Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Kim başlattı; nasıl başlattı şimdi hatırlamıyorum. Yıllardır kullanmakta olduğumuz “bayan” hitabı ve sözcüğü bir anda lanetlendi; “tu kaka” ilan edildi.
Neymiş, magandalar “bağyan” dermiş, o yüzden bu sözcük kullanılmamalıymış.
Propaganda kısa sürede yayılıp basının anlı şanlı kalemlerinin desteğini de kazanınca galip geldi. Şaşkın bakışlarımız altında “bayan” sözcüğü adım adım hayatımızdan kazınmaya başlandı.
Önce spordan giriştiler. Voleybol, basketbolda “bayanlar ligi” ifadesi “kadınlar ligi” diye değişti. “Bayan” takımları oldu sana “kadın” takımı.
Son olarak TBMM de kendi iç yazışmalarında “bayan” ve “hanım” sözcüğünü kaldırma, iç tüzükte yer alan benzer ifadeleri de temizleme kararı aldı.
Akımın savunucuları, kadın demenin “daha kibar” olduğunu iddia ediyorlar. Türk Dil Kurumu yetkilileri de “erkek” kelimesinin karşıtının “kadın” olduğunu belirtip ifade sürekli kullanılır olunca bir süre sonra tuhaf gelmeyeceğini savunuyor.
Hayır kardeşim. Bana ve benim gibi bir sürü insana hala tuhaf geliyor.
Erkek kelimesinin karşıtı “kadın” olabilir ama daha “bayan” kelimesi, “bay” kelimesinin karşıtıdır. Toplumumuzda daha ince hitap tarzının ürünüdür; magandalığın değil.
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü’nden Yrd. Doç. İbrahim Şahin, “Kadın kelimesi köken olarak ‘Han’ın eşi’ anlamına gelen ‘Katun’ kelimesinden gelir. Toplumda güçlü bir imajı ve duruşu olan bireyler için kullanılır. Bayan kelimesi ise köken olarak Moğolca olmakla birlikte ‘zengin, dokunulmaz, kutsal’ gibi anlamlar taşır. Günümüz toplumunda nezaket anlamında kullanılır” diyor.
Neymiş?
“Nezaket” anlamında kullanılırmış.
İnceleceğiz diye tam tersini yaptınız yani. İngilizce’yi örnek alıp Türkçe’ye ihanet ettiniz.
Yani...
Magandalar sizinle gurur duyuyor...

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı düş yakamdan!

Bir haftadır Sağlık Bakanlığı’nın sigarayı bıraktırma hattı bana tebelleş oldu.
İşin en yoğun saatlerinde; başımı kaşıyacak vaktim olmadığı anlarda telefonum çalmaya başlıyor....
Zıırrrr da zır zııııır....
Tanımadığım bir numara.
Açsan bir türlü, açmasan bir türlü...
Bir yandan işi yetiştirme telaşı, bir yandan hem seni hem çevredekileri rahatsız eden ses.
“Belki önemlidir” diye açıyorsun...
Heyecanlı ve coşkulu bir bayan sesi bant kaydından başlıyor konuşmaya...
“Merhaba! Sağlık Bakanlığı Sigarayı Bıraktırma hattına hoşgeldiniz... Sigarayı bırakmanız artık çok kolay...”
Haydaaa!
Ne sigarası, ne bırakması kardeşim... Ben o illetten kurtulalı neredeyse dört sene oldu.
“Benimle oyalanma git bizim Hamdi Türkmen’in, İbrahim Akbulut’un yakasına yapış” diyeceğim ama karşımdaki kanlı canlı insan değil, banda kayıtlı ses.
Çaresiz kapatıp işime dönüyorum.
Ertesi gün aynı saatlerde, yine aynı telefon.
Sesi tanır tanımaz basıyorum kırmızı tuşa.
Ohhh. Rahatım şimdi...
Ama yalnızca ertesi güne kadar....
İnadına işin en yoğun anında yine çalıyor telefon.
Bir arkadaş akıl verdi; “Hemen kapatma, bir tuşa basmanı isterler, aksini yapar kurtulursun...”
Cuma günü, sabrettim, o bölüme kadar dinledim. “Sigarayı bırakmak istiyorsanız şu tuşa basın” dedi, basmadım; hat kendiliğinden kapandı.
Hafta sonu rahattım. Bugün mesai başlıyor... Bakalım biz de Sağlık Bakanlığı ile mesaiye başlayacak mıyız?