HANİFE ÇETİNER; İzmir’i, Anadolu’yu çok seven ve bu coğrafyanın kültürel mirasına sahip çıkan bir moda tasarımcımız.
Çetiner’in; son dönemde farklı bir hayali var.
Arkeo-Moda kültürünü İzmir’den başlatmak üzere tüm Türkiye’ye yaymak.
Nedir Arkeo-Moda?
Çetiner, bu kavramı bir kent kimliği projesi olarak tanımlıyor.
Bir başka anlatımla; kentlerin geçmişteki tarihi sürecini ve yaşadıkları kültürün moda tasarım yoluyla sergilenmesi...
Çetiner; İzmir’den sonra Antalya, Gaziantep (Zeugma), Manisa (Sardes tarihte paranın ilk basıldığı yer), Eskişehir, Mardin, Konya illeri için de proje çalışmaları yürütüyor.
Bu süreci Çetiner, şöyle anlatıyor.
“Bu projeyi uygularken kullandığım dokumalar projenin uygulandığı yöreye ait. Arkeolojik görüntü kazanması için günlerce toprak altında bırakılıyor. Kumaşlara eskitme işlemi yaparak o dönemi yansıtmasını sağlıyorum. Arkeo-Moda projesi için hazırlanan kostümler turizm fuarlarında kent tanıtımı için kullanılabilir. Sergilenebilir ya da müzeye dönüştürülebilir. En çok uygulamak istediğim ve beni heyecanlandıran proje ise; Arkeo-Moda Anadolu projesiyle ülkemi yurtiçi ve yurtdışında çok geniş kitlelere moda tasarım yoluyla anlatmak. Bunun için devlet desteği arayışı içindeyim.”
9 Eylül İzmir için çok önemli bir tarih...
İzmirliler bu anlamlı günü bir festival havasında kutlamalı.
Ve mümkünse o hafta bir görsel şölen haline getirilmeli.
Hanife Çetiner‘in önerisi de bu haftaya renk katabilir.
İzmir’e Moda ve Tekstil Müzesi neden olmasın?
HANİFE ÇETİNER sürekli proje geliştiren biri. İşte onlardan bir tanesi daha.
Moda ve Tekstil Müzesi...
Ne istiyor Çetiner?
“İzmir’in sesini moda ve tekstil aracılığıyla dünyaya duyurabiliriz. İzmir, markalaşmak için değerlerine sahip çıkmalı. Moda ve Tekstil Müzesi bu kente zenginlik katacaktır. Moda en iyi iletişim araçlardan biridir. İzmir’den doğacak bu proje Anadolu’ya da örnek olacaktır. Böylece kültürel değerlerimize de sahip çıkmış olacağız.”
Bir kentte müzeler çoksa o kente gitmek için çok neden var demektir.
Ege Bölgesi’nin Türk tekstilinde büyük ağırlığını da unutmayalım.
İstenirse olur; İzmir’e çok da yakışır.
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan geçenlerde, gelecek yıllarda en az dört ya da beş müzeyi hayata geçireceklerini açıklamıştı. Bunlardan birincisi Oyun ve Oyuncak Müzesi’ydi.
Bir diğeri ise Ege Medeniyet, Folklor ve Kostüm Tarihi Müzesi’ydi. Hanife Çetiner‘in projesiyle Tartan’ın önerisi birbirine çok benziyor. İzmir’e bir Moda ve Tekstil Müzesi de çok yakışır.
Kraliçe kostümlerinde Anadolu motifleri
SİZLERİN DE dikkatinden kaçmamıştır. Türkiye güzellerinin yurtdışındaki kıyafetlerini genellikle Hanife Çetiner hazırlar. Listeye bir baktım, kimler yok ki...
Jülide Ateş, Defne Samyeli Talu, Aslıhan Koruyan Sabancı, Cansu Dere, Şebnem Dönmez, Şebnem Azade, Fatoş Seymen, Çağla Kubat, Hande Subaşı, Merve Büyüksaraç, Seda Akman, Esra Eron, Elif Ilgaz...
Hepsini yazmak mümkün değil.
Beni asıl ilgilendiren Hanife Çetiner‘in kraliçe kostümlerinin çoğunda Anadolu izlerinin ağırlıklı olması. Anadolu dokumalarını, Anadolu motiflerini ve Anadolu el sanatlarını bütün dünya görüyor.
Çetiner, şunları söylüyor.
“Tepkiler çok güzel oluyor, kazandığım ödüller bunun kanıtı olmuştur. 1998 yılında Şırnak’ta Şalşepik dokumalarından hazırladığım koleksiyonu, Gabar Dağları’nın eteklerinde sunduğum defileyle Türkiye Şalşepik dokumasını tanıdı. Ve bugün Şırnak’ta Şırgev doğdu. Kraliçe kostümlerinde ve müşteri siparişlerinde Gaziantep Kutnu dokumaları, Ödemiş ipeklerini, Buldan dokumalarını, Tokat yazmalarını yerel el sanatlarıyla buluşturan tasarımlar yapıyorum. Şimdi ise gerçek Diyarbakır puşilerini tanıtıcı bir projeyi Diyarbakır Kulp Kaymakamlığı’yla devam ettiriyorum. Çünkü inanıyorum ki; sosyal barışın yolu moda tasarımlarından geçer.”
Teşekkürler Hanife Çetiner...
