Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İzmir bir Expo macerasına daha kavga gürültü ve karmaşa içinde atıldı. Bir önceki 2015 adaylığımızda da bir yandan siyasi iktidarın İzmir alerjisi ve diğer yandan her zamanki kendi iç çekişmelerimiz içinde çalkalanıp durmuştuk.
Kenti temsilen kimin organizasyonun başında olacağı konusunda kişisel egolar üzerinden yürüyen tartışmalar bir hayli enerji kaybettirmişti bize...
Ankara cephesinden tek Abdullah Gül (Adaylık başvurusu döneminde Dışişleri Bakanı, oylama sırasında ise Cumhurbaşkanı idi) elinden gelen desteği vermişti, sağolsun...
Yine bir Expo organizasyonuna adayız; kalabalık bir heyeti Paris’e yollamışız...
Dakika bir, gol bir...
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon!
Bu yetmiyormuş gibi; organizasyon heyeti içinde uyumsuzluk, çekişme, kimin lider olduğu, hangi kurumun başı çekmesi gerektiği üzerinde kimi açık, kimi örtülü çekişmeler.
Sunumların yapıldığı ilk gün gelen haberlere bakılırsa, “rakiplerimizi ezdik geçtik”, “gol üstüne gol attık”, “tamam bitti bu iş” havaları.
“Hele o tanıtım filmimiz yok mu; herkes ağzı açık seyretti!”
Kendi kendimizi dolduruşa getirme konusunda da üstümüze yok gerçekten.
* * *
Paris’e giden heyette yoktum, orada olup biteni, kendin gözlerimle görmedim. Ama internet denilen bir nesne var arkadaş... Gir youtube’a, bizimki dahil, bütün aday ülkelerin tanıtım filmlerini izle.
Ben de öyle yaptım. İlk şoku bizim o göklere çıkarılan tanıtım filmimizi izlerken yaşadım. “Avatar’ın animasyonlarını yapan ekip hazırlıyor” diye sunulan; en azından bir-iki animasyon şovu göreceğimi umduğum tanıtım filmi benim için hayal kırıklığı oldu. “Kötü” demek emeklerine haksızlık olur ama beklentilerimi hiç karşılamadı. Teknik açıdan baktığında bu kadarını bizim Seçkin Öner; hem de birkaç gün içinde rahatlıkla yapardı. Amerikalara gitmeye, Avatar, Star Wars aramaya hiç gerek yoktu.
Ödenen parayı kulağıma fısıldadıklarında ise nutkum tutuldu.
Bu işler bu kadar para eder mi ben bilmem ama bilenler, “etmez” dedi...
* * *
Bu işin teknik ve parasal tarafı... Gelelim içeriğe...
Diğer aday ülkelerin tanıtım filmlerinde dikkatimi çeken belli bir konuya odaklanmaları; şehrin o özelliğini öne çıkarmaya çalışmaları. Özellikle Sao Paulo ve Dubai...
Biz ise elimizde, cebimizde ne varsa ortaya dökmeye çalışmışız. Her şeyimizi bir çırpıda anlatma çabası içinde gerekli gereksiz bir sürü bilgi yığınıyla doldurmuşuz filmi. Bunun yaparken de, pek çok şeyi unutmuşuz.
Örneğin; dünyanın en eski sağlık merkezlerinden Bergama Asklepion yok.
Üstelik ana temamız; “Herkes için sağlık”.
BIE genel kurulunda oy kullanacak delegeler arasında çoğunluk Hıristiyanlarda.
Meryam Ana evinden; Efes’ten söz bile edilmemiş.
* * *
Sözün kısası, öyle abartılacak bir başarı yok ortada.
Kendimizi kandırıp dolduruşa falan getirmeyelim. İyinin daha iyisini arayalım.
Yoksa; huyumuzdur; “biz bu işi bitirdik” der, peşini bırakır ve geçen seferki gibi hayal kırıklığına uğrarız.
Aslına bakarsanız Vali Cahit Kıraç, cuma günü yaptığı değerlendirmede durumu özetledi:
İzmir’in İzmir’den başka rakibi yok.
Çok doğru bir saptama.
Ancak her şeye rağmen kazanabiliriz. Yeter ki kendi kişiliğimizi değil, İzmir’i düşünüp, kavgadan kaçınalım.
Yeter ki birbirimizi kandırmayalım; hatalarımızı zamanında fark edip düzeltelim.

Pes dedirten bir proje

Son iki yılda biraz kıpırdanma olsa da İzmir, Anadolu liseleri ve üniversitelere giriş sınavlarında eski başarılarını mumla arıyor.
Bu başarısızlığın sebeplerini uzun uzun tartışma niyetim yok.
Ben Milli Eğitim İl Müdürlüğü’nün Özel Dershaneler Derneği ile giriştiği bir işe takıldım.
Plana göre daha önce bir ön elemeden geçmiş İzmirli öğrenciler özel bir sınavdan geçirilecek. Anlaşıldığını göre YGS sınavı için 224, SBS için ise 267 öğrenci seçilmiş durumda.
Bu öğrenciler arasında yapılan yeni eleme “en iyilerin” seçilmesini sağlayacak.
Asıl olay bundan sonra başlıyor.
Bu öğrenciler sınav zamanına kadar, en iyi öğretmenlerce eğitilecek, sınav üstüne sınav yapılacak. Böylece asıl sınava bomba gibi girmeleri sağlanacak.
Sonuçta beklenen ne? Milli Eğitim Müdürü Rağıp Üye‘nin sözleriyle; “İzmir’den daha çok sayıda sınav birincisi çıkacak!”
Peki bu süper öğrencilerin birinci, ikinci olmasının diğer öğrencilere yararı olur mu?
Senin benim çocuğumun başarısı yükselir mi?
Hayır!
Öyleyse bütün sınavların, birincileri, ikincileri üçüncüleri İzmir’den çıksa ne olur, çıkmasa ne olur!
Faydası olsa olsa; dersane sahiplerine, yöneticilerine olur. Bir de Milli Eğitim Müdürümüze tabii..
Birinci, ikinci olan çocuğu yanlarına alıp; gazetelere, televizyonlara poz verir, bol bol reklam yaparlar.
Başarı ortalaması mı dediniz?
Kimin umurunda!