Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

GÖZLERİMİ kapattım; ben de o muhteşem koroya eşlik ettim. “Aşk yeniden, Akdeniz’in tuzu gibi; aşk yeniden, rüzgarlı bir akşam vakti; aşk yeniden, karanlıkta bir gül açarken... Aşk yeniden, ürperen sahiller gibi; aşk yeniden, kumsalların deliliği; aşk yeniden, bir masal gibi gülümserken...”
Hava sıcak, gökyüzü muhteşem...
Karşımda Derya Köroğlu... Yeni Türkü çalıyor, söylüyor.
“Bana bir masal anlat baba, içinde denizler, balıklar, yağmurla kar olsun, güneşle ay... Baba bir masal anlat bana, içinde bütün oyunlarım, kurtla kuzu olsun, şekerle bal... Anlatırken tut elimi, uykuya dalıp gitsem bile, bırakıp gitme sakin beni... Bana bir masal anlat baba, içinde tüm sevdiklerim, içinde İstanbul olsun...”
Derya Köroğlu, ikinci nakaratta “İstanbul” un yerine “İzmir”i söylüyor.
Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu’nda espriler patlıyor ardı ardına... “İzmir değil Karşıyaka...”
“İzmir’in kalbimizde yeri bambaşka...” diyor Köroğlu.
Nasıl olmaz?
Yeni Türkü’nün İzmir’de verdiği konserleri unutmak mümkün mü?
Ekliyor.
“Elbette Karşıyaka’nın da...”
Grup, 30’uncu yılını kutluyor.
Otuz yıl...
1978 yılında Derya Köroğlu, Zerrin Yaşar ve Selim Atakan Ankara’da kurdu grubu. Gruba isim babalığını şair ve yazar Yaşar Miraç yaptı.
Yeni Türkü, sadece Yaşar Miraç’ın 1979’da nisan-haziran aylarında çıkan edebiyat dergisi değil, ayrıca halk türkülerinin yeniden yorumlanmasına dayanan Güney Amerika orijinli bir müzik akımı olarak kuruldu. Ama Yeni Türkü Türkiye’nin en sevilen gruplarından biri oldu.
* * *
Derya Köroğlu söyledikçe; ben geçmişe gittim.
Çeşme, Gümüldür, Kuşadası sahillerinde sabahladığımız geceleri...
Ellerimizde gitarlar; artık marş gibi olmuş Yeni Türkü melodilerini... “Bak işte yaklaşıyor fırtına, bak yine yükseliyor dalgalar, yıllardan sonra, yollardan sonra şarkılar söylüyor çocuklar... Yıllardan sonra, yollardan sonra yeniden yan yana onlar... Ne geçmiş tükendi ne yarınlar, hayat yeniler bizleri, geçse de yolumuz bozkırlardan, denizlere çıkar sokaklar...”
Türkülerimize yeni bir yorum kattı Yeni Türkü, bizlere de yeni hayatlar sundu.
Yeni dostluklar, yeni başlangıçlar...
Yolu bozkırlardan geçenler; denize çıkan sokakları Yeni Türkü’yle buldu.
En azından ben öyle yaptım.
Umutsuzluk yerine hep geleceği hayal ettim. Gelecek güzel günleri...
Karşıyaka Açıkhava’da Derya Köroğlu’na eşlik ettim.
“Söyleyin dağlara, rüzgara, yurdundan sürgün çocuklara, düşmesin kimse yılgınlığa, geçit vardır yarınlara... Göç yolları, göründü bize, görünür elbet, göç yolları... Bir gün gelir, döner tersine, dönülür elbet, en büyük silah umut etmek, yadigar kalsın size...”

Haberin Devamı

Sizin propagandanız hangisi?
TARİHÇESİ 2 bin 500 yıl önceye, Çinli komutan Sun-tzu’nun yazdığı “Savaş Sanatı” kitabına dayanan psikolojik savaş kavramına; kitapta “düşman halkın kendi aralarındaki uyuşmazlık ve kavgalarını yayınız” olarak bir yorum getirilmiş.
Saldırı ve savunma silahı propaganda, eğitim ve provokasyon olan psikolojik savaşın cephanesi söz, yazı, resim, broşür ve e-posta şeklindeki bilgi; yöntemi ise beyin yıkama.
“Beyaz propaganda”da, kaynağı belli, doğru bilgiler açık olarak kullanılırken, psikolojik savaşın en önemli unsurlarından “gri propaganda”da, kaynağı belli olmayan bilgilerin ne doğruluğu, ne de yalan veya iftira olduğu kanıtlanamıyor; propaganda olduğu izlenimini de vermiyor. Kaynağı belli olan, ama başka kaynaktan çıkıyormuş gibi gösterilen “kara propaganda”da ise hile, entrika, sahte kanıt ve iftira serbest. Uzun vadeli uygulanan, “stratejik propaganda” olarak da adlandırılan “beyin yıkama”da çeşitli araçlarla belli konular abartılarak sürekli tekrar ediliyor ve beyinler istenen bilgiye inandırılıyor. “Fil yöntemi”nde ise hep aynı yoldan geçen filler çukura düşürülüyor; siyah elbiseyle gelip filleri döven avcılar, birkaç gün sonra beyaz giysilerle gelip kurtarıyorlar, ta ki filler artık onları kurtarıcı olarak görene dek.
Psikolojik savaşın sonuçları mı?
“Karşı cinse saçını göstermeme”yi en önemli “özgürlük” maddesi sayan bir toplumda, bir de bakmışsınız “bekarlığa veda partileri” yaygınlaşıvermiş. Yorum sizlerin; ancak şüphe getirmeyen gerçek, yeni savaşlarda kurşun yerine bilginin kullanıldığı ve savaşı kimin kazanacağını teknolojinin belirlediği...
* Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Psikolojik Savaş - Gri Propaganda” (Timaş Yayınları)
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden,
)