New York’un sayıları

3 Mart 2013

New York bir emlak ve emlakçı pazarı. Fiyatlar yüksek, alan küçük. Rakamlar sadece kiracıları değil, emlakçıları da şaşırtıyor

New York toplamda 5818 gökdelene ev sahipliği yapan şehir olarak tarihe geçmiştir. Yüksek binaların varlığı, yaşamların değişmesine yol açmış tabii.
Bugün New York, bir emlak ve emlakçı pazarı. Fiyatlar yüksek, alan küçük, hem de çok..
Çoğu evde bulaşık hatta çamaşır makinesi yokken kira için ödenen miktarlar çok yüksek. Bundan kaçmanın tek yolu şehir dışına doğru gitmek veya eski filmlerde olduğu gibi “Brownstone” isimli kiremit evlerde yaşamak.
Her binanın getirdiği yaşam tarzının farkıyla beraber, fiyatların değişmesi de beklenen bir haber. Fakat fiyat aralığı artık sadece kiracıları değil, emlakçılar, hatta müteahitler ve proje geliştirenleri de şaşırtıyor.
New York’un önde gelen emlak yatırımcılarından William L. ve Arthur Zeckendorf bu hafta ödedikleri meblağdan dolayı New York’lulara “bu şehirde limit yok” dediler. 60’ıncı Cadde’de ultralüks bir gökdelenin inşaatına başlamadan önce, metrekare başına 600 dolar ödeyen yatırımcılar, bu paranın “hava parası” olduğunu açıkladıklarında herkese “Aa” dedirttiler. Kullanılmayan geliştirme

Yazının Devamı

Amerika’da kuruşlar tarihe karışıyor

24 Şubat 2013

Obama, kuruşları piyasadan kaldırmaya karar verdi. Çünkü üretimi kendi değerinden fazla olan bu küçük demir kuruşlar, devleti büyük bir kayba uğratıyor

Alışverişte artık neredeyse hemen hemen hiç kullanmadığınız ama varlığını hep hissettiğiniz, çantanızın dibinde, ceketinizin cebinde belki de evdeki kumbarada, bir kutuda kalmış kuruşlar. Sinir bozucu ama gerekli.
New York gibi bir kentte her şeyin elektronikleşmesi hayatımızdaki bazı köklü objelerin de yok olmasına neden olmaya başladı. Bu küçük demir paralar bu kez gerçekten yok oluyor.
Kendisi küçük kuruşların etkisi çok büyük. O kadar büyük ki Obama artık kuruşları piyasadan kaldırmaya karar verdi. Her bir kuruşun üretimi için harcanılan para 2.4 kuruş... Dolayısıyla üretimi kendi değerinden fazla olan bu küçük demir kuruşlar, devleti büyük bir kayba uğratıyor. Devlet kuruş üretiminden 2009 yılında 19.8 milyon dolar kaybetmiş. Bu kayıp 2010 yılında 27.4 milyona çıkmış, 2011 yılında ise 60.2 milyon dolara... Bu paralar başka yatırımlar sağlanabilecek kadar yüksek.
Kimi, kuruş eskiden kalma bir nostalji ürünü dese de kimisi için bu yasanın uygulanması şart: “Eskiden 1 kuruş ile birkaç yumurta alabilirdik, artık 1

Yazının Devamı

Başkanlar haftası

17 Şubat 2013

Bu hafta Amerika’da başkanlar konuşuldu: Eski başkan George W. Bush bir hacker’ın ortaya çıkardığı “özel koleksiyonu”yla, Başkan Obama ise silah kullanımını sınırlandırma isteği ile gündeme geldi

kendini Guccifer olarak tanıtan bir bilgisayar hacker’ının bu hafta Amerikalılara sürprizi George
W. Bush’un gizli tabloları oldu. Guccifer, Bush’un kız kardeşinin bilgisayarına ulaşıp eski başkanın “özel koleksiyonundan” iki tablonun fotoğrafını internete sızdırdı.
43’üncü başkanın meğerse kimsenin bilmediği sanatçı bir yönü de varmış. Eski başkan Bush’un bu sırrına esin kaynağı ise kendi özel banyosu olmuş...
Bush kendi özel banyosundan kimi anları akrilik boya ile bir bir tablolaştırmış. Biraz özele kaçsa da, Amerikan halkı eski başkanlarının sanatçı kimliği ile tanışınca şok geçirse de eleştiriler gecikmemiş.
Çoğunluğun görüşü; “skandal”. New York Magazine’in sanat eleştirmeni Jelly Saltz’ın yorumu ise çok farklı: “Bu tablolara bayıldım, çok sade ve ‘garip’ler”

Yazının Devamı

“Siz kimsiniz? Biz asıl bununla ilgileniyoruz”

10 Şubat 2013

Amacı başarılı üniversite öğrencilerini desteklemek olan “Yenibirlider” derneğinin genç kurucuları Cem Garih ve Kerem Kamışlı: “Bizim kim olduğumuzun önemi yok, siz kimsiniz? Biz bununla ilgileniyoruz”

Çoğu insanın gözünde bir “Amerikan hayali” olan New York, gerçekte oluşumu hep devam eden, sürekliliğini hiç kaybetmeyen bir platform. Çok farklı boyutları, kültürleri, değerleri barındıran bir şehir olan New York, sosyal değişim ve farkındalığı geliştirmenin yanında bireyi de hep göz önünde bulundurup herkesi bir başkası hakkında da düşünmeye yöneltiyor.
Düşünceden ileri giden, düşünceyi fikre, fikri ise gerçekliğe çeviren bir proje ile karşılaştım. Projenin temelleri burada kurulu değil ama proje New York ve Boston’da yaşayan iki Türk gencine ait; Cem Garih ve Kerem Kamışlı. Genç derken gerçekten çok genç. Destek verdikleri kitle kendi akranları, yarattıkları ise bir dernek. Arkalarına çok sayıda genci de alan Garih ve Kamışlı başlattıkları derneğe “Yenibirlider” ismini vermişler.

