 bin İzmirliye hizmet eden, kapasitesini 500 bine kadar çıkarma potansiyeli bulunan önemli bir kuruluş haline geldi.
Birlikte açmışlardı
Yerel yönetimle, merkezi hükümete bağlı TCDD gibi köklü bir kuruluşun işbirliğiyle hayata geçirdiği ilk proje olan İZBAN’ın başarıyla yürütülmesi de Türkiye’ye örnek oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun birlikte hizmete açması da o ana kadar görülmemiş ilklerden biriydi.
Ancak bu işbirliğinin, dostluğun ortasına, siyaset ve bir yıl sonraki yerel seçimlere yönelik hesaplar bir kara kedi gibi gelip oturmuş durumda. Kılıçdaroğlu ve Erdoğan arasında, büyük kentlerdeki metro projeleri ve maliyet hesapları üzerinden başlayan tartışma ister istemez İzmir’i odak noktasına oturttu.
CHP tarafı, İZBAN’da yüzde 50 ortak TCDD’nin zaten var olan demiryolunu tahsis etmekten öte katkısı olmadığını, Büyükşehir’in ise hat üzerinde bulunan, geçit, istasyon, tünel gibi tüm inşaat işlerini yapan taraf olduğunu savunarak projeyi sahipleniyordu.
AK Parti’nin buna karşılığı, Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD tarafından ortaya konan bir bilanço oldu. AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, geçen hafta Ben TV‘de Hamdi Türkmen, Erol Yaraş ve Osman Gençer‘in hazırladığı Üç Gazeteci Bir Konuk programında ipuçlarını verdiği İZBAN yatırımlarıyla ilgili bilançonun ayrıntıları elime geçti.
TCDD’nin payı
Öncelikle söyleyelim ki, TCDD’nin ortaya koyduğu tablo, hiç de CHP ve Büyükşehir tarafının söylediği gibi değil.
Ayrıntılarını gazetemizin birinci sayfasında görebileceğiniz tabloya göre, İZBAN’ın yaptığı yatırımların tamamına yakın bölümü TCDD hesabına yazılıyor.
TCDD, İZBAN için yapılan toplam yatırımı 2 milyar 317 milyon dolar olarak hesaplamış. Bu paranın yaklaşık 1 milyar 800 milyon dolarlık kısmını ise kendi kasasından çıkmış olarak gösteriyor. Yani TCDD “İşin yüzde 78’ini ben yaptım” diyor.
Bu yatırımın içinde 79 kilometrelik banliyö güzergahının çift hatta çıkarılması, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve haberleşme tesislerinin kurulması, altyapı eksiklerinin giderilmesi, hattın koruma altına alınması için yapılan işler var.
Bazı istasyonların yolları, Çiğli’deki depo alanında kamulaştırma bedeli, elektrik sistemine takviye için yapılan işler de buna dahil. TCDD, bu hesaba hattın Torbalı’ya kadar uzatılması için yapılan yatırımları da eklemiş.

Haberin Devamı

Bütünşehir’in katkısı ne kadar?

Haberin Devamı

Yedi yıl önce imzalanan protokole göre Büyükşehir Belediyesi 25 adet istasyon ile güzergahtaki hemzemin geçitleri, yaya ve araç alt-üst geçitlerinin yapımını, Karşıyaka ve Şirinyer tünelleri ile Çiğli ve Cumaovası araç bakım-onarım tesislerinin inşaatını üstlenmiş. TCDD’nin çıkardığı bilançoya göre bu işlerin tutarı 338 milyon dolar.
Toplam yatırımda payına bakarsak; yalnızca yüzde 14...
Bunlara ek olarak, TCDD ve Büyükşehir’in ortaklaşa kurduğu İZBAN A.Ş. tarafından yapılmış yatırımlar da var. 33 adet tren setinin temini ile Çiğli ve Cumaovası depolarına ekipman temini için İZBAN’ın harcadığı para 189 milyon dolar.
Tüm yatırım içindeki payı ise yalnızca yüzde 8...
Büyükşehir tarafının İtiraz edeceğini tahmin ettiğim, benim de kafamı karıştıran bazı noktalar olduğunu belirteyim. Öncelikle mevcut demiryolu hattı için 1 milyar 317 milyon dolar gibi bir değer biçilmesi tartışılacaktır.
TCDD’nin “Ben bu hatta yük taşımacılığı yapıyordum. 158 milyon dolar gelir kaybına uğradım” diyerek bunu da maliyet hesabına eklemesi de bazılarınca tuhaf bulunacaktır.
Büyükşehir Belediyesi bu hesaba ne diyecek bakalım.