Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir’in bir sanayi kenti değil, “Kongreler ve Fuarlar Kenti” olması gerektiği üzerinde fikir birliğine varılalı benim bildiğim 25-30 yıl oluyor.
Bu söylemi, ilk kez Burhan Özfatura‘nın seçim bildirgesinde okuduğumu hatırlıyorum. Daha sonra pek çok kişi böyle olması gerektiğini söyledi; sonraki seçimlerde de her adayın ortaya koyduğu programın “olmazsa olmaz” maddesi haline geldi.
Sonrasında yaptığımız; her zamanki gibi konuşup durmak oldu. İzmir’i fuarlar ve kongreler kenti yapmak için doğru dürüst, somut bir adım atmadık. Yeni fuar merkezini Gaziemir’e taşımayı bile 10 senedir başaramadık. İnşaat başladı başlıyor derken, dünyada bu alanda büyük değişimler yaşandığını dahi görüp değiştirecek refleksi gösteremedik.
Tıpkı “Enternasyonal İzmir Fuarı”ndan ihtisas fuarcılığına tam anlamıyla geçemediğimiz gibi...
Oysa dünya çoktan başka bir aşamayı geride bırakmış; bizim yapmayı hala başaramadığımız dev sergi salonlarını yapmakla yetinmemiş; ortasında oteli, kongre merkezi, sanatsal aktivitilerin yapılacağı yerler, gerektiğinde spor müsabakaları yapmaya uygun “hall”lar ile “Convention Center” devrine geçmişti.
Biz eveleyip gevelerken, yalnızca fuarcılığın, bankacılığın değil, gittikçe büyüyen çekim gücüyle “Her şeyin merkezi” olmaya başlayan İstanbul, bu alanda da bizi sollayıp geçmişti.
* * *
İşte böyle bir umutsuzluk ortamında geride bıraktığımız hafta içinde sevindirici bir gelişmenin başlangıcına tanık olduk. İzmir Kongre ve Ziyaretçi Turizm Tanıtım A.Ş’nin, yani kısa adıyla CVB‘nin ilk yönetim kurulu toplantısı yapıldı. CVB, İzmir Ticaret Odası, Büyükşehir Belediyesi, TÜRSAB, Deniz Ticaret Odası gibi kuruluşların bir araya gelerek kurduğu bir şirket. Amacı, “İzmir’i kongreler şehri” yapmak.
Toplantıya katılan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un destek sözü, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “Gaziemir’de bir yıl ücretsiz fuarcılık” gibi projeleri umut verici.
Umudumu en fazla artıran da 2012’de İTO Başkanlığı’ndaki son dönemini tamamlayacak olan Ekrem Demirtaş’ın bu şirketin yönetimini üstlenmeye ikna edilmiş olması.
Şimdiye kadar elini attığı her işten başarıyla çıkan Ekrem Demirtaş’ın başına geçmesi, en azından bu şirketin kurulması kadar önemli bence.
Demirtaş’ın kafasında İzmir’i dünya gündemine sokacak çok önemli projeler olduğunu biliyorum. Hele İTO Başkanlığı’nı tamamlayıp tüm enerjisini bu işe vermeye başlarsa, işte o zaman tutmayın bizi...

Ege şimdi daha da büyük
Hükümet, 12 Haziran seçimleri öncesi ortaya attığı büyükşehirlerle ilgili yasal düzenlemeyi Van depremi nedeniyle yeniden gündeme aldı.
Yeni kavrama göre nüfusu 750 bini geçen yerler büyükşehir statüsüne kavuşacak.
Yasanın ayrıntıları henüz belli değil. Büyükşehir sınırları içine ilin tamamı mı, yoksa 20 kilometre yarıçap içinde kalan yerleşim birimleri mi girecek, belirsiz.
Ancak yasa neyi kabul ederse etsin, konuşulan kavramları Ege’de karşılayan 5 il bulunuyor.
Manisa ve Denizli, 12 Haziran seçimleri öncesi düşünülen kapsama zaten giriyordu.
Şimdi bu iki ile Aydın, Muğla ve Balıkesir ekleniyor. Böylece Ege Bölgesi’nde büyükşehir kapsamında olmayan bir tek Uşak kalıyor.
Büyükşehir olmak demek, belediyelerin genel bütçeden daha fazla vergi payı alması demek.
Bunun faydasını da tüm bölge olarak göreceğimiz kesin.
Ege’ye hayırlı olsun.