Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir halkını ulaşımda denizi daha fazla kullanmaya teşvik etmeye; onları denizle barıştırmaya çalışıyor. Bu düşüncesini hayata geçirmek için ihale engellerini aşıp yeni gemiler almak için çaba harcıyor.
Bu konudaki heyecanını, karşılıklı oturup konuştuğunuzda anlamak mümkün. Ancak bu işi emanet ettiği kişilerin aynı heyecanı taşımadıkları da kesin. Taşısalar, Körfez’in her yanına günün her saatinde ulaşım imkanı sağlamak için çaba harcarlardı.
Oysa tam tersini yapıyorlar. Son örnek, Göztepe’den sabah 09.00’dan sonra düzenlenen vapur seferlerini ekonomik olmadığı gerekçesiyle kaldırmaları.
Tanıdığım pek çok insan var buradan vapura binip Konak, Alsancak yönüne giden...
Çoğu da işadamı, avukat, mimar... Yani işlerine çok erken saatte gitmeleri gerekmiyor. İsteseler, şoförlü arabalarının arka koltuğuna kurulur veya lüks arabasının direksiyonuna geçip işlerine gidebilir. Trafik sıkışıklığına bir katkı da onlar yapabilir!
Ama yapmıyorlar. Sırf deniziyle barışık bir İzmirli olmak adına; tanıdıkları insanlarla sohbet ederek, sabah çayını, kahvesini yudumlayarak işlerine gitme keyfini yaşamak için deniz yolunu tercih ediyorlar. Daha doğrusu ediyorlar...dı.
Şimdi ya çok erken kalkacaklar, ya da trafik sıkışıklığını biraz da onlar artıracaklar.
H H H
Başkan farklı düşünürken, sorumluluk verdiği insanlar neden böyle yapıyor?
Yoksa bu işin aynı zamanda bir kamu hizmeti olduğunun farkında değiller mi?
Anlaşılan değiller.
Başkan Kocaoğlu’nun İzdeniz’in başına getirdiği Gül Şener Hanımefendi, ulaşıma kamu hizmeti olarak bakmadığını, ticari bir müessese yönettiğini düşündüğünü ESHOT’un başındayken göstermedi mi?
Tam da seçim öncesine denk gelen dönemde, İZBAN seferleri başladı diye tüm otobüs hatlarını aktarma sistemine göre düzenleyip milleti perişan etmedi mi?
CHP’li milletvekili adayları gittikleri her kahve toplantısında, her mahalle ziyaretinde bu yüzden tepkiyle karşılaşmadı mı?
İlçe belediye başkanlarının “Yapmayın; etmeyin. Hiç olmazsa seçime kadar bu sistemi erteleyin” ricalarına rağmen “Alışmak zorundalar” diyerek bu sistemde ısrar etmedi mii?
* * *
Sonuçta, Kocaoğlu yaptığı ilk operasyonda Gül Hanım‘ı ESHOT’un başından aldı; İzdeniz’in başına getirdi.
Şimdi ulaşım hizmeti veren bir başka şirketi karlı hale getirme çabalarına İzdeniz’de şahit oluyoruz.
Bir kez daha hatırlatayım; toplu ulaşım bir kamu hizmetidir. Zararı azaltmak için çaba harcanmasını anlarım; ancak kar etmiyor diye seferleri kaldırmak, bu işin mantığıyla bağdaşmaz.
Yeni gemiler alınıp Başkan Kocaoğlu deniz ulaşımıyla ilgili rüyasını gerçekleştirmek için düğmeye bastığında ne yapacaksınız?
“Kar etmiyor” diye gıcır gıcır gemileri kıyıya mı bağlayacaksınız?
Yoksa insanları teşvik için boş gidip gelse de ısrarla sefer yapmaya devam mı edeceksiniz?
Bekliyoruz...
Bakalım ne yapacaksınız?
Tabii o günler geldiğinde hala yerinizde kalmayı başarırsanız.

Meslek odaları ses verdi

Geçen hafta Mavişehir’deki araziye stat yapma bahanesiyle kamuya ait büyük bir spor alanının yok edilme girişimine meslek odalarının tepki vermemesini eleştirmiştim.
Neredeyse 15 gün sesi çıkmayan meslek odalarından nihayet bir ses geldi.
Ben “Hiç olmazsa şehir plancıları konuşsun” dedim ama onlardan önce Mimarlar Odası Başkanı Hasan Topal elini çabuk tuttu. Tahmin ettiğim gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun tutumunu destekler bir tavır ortaya koydu. Topal, “Kentin spor alanları satılarak, plan değişiklikleriyle rant tesisine dönüştürülmesi yasal değildir. Başta TOKİ olmak üzere tüm kurum ve kişiler İzmir kent planlarına, kamu yarına saygılı olmak zorundadır. Büyükşehir Belediyesi’nin tutumu doğrudur, yasal olandır; destekliyoruz” dedi.
“Kamusal kullanım kararı bulunduğu bilinerek alınan arazilerin plan değişikliği yöntemiyle rant tesisine dönüştürülmesi bir mülkiyet hakkı değildir” diyerek son noktayı koydu.
Hasan Topal’a teşekkürler... Ancak kafamdaki soruların bir kısmı hala aydınlanmadı. Şehir plancıları oralı değil. Onlardan bir tavır hala yok. Futbol taraftarlığının insani duygular üzerindeki etkisi meslek aşkını bastırıyor mu yoksa?

Muazzez Abacı yakışırdı

Demokrat Parti gelecek pazar il kongresi yapıyor. Kongreye, partinin Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de gelecek ama yeterli görülmemiş. Partililer daha fazla ilgi göstersin diye olsa gerek bir de Burcu Güneş konseri koymuş parti yöneticileri.
Ancak yanlış tercih olmuş bence.
Parti, girdiği son seçimde eridi diyeceğim ama erimek ne kelime... Buhar oldu...
Bir zamanların iktidara alışık demokratları hayak kırıklığı içinde... Haklılar...
İl Başkanı Naşit Birgüvi bile kongreye kadar partiyi götürüp görevimi yapayım, ondan sonrası için Allah Kerim havasında... “Talip çıkarsa koltuğu hemen vereyim” diyor.
Şarkılı türkülü kongre konusuna dönersek...
Partinin tabanına, geçmişine baktığınızda Burcu Güneş değil, Muazzez Abacı daha fazla yakışırdı gibime geliyor. Partiyi büyütme, gençleri de çekme iddiasını ortaya koymak için Tarkan’ı falan çağırsalar anlayacağım. Ama o da tercih edilmemiş. Dedim ya; çözemedim bu sanatçı işini. Anlaşılan parti yöneticilerinin kafaları çok karışık.