Sefa Karahasan

Kıbrıs, 1571’de Osmanlı topraklarına katılmıştı. Tam 445 yıl sonra ise Osmanlı hanedan ailesine mensup Hanzade Özbaş, Kıbrıs’ta görev aldı. “Ben Cumhuriyet çocuğuyum” diyen Sultan Vahideddin’in torunu Hanzade Özbaş, Merit Oteller Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildi.

Kuşadası’nda anne ve babasından kalan Kısmet Otel’in de sahibi olan Hanzade Hanım, turizm alanında tecrübeli bir isim. Hanzade Özbaş’ı, TRT Türk’teki ‘Sohbet-Name’ sunuculuğundan da tanıyoruz. Programlarını yakından izleme fırsatım oldu. Hanedanların hatıraları, sürgün hikayeleri izleyicileri ekrana kilitledi. Osmanlı kültürü, bizi tarihin derinliklerine götürdü. Sayın Özbaş, Nilhan Osmanoğlu Vatansever’i konuk ettiği bir programda aynen şunları söylemişti: “İki ayağı yere basan bir iş kadını.” Bu cümleler Hanzade Hanım için de geçerli.

Reha Bey’e teşekkür

Daha önce bu görevde yakından tanıdığım Reha Arar vardı. Reha Bey; Kuzey Kıbrıs’ın tanıtımına büyük katkısı olan bir isim. Turizm alanında müthiş çabaları, özverileri oldu.

Gölge Turizm Bakanı gibi çalıştı. Kıbrıs Türk halkının kalkınması için büyük emek harcadı. Şimdi bu koltukta Hanzade Özbaş oturacak. Omuzlarında önemli bir sorumluluk var. Kuzey Kıbrıs,

Canan Danyıldız adında bir ‘gazeteci’ varmış. Açıkçası ne bir özel röportajını okudum, ne de gündem olduğunu duydum. Ama son günlerde, ‘soyunması’yla gündeme gelince, kimdir diye merak ettim. Google’da araştırma yaptım. Sadece verdiği pozlar var. Gazetecilik adına elle tutulur bir yazı yok. Yazarımız Sina Koloğlu yazdı, Posta’nın Genel Yayın Yönetmeni de, “Kızım, yanında başka kıyafet yok mu?” diye soruyormuş. Canan, bunları Kanal D’nin ‘Renkli Sayfalar’ programında söylüyor.

Arman yolu açmış!

‘Sütyen’le ekranlara çıkmayı ‘gazetecilik’ sayan Canan Hanım, bir de “Ayşe Arman yolu açtı” diyor. Gençlik yıllarımdan bugüne kadar okuduğum, beğendiğim-beğenmediğim yazıları olan Ayşe Arman olmak bu kadar kolay mı? Ayşe Hanım’ın hiçbir röportajında teşhir yoktur, haber vardır, gündem vardır. Sen haberciliği, teşhircilikle karıştırmışsın.

Soyunmak şart mı?

Yüksek lisans yapmak, burslu okumak, ‘soyunarak gazetecilik yapılacak’ anlamına gelmez. Canan, gazeteciliği ayaklar altına alan bir tavır içerisindesin.

İnsanlar seni yaptığın röportajların etkisiyle ansın, bilginle öne çık. Binlerce gazetecilik mezununun olduğu bir dönemde, soyunmayı gazeteciliğin önüne geçirmen kötü örnek. ‘Soyunarak

THY Genel Müdürlüğü’ne Bilal Ekşi getirildi. Bilal Bey’i KKTC’de Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın (KTHY) batması sürecinden yakından tanıyoruz. Ekşi, THY Teknik A.Ş Genel Müdür Yardımcısı olarak görevliyken, yönetsel ve mali açıdan zor ve sancılı bir dönem yaşayan KTHY’nın yeniden yapılandırılması ve sürdürülebilir hale kavuşturulması projesi kapsamında, 2009-2010 yıllarında KTHY Genel Müdürü olarak görev yaptı.

