Günseli Önal

Günseli Önal

gonal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Erkeği çağrıştırıyor” diye El Kaide’nin kadınların “salatalık” almasını bile yasakladığı bir ortamda, sarışın ve yakışıklı Müslüman bir erkeğin karısını kendisine her gün âşık edebilmek için çaba gösterdiği “Gümüş” adlı dizi, Mısır, Filistin, Suriye, Yemen, Dubai ve Suudi Arabistan’da reyting rekorları kırıyor. Dizinin İslam dünyasında gördüğü ilgi, Reuters ve AP gibi  ajansların da dikkatini çekti. AP’ye göre Suudi kadınlar, kocalarının yerine tutkulu bir âşığı canlandıran Kıvanç Tatlıtuğ’u tercih ediyor. Diziyi, boğucu, aşksız evliliklerinden bir kaçış olarak  gören,  uyandığında yanındaki “kaba ve soğuk” adamı artık beğenmeyen Arap kadınları, dizideki güzel yüzlerden ve güzel duygulardan etkileniyor. 

Suudi ve afaroz birliği

Suriye’de “Gümüş baskılı tişörtlerle camiye gelmeyin” fetvasının ardından, Mısırlı din adamları boşanma vakaları artınca dizinin izlenmemesi için fetva verdi. Suudi Arabistan Baş Müftüsü Şeyh Abdulaziz Al-i Şeyh diziyi İslam’a aykırı ilan ederek, “Türk dizilerini izlemek dinen caiz değildir. Bu diziler kötülük, şeytanlık ve ahlaksızlığın simgesi” dedi.
Venedik’li Giacomo Casanova (1725-1798)’nın hayatını konu alan, Lasse Hallström’in yönettiği “Casanova” adlı filmde de, benzer cümleler geçiyor. Vatikan’ın, “kadın avcısı bir ahlaksız” olarak gördüğü Casanova ile “Bernardo Guardi” takma adıyla kadınları evde tutmak isteyen erkeklere karşı savaş açan feminist kadın yazar Francesca’yı afaroz etmek için gönderdiği engizisyon piskopozu, 18. yüzyılda şunları söylüyor:
“Kafirlik kilisenin öğretisine karşıdır. Ahlaki değerlerimize karşı bir isyandır. Kafirlik ben ne diyorsam odur. Örneğin kafir yazar Bernardo Guardi’nin çalışmaları kadınların tatminsizliğine yol açıyor. Erkekler kendilerinden kuşku duyuyor.”

Deneyime adanan filozof

Casanova, âşık olduğu bu feminist kadın dışında, kentteki tüm kadınların âşığı. Kadınları fethetmeye çalışmıyor, onlara boyun eğiyor. Aşkta zafer aramıyor. Ömür boyu sürecek bir an yaşamak istiyor. Kadınların peşinden koşan bir “pervane” değil, pervanelerin uçuştuğu “ateş” oluyor. Tutkulu bir gecenin sabahında, “Hiçbiri benim gibi değildi, değil mi? Bir tek beni sevdiğini söyle” diyen kadınları onaylayıp, eşsiz bir an bırakıyor onlara.
Aşkı farklı yollardan arayan bu iki kişiden, “Deneyime adanmış bir filozof” olduğunu düşünen Casanova ile o sırada onun kim olduğunu bilmeyen Francesca, Casanova hakkında şunları konuşuyor:
KADIN: Hayatında bir eksiklik olmalı... Gerçek aşk mesela.
ERKEK: Aşk, her açıdan gerçek.
KADIN: Gerçek aşk, sevgili sayısıyla büyümez, tükenir.
ERKEK: Ama aşkı arayanlara kızamazsınız... Belki de et ile kalbin arasındaki farkı bilmiyor. Bir gece-lik de olsa, aşık oluyor.

Haberin Devamı

Sözen, Casanova’yı anlayabilse
Engizisyonun “afaroz” yöntemini hâlâ sürdüren İslam dünyasının fetvacıları, tek laik ve demokratik İslam ülkesi olan Türkiye’de, kadınların tatminsizliği karşısında kendilerinden kuşku duyan erkeklerin yardımına koşamıyor. Ama AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, tepkiler nedeniyle geri çekmek zorunda kaldığı “Gençleri Koruma Yasa Tasarısı” taslağıyla, çeşitli yasaklarla ve okullara ibadethaneyi sokarak, kız ve erkek çocukların cinsellikleriyle bağlantısını da kesmeye kalkıştı.
Ancak Sözen, yaşları ilerledikçe giderek daha küçük kızlara yönelen ahlak bekçilerinin, o kızları sadece körpe tenleri için değil, kendi erkekliklerini kıyaslayabilecekleri bir deneyimleri olmadığı için de tercih ettiğini, asıl o çocukların o adamlardan korunması gerektiğini göremiyor.
Arap kadınlarını tutkulu bir âşığa duyulan özlemle ekran başına yığan katı ahlak anlayışının ve yasakların, Casanova’ların varlık nedeni olduğunu hiç anlayamıyor...