Büyük şirketlerde staj imkanı sağlıyorlar
Amaçları, Türkiye’deki başarılı üniversite öğrencilerini geleceğin liderleri olma konusunda desteklemek. Destekleri birçok yönde; destekleri

Yazının Devamı

Ortaya karışık bir kent

3 Şubat 2013

New York, göçmen kentidir. 170 ayrı dil... Peki böyle kozmopolit bir kentte yaşamının ne artıları var?


Her gün aynı yerlere giden, New York’lular için yapılan etkinliklerden biri multikültürel bar turları. Katılımcılar rehber ile geceye bir barda başlıyor, başka barlarda devam ediyor.

New York sokaklarında yürürken doğma büyüme bir New York’luyla karşılaşmanız pek mümkün değil. Göçmen kentidir... 170 ayrı dil... Yaşayanların yüzde 8.2’si İtalyan, yüzde 5.3’ü İrlandalı, yüzde 3.6’sı Alman, yüzde 3.1’i Rus, Yunan, Fransız... İşte size New York. “Ortaya karışık” bir kent.
“Ee tabii, ne de olsa çok kozmopolit bir kent” denir ya New York için. Böyle kozmopolit bir kentte yaşamanın ne artısı vardır ? Bunu fark etmek bayağı bir zahmet doğrusu.
“Ortaya karışık bir kentte yaşamanın getirdiği ne farklar olabilir ki?” dediğinizde dediğinizde karşınıza çıkanların listesi oldukça uzun.
Akşam yemeği olarak Hint, Thai, İtalyan ya da Fransız yemeği yiyebilirsiniz.

Yazının Devamı

New York’lular hasta hasta sokaklara döküldü

27 Ocak 2013

New York’ta bu sezon beklenmeyen oranda bir grip salgını var. Çalışanlar hasta oldukları için eve gönderilmekten şikayetçi. Çünkü çoğu işçiye saat başı ücret ödeniyor

En çok mendil satılan, en çok öksürük şurubu satın alınan ve de en çok tavuk suyu çorba içilen günlere yine girildi. New York’lular bugünlerde çok hasta...
Her seneden daha da çok öksürüyor şehir. Ciddi bir hastalık sezonu daha... Beklenmeyen oranlarda bir grip salgını yaşanıyor. Çalışanlar da grip olunca iş yerlerinde sorunlar kaçınılmaz oldu...
Şirket yöneticileri her hasta olanı eve yollamaya çalışırken çalışanlar da eve gitmemek için direnmeye başladı... Tabii bu da hastanın ateşini yükseltti, hastayı daha hasta yaptı... Hatta bu yüksek ateşli iş yerlerinden eve gönderilen hastalar ellerinde mendiller bir araya geldi, direniş gösterdi, hasta hasta sokaklara döküldü... Nedeni ise 40 milyondan fazla Amerikalı’nın ücretli hastalık izni olmaması. ABD çalışma sisteminde çoğu işveren, işçilerine saat başı ücret ödüyor. Yani ne kadar çalışırsa o kadar para...
Fakat insanlık hali, geç de kalınır, hasta da olunur... Değil mi? Ama böyle istisnalar kaideyi bozmuyor. Ne de olsa kâr-zarar hesabı. “Saatin 15

Yazının Devamı

Google’dan hediye

20 Ocak 2013

Google, mahallesindeki herkese bedava internet dağıtacağını açıkladı. Sürekli online olmak ne kadar iyi? Hiç dezavantajı yok mu?

New York’ta internetin kesildiği yerlere artık hiç kimse uğramıyor... Sırf internete girebilmek için Apple mağazasının önünde durup laptop’unu açanların sayısı her geçen gün artıyor...
Peki bu internet çılgınlığını kim başlattı? Söylentilere göre, internet bir hippi tarafından bulunmuş... Aslına bakarsanız çok da mantıklı. Sınırı olmayan bilginin ortaklığına inanan, ekran başında eşitliği sağlayan özgürlükçü bir ağ değil mi internet?
İnternet kullanımı gitgide yaygınlaşınca, şirketler, restoranlar müşterileri çekmek uğruna bedava wi-fi yani kablosuz internet hizmeti vermeye başladı. Son noktayı da Google koydu. New York’taki Google ofisi bürosunun bulunduğu mahalleye bedava internet dağıtacağını açıkladı.

Dijital reklamcılık nasıl ilerleyebilir?

Yazının Devamı

Ve geriye kalan

13 Ocak 2013

60’ların tehlikeli New York’undan pek eser yok artık. Fakat izleri ile hala sokakta karşılaşabiliyoruz. Bunlardan biri de ayakkabı fırlatma, “shoe tossing”

Çoğu film, çoğu kitap New York’u nasıl tanıtır ki? Kaç yüzü vardır New York’un.
Yeni ve eski.
Tehlikeli ve güvenli.
Süslü ve sade.
Sessiz ve gürültülü.
Temiz ve kirli.

Yazının Devamı