Müdür olduktan sonra KTHY’nın kurtarılmasına yönelik umutlar arttı.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekşi’ye her konuda tam destek verdi. Sayın Erdoğan’ın talimatıyla; kurum mali ve yönetsel açıdan rahat bir nefes almaya doğru ilerlemeye başladı.

Bu ivme, 2010 yılında KKTC’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle sekteye uğratıldı. Kurum siyasi malzeme olarak kullanıldı.

Nasıl bir isim?

Yozgatlı Cafer Lalek’e sosyal medyadan verdiği cevapla gündemi meşgul eden Snapchat fenomeni Amanda Cerny, Türkiye’den gördüğü ilginin tadını çıkarıyor. Önceki gün Milliyet’teki haberini Twitter’da paylaştım. Amanda, haberi kendi sayfasında paylaştıktan sonra binlerce beğeni almaya başladı. Sonra kendisiyle konuştum. Türk kamuoyunda ilgi görüyor olmasının çok heyecan verici olduğunu ifade etti. Bu nedenle, elinde Türk bayrağıyla pozlar verdiğini söyledi. Cafer Lalek’in bıyıklı fotoğrafları kendisini etkilemiş. Amanda, “Çok cool bıyıkları vardı. Bayıldım” diyor. Cafer’in profil fotoğraflarının kendisine çok tatlı geldiğini belirtti.

Türkler’e minnettar

Amanda Cerny, Türkiye’de gördüğü ilgi karşısında çok mutlu... En kısa zamanda Türkiye’ye gelmek istiyor.

Cafer’in hesabının sahte çıkmasına tepki göstermiyor. Zaten Sahte Cafer’in ortaya çıkmasından sonra Amanda’nın paylaşımı da ilginç oldu; “Sahte kocam...” Buna rağmen Türklere karşı ilgisi bir kat daha artmış durumda. “Yakın zamanda gelmek istiyorum” diyor. Sosyal medyadaki paylaşımlarının, Türkiye’den çok beğeni aldığını da söylüyor. Burada en çok müzeleri merak ediyor ve gezmek istiyor. Hatta minnettar olduğunu

Athena’nın ‘Ses Etme’ şarkısına çektiği klip çok tartışıldı, tartışılıyor. Klipte ‘transların’ sorunlarına değiniyorum derken, göz çıkarılmış. Baştan sona translığı ‘özendirici’, transların sokaklarda ‘dayak yiyen kişiler’ olduğu algısı oluşturulan bir klip çekilmiş. Bir tarafta şatafatlı bir eğlence görüntüsü, diğer tarafta acı. Sokakta dayak görüntüsü bir anlamda zihinlere, ‘bunlara saldırın’ anlayışını da yerleştiriyor.

Zararlı bir adım

Athena, sorunları daha etkili şekilde gündeme getirecekken, zararlı bir adım atmış. Sadece seks ve eğlence objesi gibi bir klip çekmek, yanlış olmuş. Athena’nın son dönemdeki tutumlarına da baktığınızda bu klibin yayınlanması da şaşırtıcı.

RAFET EL ROMAN’IN SOKAK KAVGASI

Rafet El Roman’la Ceren Kaplakarslan’ın boşanma sürecinde kayınpederiyle girdiği diyalog, içler acısı bir durumdu. Ortada bir evlilik ve kadın var.

Roman ve kayınpederi Atilla Kaplakarslan sosyal medya aracılığıyla birbirlerine “Yavşak” diye hitap ediyor.

Ebru Gündeş’in iş adamı Rıza Sarraf’tan ayrılma kararı bekleniyordu ama açıklanması bomba etkisi yapmıştı. Bu süreci yakından izledim. Televizyonlara çıkanlar, gazetelere konuşanlar, hep bir ağızdan Ebru Hanım’ı eleştiriyor. Bilmeden, doğru bilgi olmadan konuşan da var. Ki konuşmalarına müsaade edenler, gerçeği bilmiyor. Gazetecilik etiğini uygulamıyor. ‘Siz böyle diyorsunuz ama konu bu’ diyemiyor. Amaç reyting.

