Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geciken metro çalışmaları nedeniyle yıllarca sıkıntı çeken İnönü Caddesi esnafı ve halkına bir iyilik yapma ihtiyacı hissetti. İzmir’in dört bir yanında yenilenen kaldırımlar İnönü Caddesi’nde “daha kaliteli” malzeme ile yapılacaktı. Pahalı doğal taşlar kullanılarak, sıkıntı çekenlere bir anlamda teşekkür edilecekti.
Yanılmıyorsam, ilk kazma temmuz ayı ortalarında Üçyol’daki otobüs duraklarında vuruldu. Sonra her iki yöne doğru ilerledi. Sonra karşı kaldırımlara geldi sıra... Haklarını yemeyelim; elektrik, kanal, yağmur suyuna kadar altyapının da birlikte yapıldığını görüp işin ağır ilerlemesine “Olur o kadar” diyorduk.
Ancak, tahammül sınırları aşıldı. İnsanlar aylardır toz toprak içinde, kaldırımlarda cambazlık yapıyor.
Başkan Kocaoğlu’nun bu işe başlarken iyi niyetli olduğundan kimsenin kuşkusu yok. Ancak sonuç istediği gibi olmadı.
Vatandaşlar ve bölge esnafı isyan noktasında. Bazı dükkanların önüne hiç olmazsa taş döşenmiş ama tamamlanmamış. Üçyol’da bir esnaf, yarım yamalak bitmiş kaldırımı gösterip şöyle dedi: Bak ağabey, şurada her gün 4-5 kişi yere kapaklanıyor. Burada ilk çalışma başladığında Ramazan’a 10 gün vardı. Bu kadar zamanda bir kaldırım bitmez mi?
Cadde ortasına taşan kanal çalışmaları yüzünden trafiğin kilitlenmesine, İnönü Caddesi’nde trafiğin içinden çıkılmaz hale gelmesine hiç girmiyorum bile.
Dört ayda bir kaldırımı bitiremeyen müteahhide de pes diyorum doğrusu. İnsan, “Bu iş için ödenen para mecliste polemik konusu oldu. Hiç olmazsa işi bir an önce tertemiz bitireyim” der değil mi?
Ne gezer?
Sayın Başkan’a buradan çağrı yapıyorum. Bu işe bizzat el atmazsanız, kontrol eden bürokratın da müteahhidin de umurunda olmayacak. Korkarım, gecikme konusunda metroyla yarışacaklar.
Haliyle fatura da size kesilecek.

Haberin Devamı

Bu rezillikten vazgeçsin artık

Ararat; İzmir kökenli bir kuyumculuk firması. Türkiye çapında başarılara imza atması, diğer büyük firmalarla yarışır olması İzmirli olarak bizi elbette sevindiriyor. Ancak yaptıkları bir şey var ki, artık tahammül sınırlarını aştı.
Her yeni şube açılışında törenler düzenliyor, ünlü mankenleri getirip özgün takı tasarımlarını sokak defilesiyle sergiliyorlar..
İyi... Güzel...
Ancak sonra sıra altın saçmaya geliyor.
Mankenler, kutular içinde birkaç gramlık altınları kalabalığa saçıyor... Seyredin ondan sonra manzarayı. Birbirini ezen mi ararsın; yere kapaklanan mı; yanındakine yumruğu vuran mı?
Rezilliğin bini bir para... İnsanlık yerlerde...
Ayıptır; yazıktır..
Sayın firma sahiplerine sormak gerekir; bu manzaradan keyif mi alıyorsunuz?
İnsanların birkaç gram altın için birbirini ezmesi size zevk mi veriyor?
Aç insanlara ramazan paketi dağıtırken izdihama sebep olanlar bir zamanlar. Allah’tan şimdilerde yardım böyle dağıtılmıyor.
Ancak şimdi de başımıza bu çıktı.
Firma sahipleri, iyi reklam yaptıklarını falan düşünüyor galiba...
Ancak bu iş birkaç kez daha tekrarlanırsa firmalarının isimleri hiç arzu etmedikleri şekilde anılır; benden söylemesi.
Derdiniz reklamsa, dağıttığınız altın birkaç gazetede ilan yayınlatmaya yeter...
Yok, birilerine üç-beş kuruş vermekse, bunun daha güzel yolları var...
Lütfen bu işi bir daha tekrarlamayın; insanlığın ayaklar altına alınmasına ortam yaratmayın.