Günseli Önal

Günseli Önal

gonal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyaca ünlü bilim dergisi Focus’un “Kalan son erkek” başlığıyla kapak yaptığı “erkeksiz doğum” konusundaki haberde, sperm kalitesinin azalmasının ve kadınların sperm olmadan tek başına hamile kalabilmesinin erkek nüfusunu tehlikeye attığı, bu yolla sadece kız çocuk doğacak olması nedeniyle 120 yıl sonra dünya nüfusunun yüzde 70’inin kadın olacağı, 2238’de son erkek öleceğinden dünyada erkek kalmayacağı  öne sürülüyor.
Kadınlar dünyası”nda son ve tek bir“erkeğin” kalmasını sağlayacak olan ne peki? Elbette, son ve tek “dişi”.
Jean M. Auel,  insanlar, ilişkiler ve aşkın sınırlarını” anlattığı “Yeryüzü Çocukları”nın ilk kitabı “Mağara Ayısı Klanı”nda,  okuru insanoğlunun başlangıcına götürüyor ve olağanüstü bir “dişi” kahramanın dünyasında dolaştırıyor. Deprem nedeniyle tek başına kalan, tanımadığı topraklarda hayatta kalmaya çalışan Ayla, kendi insanlarından çok farklı olan Mağara Ayısı Klanı tarafından bulunur.
Uzun boyu, mavi gözleri, sarı saçları ve farklı işleyen zekasıyla neandertal klan halkına esrarengiz şekilde yabancı olan küçük kız, onların güvenini kazandıkça, onları tanıdıkça ve klanın kurallarını öğrendikçe aralarına kabul edilir. Yaşam savaşında onlara önderlik etmeye başladığında, klan Ayla’ya tapacak hale gelir. Çünkü insanoğlunun geleceği onun kanında dolaşmaktadır.
Ben de, insanoğlunun geleceğinin “dişi”lerin kanında dolaştığını düşüyorum. Ama, bir “dişi” olduğunu unutup, erkeğe itaat eden ve onun çizdiği sınırlar içinde “yürüyen rahimler” haline gelen kadınların değil.  “Erkek” cinsinin sonu, kadın yumurta hücresinden  sperm üretildiğinden değil, onu değişime davet eden son “dişi” öldüğünde gelir.
Değişimin “ikilem” sayesinde gerçekleştiği ve sürebildiği gezegenimizde, yumurtasından sperm üretilse de “erkeği” doğuramayan kadının rahminden “hayat” çıkar ama “evrim” olmaz. Zaman durur.  Fakat Tanrı’nın zar atmadığı evrende, “değişmemek” diye bir şey söz konusu değil...

Haberin Devamı

Sınırlara meydan okuma
Bir kez belli bir tutumu benimsendikten sonra sarsılmaz bir adanmışlıkla bunda ısrar eden klanda, onlardan farklı olan ve “Ama, neden” sorusunu ilk kez soran Ayla’nın önüne geçilemez bir değişimi başlattığığı romana dönelim yine.
Onu evlat edinen şifacı İza, liderin oğlu Brod’a karşı gelen Ayla’ya,  “Sana dediği şeyleri yapmak zorundasın. O bir erkek. Sana emretmek onun hakkı. Ona karşı geliyorsun, kışkırtıyorsun. Böyle davranamazsın” diyor. Ayla, “Neden erkeklerin kadınlara emretme hakkı var? Onları daha iyi yapan ne? Çocuk bile yapamıyorlar!” dediğinde, İza’nın yanıtı “Klanın gelenekleri böyle” oluyor.
Kendisine hükmetmeye, onu sindirmeye çalışan Brod’un dayaklarına karşı ona meydan okuyan tek dişi olan Ayla, zaten saygı duymadığı bu erkekten korkmamayı öğreniyor. Ama, anne ve babası olarak gördüğü iki kişi, kurallara karşı geldiği için kendisine soğuk davrandığında, kurallara boyun eğiyor.
Babası gibi sevdiği büyücü Kreb, ilk kez bir dişinin erkeğe başkaldırdığını ama kendisine duyduğu sevgiyi kaybetmemek için  Brod’a boyun eğdiğini gördüğünde, sevginin korkudan daha güçlü olduğunu öğreniyor.

Haberin Devamı

Aptal kadının zeki çocuğu olur mu?
Ünlü yazar George Bernard Shaw’nun yemeğe çıktığı güzel kadın konuyu evliliğe getirmek istemiş. “Baba olabilirsiniz. Hele benim gibi biriyle evlenirsiniz güzelliğini benden, zekâsını da babalarından alan çocuklarınız olabilir” demiş. Shaw’nun yanıtı, “Çocuklar babaları kadar çirkin ve anneleri kadar aptal olursa ne olacak?” olmuş.
Shaw’nun söylediğinin doğruluğu bilimsel olarak da kanıtlandı. Almanya’daki Ulm Üniversite İnsan Genetiği Bölümü’nden Horst Hameister’in analizine göre zihinsel yetimizle ilgili genlerin yaklaşık yüzde 16’sı X (dişi) kromozomu üzerinde dizili. X  kromozomlarının yüzde 5 ’i doğrudan doğruya kalıtımı oluşturuyor. Y (erkek) kromozomu üzerinde bugüne değin tek bir zeka genine dahi rastlanmamış. Erkeğin eşey kromozomları yoğun olarak üremeyi teşvik eden kalıtım faktörleriyle donatılmış.
Erkekler hücrelerindeki bir tek X kromozomuyla evrimin tüm yükünü taşıyor. Erkeklerin daha yapılı olmalarını da bu fenomene bağlayan Hameister, bu durumun özellikle zeka seviyesi düşük olan erkeklerde daha belirgin olduğuna dikkat çekiyor. Güçlü ama tek bir X kromozomuna bağlı zeka genlerine sahip olabilme şansı olağanüstü bir zekayla yakalanabiliyor.
İnsanın, zekası sayesinde diğer canlılara hükmedebilmesi de kadınların zeki erkekleri yeğlemesi sayesinde gerçekleşiyor.