Nasıl olsa, Ebru Gündeş haberi izlenir ve reyting alır. Gündeş’in boşanma kararı aldıktan sonra da hayatına devam edeceğini neden bilmiyoruz?

Üzüntü yaşanacaktır ama hayat durmaz ki... Bugüne kadar da durmadı.

Ebru Gündeş’i ‘koca parası’ yiyor mantığıyla eleştirenler, Sarraf’la evlilikten sonrasına bakmalı. Ünlü sanatçı iş hayatının hep içerisinde oldu.

Bu dönemde birçok kez Kıbrıs’a da geldi. Yine gelecek. Günay full çekiyor, çekecek.

Çünkü Ebru Gündeş, ne Rıza Sarraf ne de başkasıyla Ebru Gündeş olmadı. Zaten ünlüydü, zaten güzeldi, zaten aranan en güzel sesli sanatçılardan biriydi.

Tek kaygı çocuğu

Edindiğim izlenim Ebru Hanım bundan sonra tek hedefe odaklanmış durumda. O da çocuğu. Çocuğunun geleceğini, eğitimini düşünüyor. Bu konuda çok hassas.

Ebru Gündeş, sanat dünyasının en önemli isimlerinden. Kendisi dışında gelişen olaylar nedeniyle ciddi şekilde mağdur olduğu bir süreç yaşadı. Rıza Sarraf medyaya gönderdiği açıklamada, “Ebru Hanım’ın boşanma kararına saygı duyuyorum” demiş. Gündeş, uzun zamandır Rıza Sarraf’tan boşanmak istiyordu. Ancak çocuk nedeniyle boşanma isteği sürekli erteleniyordu. Çünkü, ikili hakkında çıkan haberler ve dedikoduların önü hiç kesilmedi. Bundan sonra uzun sürmeyecek şekilde, ‘Neden boşandılar?’ yönünde haberler iddialar ortalıkta dolaşır, bir müddet sonra sona erer. Bu süreçte çocuk da fazla zarar görmemiş olur.

Sevindirici haber

Boşanma kararı alınması Ebru Gündeş için sevindirici. Gündeş, ‘O Ses Türkiye’deki jüri üyeliğinden de vazgeçmişti. Bir müddet kamuoyundan uzak kalarak, yeni bir hayata bomba gibi başlayacaktır. Buna inanıyorum.

KKTC’DEN TV SATIN ALDI

Eski CHP Milletvekili Özbolat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Durdu Özbolat, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde AS TV’yi satın aldı. Durdu Bey, yaklaşık üç yıldır AS TV’yi satın alma görüşmelerini devam ettiriyordu. Bu nedenle Kıbrıs’a gelmiş ve Kıbrıs Türk İş Adamları Derneği Başkanı Metin Şadi’yle görüşmeler yapmıştı. Ağustos ayı

Türk sinemasının duayen ismi, Yeşilçam’ın efsane oyuncusu, ilk kez ‘Hababam Sınıfı’ndan tanıdığım Damat Ferit artık yok. Bizleri hüzne boğan bir eylül ayında göç edip gitti. Tarık Akan, sinemanın unutulmayacak isimlerinden biri. İyi bir jön olmasının yanında toplumsal olaylara karşı kayıtsız kalmayan ve net duruşu olan bir sanatçıydı.
FETÖ’nün Ergenekon kumpası döneminde, bazı sanatçılar ortalıkta yokken, o en önde haksızlığa isyan ediyordu. 1980 ihtilalinde yargılanan bir isimdi. İyi bir devrimciydi. İyi bir Cumhuriyetçi ve Atatürk sevdalısıydı. Başbakan Binali Yıldırım’ın mesajında da vurguladığı gibi ‘Tarık Akan, Türk sinemasının önemli isimlerinden biri’ydi.
Sadece aşk değil, düşündüren filmlerin de başrol oyuncusuydu.
Masadan bir bir eksiliyor güzel insanlar. Çal zili Hafize Ana, Ferit geldi...

RÜZGAR ÇETİN’E KÖTÜLÜK YAPMAK