Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CUMARTESİ günü Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısı vardı. Konuk, Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’tu.
Başkan Sıtkı Şükürer, kelimeleri titizlikle seçilmiş, kısa ama net mesajlar içeren bir konuşma yaptı.
İşte o metin...
“Türkiye’de siyaset denilince hemen hepimizin söyleyecek bir şeyleri var. Şüphesiz, derin ve kapsamlı siyasal ve sosyal analizler yapmak işin uzmanlarına daha çok yakışıyor.
Ama İzmir iş dünyasının fertleri olarak, bizler de bu toplumda yaşıyor, gözlüyor ve yorumluyoruz. Gördüğümüz odur ki, bugünkü iktidarın yönetim anlayışı pek çoğumuzun zihninde bazı tereddütler uyandırıyor. Sanki hepimiz kendimizi bir ikileme mahkum gibi hissediyoruz.
Demokratik standartlarımızın yükselmesi ortak özlemimiz. Ancak bunun bedelinin laik rejimin örselenmemesi olduğunun kararlı bilincine de sahibiz. Zaman zaman endişe ve korkularımızı abartıyor muyuz diye kendimizi özeleştiri süzgecinden geçirsek de bazı siyasi tutumları görünce, tekrar bir tedirginlik içine giriyoruz.
Bizler için çağdaş demokrasilerin standartları bellidir. Hepimiz birey üst kimliği paydasında her yönüyle tariflenmiş ve uzlaşılmış hukuk anlayışının güvencesinde, insan haklarına, çevreye saygılı bir tutumla, herkesin özgürce yaşadığı sevecen bir toplum modeli beklentisi ve özlemi içersindeyiz.
İstediklerimiz öylesine zor ve hayal olan şeyler değil. Türk toplumu ‘makul çoğunluk’ söylemiyle ifadesini bulan insanlardan oluşuyor. Ancak, insan denen varlık her türlü etkiye açık. Kolaylıkla kutuplaştırılabiliyor. Hal böyle olunca o sevecen birey kimliği berraklığını kaybediyor ve bir takım alt kimlikler kişiliklerimizin omurgasına oturuyor. Kendimizi daha uç noktalarda, karşımızdakinde tepki uyandıracak kimlikler üzerinden konumluyor ve tanımlıyoruz.
Neden bazı dini referanslar, örneğin devlet yönetiminde tercih sebebi oluyor, anlamakta güçlük çekiyoruz. Pek tabii meseleye tek yönlü bakmamaya çalışıyoruz.
Bizler dinamik, değişken, refaha odaklı, bireysel özgürlüklerin alabildiğince genişletilmek istendiği liberal bir dünyada yaşıyoruz. Doğal olarak hepimizin aklına şu soru geliyor:
Bu işin normali yok mudur?
Bu ülke bizlere lüzumsuz gerilim yüklemeyen siyaset damarını neden bulamıyor? Veya niçin kaybetti?”

Haberin Devamı

Cindoruk’un cevapları bir bilge kıvamındaydı
ESİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısının konuğu Hüsamettin Cindoruk, Başkan Sıtkı Şükürer’in alkış alan bu konuşmasının ardından kürsüye çıktı.
Ve iki saat boyunca konuştu ve sorulara cevap verdi.
Cindoruk, tecrübeli, siyasetin duayeni olarak kabul edilen bir isim.
Sunumu da, verdiği cevaplar da bir bilge kıvamındaydı.
“(Biz Cumhuriyetimizden, laik, demokratik rejimden memnunuz, AB’ye girmek istiyoruz) diyenler siyasi bir güç altında birleşmelidir. Başlattığımız hareket sadece iki partinin birleşmesinden ibaret değil. Hedef merkezi toparlamak ve siyasette güçlü hale getirmektir. Bu hareketin mantığında halk var. Halk hareketleri çabuk büyür. Siyaseti doğallaştıracağız, bağırmayan bir üslup oluşturacağız, dokunulmazlıkları kaldıracağız, partiler kanununu düzelteceğiz, seçim harcamalarını kurallara bağlayacağız” sözleri alkışlarla kesildi.
Cindoruk, Demokrat Parti’nin İzmir il teşkilatında büyük bir değişime gitti ve Fatih Dalan’ı başkanlığa getirdi.
Dalan, dinamik ve genç bir kadro kurdu.
Salonun havası bu değişim rüzgarının İzmir’den başlayarak tüm Türkiye’ye yayılması yönündeydi.
Cindoruk‘un bu mesajları dikkate alması gerekir.