Bir stat isterken, Spor Bakanımız İzmir’e ikinci stadı da yapacaklarını açıklayınca sevinmiştik. Ancak İZSU’nun, “Baraj koruma havzasına stat yaptırmam” çıkışı hevesimizi kursağımızda bıraktı.
Kentin kuzey bölgesinde yapılacak stat için kopan fırtınaları çoğunuz hatırlar.
Sonunda KSK’nin istediği Mavişehir’deki arazi olmadı ama Örnekköy’de dört dörtlük bir stat için Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, ortak noktada buluştu.
Bakan Suat Kılıç’ın bir ay kadar önce yaptığı ziyarette “Bir stat da güney bölgesine yapacağız” açıklamasından sonra Gaziemir ve çevresinde yer aranıyordu.
Beş ayrı yer belirlendi. Ancak bildiğiniz gibi İZSU, beş yerin tamamını “Tahtalı Barajı mutlak koruma havzası içinde” diyerek veto etti.
* * *
Başkan Aziz Kocoğlu devreye girer, kriz çözülür diye umut ediyorduk ki, olmadı.
Kocaoğlu da “Havza koruma alanında stadyum veya başka bir şey yapmak mümkün değil” diyerek kestirip attı.
Başkan, “Orayı kirletmek doğrultusunda bir yapı yapılamaz” diyerek kesin tavrını koyuyor ve “Başka bir yer arayın” diyor.
Buna karşılık eski AK Parti İzmir Milletvekili ve İZVAK Başkanı Tuğrul Yemişçi aynı kanaatte değil.
Yemişçi, İZSU’nun vetosu ve Başkan Kocaoğlu’nun kararlı tutumu için “Anlamak mümkün değil. Tahtalı Havzası’nın çevresinde yerleşim bölgeleri yok mu? Cumaovası, Menderes ve civar beldeler de Tahtalı Barajı’nın su havzasında kalmıyor mu?” diyerek şaşkınlığını ifade ediyor.
* * *
Bana göre de Tuğrul Yemişçi haklı. Yılda en fazla 30-40 maç oynanacak stat, Menderes’te yol kıyısında yapılan yeni konut sitesi kadar bile tehlikeli değil Tahtalı için.
Altı üstü stat sonuçta.
Petrokimya tesisi değil ki yaptığınız.
Ayrıca arıtma diye bir teknoloji de var. Yaparsın küçük bir paket arıtma, çözersin sorunu.
Hatırlatmak isterim ki, yıllar önce Tansaş’ın Kaynaklar yakınlarında yaptırdığı et entegre tesisi de aynı havzanın içinde.
Ancak bu tesis yapılırken “olmaz” diye karşı çıkılmadı, çözüm arandı.
Arıtma tesisine ek olarak, bir kilometreden biraz fazla uzunlukta bir basınçlı hat çekilerek, her türlü atık suyun havza dışına; Bornova tarafına verilmesi sağlandı.
* * *
Demek istediğim o ki; istenirse çözüm bulunur. İzmir’in bir stada ihtiyacı varsa ve gerek ulaşım, gerekse arazi olarak en uygun bölge burasıysa, nasıl yapılacağına bakılır.
“Yasa izin vermiyor” deyip kestirip atmak kolay.
Yasanın nasıl yaparsan izin vereceğini bulmak ve onu yapmak ise gerçekten çözüm peşindeki akıllı yöneticinin işi.
Bayır’a Ankara yolu göründü
CHP’de il kongreleri bu hafta sonunda başladı. Haziran ayı başlarında ise il kongreleri var.
Göreve atamayla gelen İl Başkanı Tacettin Bayır, bu kez seçimle gelme arzusunda.
“Aday olacak mısınız?” diye sorulunca, “Hele bir ilçe kongreleri bitsin” diyor ve ekliyor:
“Bu görevi hakkıyla yapıyorsam, delegeler bundan memnunsa ve ‘Başkanım, biz seninle yola devam etmek istiyoruz’ işareti verirse o zaman tabii ki çıkıp ‘adayım’ derim.”
Seçim döneminde tam milletvekili adaylığına hazırlanırken bu görevin verildiğine dikkat çeken Bayır, “Bakarsınız Genel Başkanımız beni Ankara’ya yanına ister” diye de ekliyor.
Gördüğüm o ki; Bayır’ı il başkanlığına taşıyacak bir delege yapısı oluşması çok zayıf bir ihtimal. Hele Alaattin Yüksel’in iç sayfalarımızda okuyabileceğiniz il başkanı tarifini göz önüne alırsanız, Sayın Bayır’a Ankara yolunu tutmaktan başka bir çıkar yol kalmayacak gibi görünüyor.
