Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Buca Belediye Meclisi’nin devamsız üyeleriyle ilgili geçen hafta yayınlanan yazım farklı çevrelerden farklı sesler getirdi. Devamsızlık rakamları yüksek bazı üyeler sessizliğe bürünürken, devamsızlık yapmamanın çalışkanlığın kanıtı olmayacağı gibi “haklı” eleştiriler de geldi.

Haklı diyorum çünkü oylamalarda elini kaldırıp indirmekten başka bir şey yapmayanla, toplantıları aksatsa da iz bırakacak işlere imza atan kıyaslanmamalı.

Buca Belediye Meclisi’nde ikinci örneğe çok uyan biri var: Levent Köstem.

Yalnızca İzmir’de değil Türkiye çapında tanınan; spor yaralanmaları konusunda otorite bir ortopedi uzmanı olduğunu bilmeyenler için hatırlatayım.

En devamsız üye görünmesi kent için verdiği emeği unutturmasın.

Köstem’in bir grup meclis üyesi ve uzmanla Buca için sürekli projeler ürettiğini zaten biliyoruz. Zamanının önemli bir bölümünü harcadığı şu sıralar fazlaca bilinmeyen bir başka konuyu da ben hatırlatayım: ENGELSİZMİR 2013 Kongresi.

Tüm kamusal alanların ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesini şart koşan 5378 sayılı yasanın uygulaması üç yıl daha ertelenip engelliler eve hapsedilirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi, uluslararası bu kongreyle yalnızca Türkiye değil, tüm dünyada engellileri kentleriyle buluşturmanın öncülüğünü üstlenecek.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘nun kongre organizasyonu için görevlendirdiği ekibin önde gelen isimlerinden biri Levent Köstem. Hatta 30 Ekim-3 Kasım 2013 tarihleri arasında yapılacak kongrenin başkanlığını da o üstlenecek.

Bu yüzden sık sık toplantılara katılıyor; bir Almanya’ya, bir İsviçre’ye, uluslararası kuruluşların yetkilileriyle görüşmeler yapmaya gidiyor.

Yalnız meclis toplantılarını kaçırmış olmakla kalmıyor, kendi işinden de fedakarlık ediyor, hastalarını bekletmek zorunda kalıyor.

Buna rağmen Köstem’in şikayeti yok. Dünyayı buluşturacak bu kongrenin İzmir için büyük bir fırsat olduğunu söylüyor. Kent yenileme seferberliği başlatmadan önce bu kongrenin, engelsiz bir kent için öneminin arttığını düşünüyor.

Ve son olarak ekliyor: Bu kongreyi başarıyla düzenleyip İzmir’e ‘Engelliler Stratejik Planı’nı kazandırsam görevimi yapmış hissederim. Meclisin tüm toplantılarına katılıp doğru dürüst bir şey yapmamaktan çok daha iyidir.

Haberin Devamı

Yok mu beni kurtaracak?

Haberin Devamı

İki hafta önce de yazmıştım... O gün bugündür, sigara bıraktırma hapı pazarlayanların taciz telefonlarından kurtulamadım.

İlk yazımdan sonra Sağlık Bakanlığı‘ndan ilgililer aradı. “Bakanlığın adını iznimiz dışında kullanıyorlar; takipteyiz” diyerek beni arayan telefon numaralarını istedi. Telefon hafızasından çıkarabildiklerimi verdim.

Aramalar azaldı ama kesilmedi.

Olur olmaz saatte telefonum yine çalıyor. “Sağlık Bakanlığı sigaraya bırakmanıza destek oluyor. Bırakmak istiyorsanız 1’i, istemiyorsanız 2’yi tuşlayın.” Eskiden 2’ye basıp kapatırdım. Baktım olmayacak basıyorum 1’e...

Karşıma “Hah! Mal satacak bir enayi yakaladık” diyen görevli çıkıyor.

Durur muyum; daha ağzını açmadan basıyorum fırçayı: “Kardeşim neden beni arayıp duruyorsunuz?” Telefondaki görevli önce bir afallıyor. Ama ben fırsatı bulmuşum bir kere. Durur muyum? “Bu numarayı kimden aldınız? Yağlı müşteridir, her gün üç-beş kutu sigara bırakma ilacı alır diye kandırdılar mı sizi? Yahu ben sigara içmiyorum ki! Neden beni taciz edip duruyorsunuz! Niyetiniz beni delirtmek mi; iş yapamaz hale getirmek mi?” Karşıdaki görevli, “Biz sizi ilk defa arıyoruz. İstemeyen olursa da listeden siliyoruz. Başka firmalar da var; onlar aramıştır” diyor.

İyi de kardeşim; sigara bıraktırma hapı satan 500 firma mı var? Her gün sırayla ikiniz üçünüz benim peşime düşmeyi görev mi edindiniz? Tüm listelerden numaramı sildirene kadar tek tek uğraşacak mıyım sizinle? Asıl merak ettiğim benim telefonumu sigara bıraktırıcılara servis eden kim? Bu işi çözdüm, çözdüm...

Yoksa numarayı değiştirtecekler bana...