Günseli Önal

Günseli Önal

gonal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her insanın unutmadığı bir şeyler ve anlar vardır. Zihnimdeki iziyle yaşamımı etkileyen bu şeylerden biri, genç bir kadınla erkeğin, eski, siyah - beyaz fotoğrafı. Resimdeki kadın, omuzlarına dökülen saçları, incecik belini, uzun bacaklarını ortaya çıkaracak şekilde bedenine oturan, eteği küloş, yarım kollu elbisesiyle çok hoş görünen, yeni evlenmiş annem. Şık giyimli ve yakışıklı erkekse, amcam.
Amcam hep güzel giyindi, hep yakışıklıydı. Annemse, başını örttüren babamın, “günah, yanlış, ayıp” diyerek çizdiği sınırların içinde kendisi olmaktan çıktı. Dedemin sınırlamadığı, köyünde saçları permalı gezen, dekoltesi olan elbiselerini kendisi diken annemi, hiç o resimdeki gibi görmedim. Başı hep kapalıydı. Hiç makyaj yapamadı. Kuaföre gidemedi bir daha. Evimizde ruj, oje, pudra, rimel olmadı. Resimlerde gördüğüm güzel kadınlara benzeyebilmek için dudaklarımı kırmızı kalemle boyardım gizlice.
Unutmadığım anlardan birisi de, misafirliğe gittiğimiz bir akrabamızın evinde, o evin çocuklarıyla oynarken beni ağlattıkları andı. Annem beni susturamamıştı. O evde bir kadın daha vardı. Annemler gibi başı örtülü değildi. Makyajlı, güzel giyinmiş, hoş bir kadındı. Gördüğüm andan itibaren küpelerinden gözlerimi ayırmadığımı fark etmiş olmalı ki, kocaman, sallanan, klipsli küpelerini çıkarıp kulaklarıma taktı. O anda sustum. Başımı sağa sola sallayıp, o küpelerin kulaklarımda şıngırdadığını duymak, beni mutlu etmişti. Çok küçüktüm ama güzel olduğumu hissetmenin verdiği özgüveni ve gücü duyumsamıştım. İç güdüsel olarak hep bildiğim gerçeğin farkındaydım o sırada. O anın sihirli etkisini hiç unutmadım.

Kızınızın ‘rol modeli’ kim
Rol modelim, annemin o eski fotoğraftaki alımlı hali ve güzelliğini örtmeden özgürce sergileyebilen başka kadınlar oldu, babamın olmasını istediği kadın değil. Kendine güvensiz erkekler yüzünden cinselliklerini ve güzelliklerini bir tehdit gibi algılayıp, kadın olmanın dönüştürücü gücünden feragat edenlere hep tepki duydum.

Kızların imrendiği manken
Amerikan AP ajansının, Beyoğlu Belediyesi’nin kurslarına katılanların defilesinden geçtiği fotoğrafı gördüğümde anımsadım bunları. Beyaz mini elbise ve topuklu ayakkabılarıyla önlerinde geçen mankeni imrenerek izleyen kızlardan, yaşı çok küçük olanların başları açık. Henüz daha neye inandıklarını bilecek yaşta olmadığı halde onlara göre biraz büyük olanlar “inançları gereği” başlarını çoktan örtmüş.
O sırada hepsinin rol modeli, eminim ki o güzel manken. İçlerinden belki biri, en fazla bir kaçı, dünyayı döndüren ve dönüştüren muazzam gücün, olmak için doğdukları kişi olmayı başardıklarında, yani sadece “kadın” olduklarında avuçlarının içinde olduğunu keşfedecek. Öyle olmasını umuyorum...   

Arka sayfa güzellerine özgürlük
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetelerin arka sayfa güzelleri için, “Boy boy çıplak kadın resimlerinize müdahale ettik mi?” dediğinde eleştirilmişti. Müdahale etmesine de gerek kalmadı. CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, medyanın kadını “arka sayfa güzeli” ya da gündüz kuşağında “ağlayan, aldatılmış, çaresiz kadın” olarak görme anlayışından uzaklaştırılması için Meclis araştırması açılmasını istedi. 

Erkeksi kadınlar
Erdoğan ile Erbatur’un, kadının güzelliğinin ve cinselliğinin unutturulmaya çalışılan gücünü her gün yeniden anımsatan arka sayfa güzellerine karşı birleşmesini ilginç buluyorum.
Bence, “çaresiz” kadının karşı kutbuna konulacak olan, arka sayfa güzelleri değil. Kadın olduğunu unutup, erkek ağzıyla ve mantığıyla konuşan, özgür, güçlü ve seksi bir kadının gücünü kendisine tehdit olarak gören ve yasaklamaya çalışan “erkeksi” kadınlar.  
Kadın olarak, erkeklerin kabul edebileceği sınırların içine sıkışıp kalmak zorunda mıyız? Erkeklerin döktüğü kalıbın içinde “çaresiz” kalanlar bir kadın olmaktan ne kadar uzaksa, bir dişi olduğunu unutup kadına karşı erkeklerle aynı safta birleşen “erkeksi” kadınları da bir o kadar uzak buluyorum.